Paylaş
Yok Aygül hanım biz wuhan diye bir yer olduğunu bile dünyada bilmiyorduk ki..
Gökyüzü şurada dursun diyorsunuz dimi?
Haklısınız...
Ne kadar çok şeyi fark etmek ve araştırmak zorunda olduğumuzu bir kere daha görmüş bulunmaktayım. Ne olacak bu pandemi diye bende düşünüyorum. Ama en azından bende bu olayları neden yaşadık ve ne anlamamız gerektiği kısmını iyice kazıyorum.
Bu bir geleceğe mektuptur, yaşamaya yenilik ve güzellikle devam edenlerin mektubu…
Hiç unutamayacağımız yıllar yaşıyoruz. En büyük zararı kendi ellerimizle verdiğimiz bu düzenin tam ortasından gelecek nesillere, yıldız savaşçılarıma bir mektubum var. Acı günlerin tecrübeleri, şartları sonuna kadar zorladığımız ihtimalleri, gökyüzü seyri ile birleştirerek size ilerde hatırlayacağınız, hatırladıkça zamanın akışının bizleri nereye taşıdığını fark edeceğiniz birkaç kelime izi bırakıyorum.
Covid-19 sürecine, konunun çıkış noktası olan Wuhan şehrinin asteroidi ile bakalım.
Resmi kayıtlara göre ilk vaka 1 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkmıştı ve Wuhan asteroidi Yay burcunda hareket etmekteydi. Salgının ilk ölümü 9 Ocak 2020’de gerçekleştiğinde Wuhan asteroidi Oğlak burcuna giriş yapmıştı. 10 Ocak’ta Yengeç burcunda bir dolunay deneyimlerken aynı zamanda Oğlak burcunda büyük ve güçlü bir gezegen toplanması vardı. 12 Ocak’ta Satürn, Plüton ve Merkür’ün burada bir araya gelmesiyle salgın kısa sürede büyüdü, sınırlar aştı ve tüm dünyaya yayıldı. Venüs’ün Kova burcunda seyretmesi, Güneş Satürn Kavuşumuna Plüton’un da eşlik etmesiyle korku iyice artmış ve bir yandan da gerçeklerin görünmesi için sis bulutlarının dağılmasına yardımcı olmuştu.
Oğlak burcu geleneksel olanı temsil eder. Yeniden, yenilikten pek hoşlanmayarak bildiği sistemden vazgeçmeyen bir doğayı bize anlatır. Oğlak burcunun gezegeni Satürn’dür. Wuhan asteroidinin kuşaklar arasındaki seyrini de dikkate aldığımızda Satürn dekanında olduğunu kabul edebiliriz. Tabiri caizse kendi evinde bulunurken en rahat olduğu yerde yeniliklere karşı bir tepki de gösterebilirdi.
Başak dolunayı ile “yeni düzen” hayatımıza sirayet etmeye başladı.
9 Mart 2020 tarihinde Başak burcunun 19. derecesinde gerçekleşen dolunay, Wuhan asteroidine 120 derecelik bir yaparak salgının grafiğini üst noktalara taşıdı. Karanlık olanı ve hayatın sonlanması ile ilgili konuları temsil eden Atropos asteroidi, 9 Mart günü Boğa burcunda Venüs ile kavuşum yaptı. Tüm bunlar bazı düzenlerin artık eskisi gibi olmayacağının sinyalleriydi aslında. Nitekim, iki gün sonrasında 11 Mart'ta Dünya Sağlık Örgütü bunun bir küresel salgın olduğunu açıklayarak tüm dünya geneli için “pandemi” alarmı verdi; 13 Mart’ta da Avrupa’yı pandeminin merkez üssü ilan etti.
Başak burcu dolunayı, dünyanın kanayan yarası haline gelen sağlık sistemlerinin yanlış ve eksik yönlerini ortaya çıkarırken disiplinli yol haritası belirlenerek hareket edilmesi için gereken uyarıyı yaptı. Toplumlar olarak bize düşen, hayatı kolaylaştıran, fayda sağlayan yeni bir düzen için gelişen şartlara uyum sağlamaktı.
Aradan bir yıl geçti ve...
Birkaç gün sonra yine Başak burcunda bir dolunay deneyimleyeceğiz. 27 Şubat’ta Başak burcunun 8. Derecesinde gerçekleşecek olan dolunay güçlü bir etki ile yeniden karşımıza çıkarak disiplinli çalışmaların yeterliliğini kontrol etmeye hazırlanıyor. “Yine aynı şeyler mi olacak, yine başa mı döneceğiz?” diye soruyorsunuz, duyuyorum. Başa dönmeyeceğiz; tabi sistemin tamamlanma döngüsünde eksik ya da hatalı bir mekanizma yoksa… Eğer varsa da Başak Dolunayı yanlış yapılan veya üzeri süslenerek kapatılmak istenen verileri, çalışmaları yerinde tespit ederek gereken en ağır cezayı yazacaktır.
Atropos asteroidi Plüton ile karşı karşıya geliyor.
Bir yanda şu an Yengeç burcunda geri hareket eden karanlık yüzlü Atropos asteroidi, diğer yanda Oğlak burcunda seyrine devam eden Plüton var. Bu karşılaşma, dünyanın ve insanlığın şu anki halinden yola çıkarak bir “tamam mı devam mı?” sorusu soracak. Gerektiği kadar yıkıldığına ve yeniden inşa edilecek hale geldiğinden emin olduklarında zaman bizim lehimize ilerleyecek demektir. Gezegenlerin bunu yapacak etkileri vardır ama o etkiyi aktifleştirecek olan irade de insanda vardır. Yani dönüp dolaşıp yine aynı geliyoruz: Her şey bizim ellerimizde, 20 saniye olmak suretiyle yıkadığımız ellerimizde…
Neptün iş başında, görüş açımızı iyi ayarlamalıyız.
Wuhan asteroidi Balık burcunda transitine devam ederken Balık’ın yönetici gezegeni Neptün ile kavuşum gerçekleştirecek. Sistemin önünü kapatmak isteyen Neptün, görüş açısını oldukça düşürerek daha temkinli ve emin adımlarla ilerlemek gerektiğini hatırlatıyor. Aynı zamanda, kurallara uyulmadığı takdirde ilerleyen zamanlarda faturayı en ağır şekilde keserek hayal kırıklığına yol açacağının sinyallerini veriyor.
Neptün ile yakın teması sonrası Wuhan asteroidi Koronavirüs pandemisi karşısında bize iki seçenek sunuyor. Plüton dönüşüm, yok oluş ve yeniden başlama etkisine sahip olarak koronavirüsü ya tamamen bitirerek artık yerini dünya da sağlıklı günlere bırakacağının belirtisi olacaktır. Ya da yeni bir dönüşüme uğrayarak yeni bir tür ile üzüntümüzün katlanmasına yol açacaktır.
13 Mart 2021’de yani Dünya Sağlık Örgütünün Avrupa’nın merkez üssü olduğunu açıkladığı tarihin yıl dönümünde Balık burcunun 23. derecesinde bir yeniay deneyimleyeceğiz. Yeniaya 23 derece Balık burcunda ilerleyen Markab sabit yıldızı ve Wuhan asteroidi ile kendini en hissettiği, yüceldiği yer olan Balık burcundaki Venüs de eşlik ediyor. Bütün duyguları, bütün yaşanmışlıkları bünyesinde tutan Balık burcunun böyle bir dönemin yeniayına ev sahipliği yapması demek, sislerin arasından ne kadar ışık alabildiğimize, geldiğimiz noktaya, buraya nasıl geldiğimize bakmak ve bunların ışığında bir sonraki adımı bilgelikle atmaya çalışmak demektir.
Gökyüzü bir şekilde tekerrür ediyor. Kısıtlamalar, önlemler, kimi zaman isyanlarla geçen zamanın arasında bazı şeyleri hatırladığımız ve bazılarını da yeni öğrendiğimiz onlarca gün geçirdik. İlk maske takanı gördüğümüzde “Amma da abartmış…” diye tepki verdik muhtemelen. Ama şimdi, özgürce nefes almak için maskeli bir yaşam sürmek zorunda olduğumuz bir düzenin parçası olduk. Nasıl da değişti, dönüştü fikirlerimiz, alışkanlıklarımız, yaptıklarımız ve yapmadıklarımız… Şimdi bir ara karne alacağız, bir sonraki dönem öncesi halimizi göreceğiz. Alınan dersler için ödül verileceğine, alınmayan dersler için ise cezai yaptırımın uygulanacağına şahitlik edeceğiz.
İsteğim ve beklentim, virüsün bir an önce hayatımızdan uzaklaşması, eski sağlıklı, mutlu günlerimize kavuşmamız yönünde. Biz kendi ellerimizle yıkmaya çalışmaz isek yaşam kendisini yenilemeye devam edecektir.
Doğa kanunudur: nasihatle değişmeyenler, musibetle değiştirilirler…
Devam edenlerden olmayalım mı?
Olalım…
Devam arkadaşlar
Mutlu günler dilerim...
Paylaş