Paylaş
Geçtiğimiz iki sene boyunca listelerde adını sıkça gördüğümüz, ödüllere adını yazdıran Hozier, Pozitif Live organizasyonuyla Volkswagen Arena’da hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
İstanbul konseri öncesi sanatçı ile telefonda görüşme fırsatı bulduk. Yazının sonunda söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim, İstanbul konseri için Hozier hepimizden daha da heyecanlı, büyük bir merakla ve istekle Türkiye’ye geliyor. Bu sebeple oldukça naif ve samimi bir şekilde tüm sorularıma cevap verdi.
3 Mart için planlarınızı bu konsere göre yapsanız hiç fena olmaz. Hozier sizi şarkılarıyla büyüleyecek, bu etkileyici performans öncesi kendisi ve müziği hakkında detaylı açıklamalar bu yazıda sizlerle:
Sizi ilk tanıdığımız şarkınız ‘Take Me To Church’ ile başlamak istiyorum. Şarkıyı ilk yazdığınızda neler hissettiniz, sonradan bu kadar büyük ses getirince neler oldu?
Şarkıyı ailemin evinde çatı katında yalnızken yazdım. Bir şarkıyı tamamlayıp bitirdiğinizde aslında esas heyecanı o an yaşıyorsunuz. Üzerinde saatlerce çalışıp, sonunda tamamlandığında o an inanılmaz bir mutluluk geliyor insana. ‘Take Me To Church’ü yazdığımda da benzer hisler hissetmiştim. Ama itiraf etmeliyim şarkıyı yaptığımda bu kadar büyük ses getireceğini tahmin etmemiştim, o benim için de sürpriz oldu.
Şarkının bu kadar popüler olmasında sanırım klibinin de etkisi büyük.
Tabi. Şarkının bu kadar yayılmasında, sevilmesinde video klibinin de etkisi çok büyüktü. Bu sayede inanılmaz bir popülerlik kazandı. Şarkı ve dolayısıyla klip dünyanın birçok kesiminden büyük destek aldı. O dönem Rusya’da LGBT bireylerin yaşadığı sorunlar klibe referans oldu ve sosyal medyada inanılmaz bir paylaşım aldı. Şarkının geldiği noktadan kendi adıma gurur duyuyorum.
Bu kadar çok popüler bir şarkı ve çok satan bir albümden sonra, yeni şarkılar için çalışırken üzerinizde bir yük hissediyor musunuz?
İlk albüm için bu kadar büyük bir ticari başarı beklemiyordum. İlk albüm için tamamen içgüdülerime güvenmiş ve öyle piyasaya çıkartmıştım. Şu ana kadar her şey çok yolunda gittim. Bundan sonraki albümde de benzer şekilde yapmayı düşünüyorum.
Kendi kendinize sorduğunuzda, başarınızın ardında ne var?
Aslında birçok şeyin bir araya gelmesiyle oldu sanırım. ‘Take Me To Church’ insanlar tarafından çok sevildi. Hayal bile edemeyeceğim kadar çok kişiye ulaştı, Amerika’da şarkı kendi kendiliğinden kabul gördü. Çok şanslıyım bunu kabul ediyorum, bazen bir sürü plan da yapsanız bunlar olmayabiliyor, sanırım doğru zamanda doğru yerdeydim. Bir de dinleyiciler zamanla şarkılarımın mütevazı yanını keşfettiklerini düşünüyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.,
Müzik hayatınız nasıl başladı, ailenizin desteği var mıydı?
Babam Dublin’de bir grubun bateristiydi, sanırım müzik hikâyem onun sayesinde başlıyor. Gençken onun müziklerini dinleyerek büyüdüm ve tabi yine babamın plak koleksiyonu en büyük destekçilerimdi. Bu geçmiş beni Blues, Soul ve Jazz alanında hem bilgilendirdi hem de sanırım farkında olmadan da eğitti.
Şarkı yazarken sizi zorlayan bir konu var mı?
Hem evet hem hayır diyebilirim. Şarkı yazmanın kolay yolu bence yok. Güzel bir şarkı sözü kendini her zaman belli eder diye düşünenlerdenim. İyi bir şarkı sözü yazmak için bazen çok çalışmak gerekebiliyor, kesinlikle vakit harcamak gerekiyor.
Kendinize müzik dünyasından örnek aldığınız kimler var?
Tom Waits benim için en büyük ilham kaynaklarından biridir. Şarkıcı ve sanatçılığıyla bana hep örnek olmuştur. Bir de kesinlikle David Bowie demem gerek. Sanat hayatı boyunca, birçok farklı tarzda iş üretmiş ve hep başarısını daha da ileriye taşımış.
Müzik dünyasına profesyonel olarak adım attıktan sonra, sizin için en heyecanlı an hangisiydi?
Grammy’e aday olmam ve ödül töreninde sahne almam.
2016’da Hozier neler yapmayı planlıyor?
Neredeyse ara vermeden iki yıldır yollardayım, o yüzden biraz ara vereceğim. İstanbul konserinin bizim için ayrı bir önemi var çünkü turnemizin son konseri olacak. İstanbul konserinden sonra muhtemelen biraz dinlensem iyi olacak (gülüyor), yeni albüm öncesi belki farklı bir iki proje yapabilirim ama bunları zaman içinde göreceğim. Kısacası biraz ortalardan kaybolacağım.
İstanbul’da her duvarda isminiz var diyebilirim. 3 Mart’taki İstanbul konseriniz öncesi sizi merakla bekleyen hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?
Konser için çok heyecanlıyım. İstanbul’a da Türkiye’ye de hiç gitmedim. İtiraf etmeliyim, Türkiye’den gelen desteği görünce şaşırdık. Kalabalık bir ekip olarak geliyoruz, tüm kadro olarak İstanbul konseri için sabırsızlanıyoruz.
Paylaş