GAZETELERDE yeralan haberlere göre “İtalya’nın başvurusu üzerine Zeytinyağı, taze sebze, meyve ve ızgara balık gibi yiyeceklerden oluşan Akdeniz Diyeti’ne Birleşmiş Milletler (UNESCO) tarafından Dünya Kültür Mirası ünvanı verilecek.” Aynı haberde İtalyan Tarım Bakanı’nın ünvandan emin olduğu ve “Ülkemiz, mutfak geleneklerimiz ve kültürümüz açısından büyük bir başarı” dediğine de yer veriliyor.
Akdeniz Diyetinin genel kabul görmüş uygulaması, çağımızın kalp ve damar sağlığını koruyan ilaçlardan daha etkin bir beslenme tarzını ifade ediyor. Yan etkileri olmayan Ege ve Akdeniz bölgelerimizde yüzyıllardır uygulanan bir beslenme tarzı. Haberde “Akdeniz mutfağının kuşaktan kuşağa aktarılan geleneksel bir bilgi olmanın dışında, dünyada tek olduğunu ve bu yüzden UNESCO tarafından korunmaya layık bulunacağı iddia ediliyor” cümlesi de yer alıyor. Türkiye’de “Gerçek Akdeniz”, “Geleneksel Lezzetler Şenliği” gibi pek çok etkinlik hem de UNESCO’nun desteği ile yapıldı. Sunulan özgün yemeklerin, bin 500’e varan meze tabağının (Guiness rekoru) ülkemize bu imkanı başkalarına devretmeyecek kadar bir zenginlik kazandırdığı kesin. Sonuç olarak yapılanların o ortamların dışında uygulanabilir, benimsenebilir olması için de ilave çabalar gösterilmesi gerekiyor.
En zengin seçenek Anadolu kıyılarında
Bu arada Akdeniz tarzı tatil anlayışına bir bakmak gerekiyor. Akdeniz’deki tatil anlayışı da kıyılara sıkıştırılmış tatil siteleri dışında aynı Akdeniz diyeti gibi pek çok ilaçtan daha etkin bir tatil kavramı. Hangi ülke iyi bir ürün haline getirilebilirse o kazanacak. Akdeniz’e kıyısı bulunan 20 ülke arasında da en zengin seçenekleri Türkiye, yani Akdeniz’in Anadolu kıyıları sunuyor. Bu haberi, Türkiye tanıtımında çok kullanılan, “Türkiye güneş ve denizden daha fazlasını sunuyor” (Die Türkische Riviera bietet weit mehr als Sonne und Strand) sloganının arkasında durmakta biraz daha gecikilirse Akdeniz’in alternatif imkanlarını başkalarına bırakacağımız yönünde bir işaret, bir ön uyarı olarak düşünmek gerekir.
TOBB’dan lezzetlerden marka yaratma hamlesi
UNESCO Türkiye Milli Komite’sinde Kültür ve Turizm Bakanlığımız temsil ediliyor. Kültürel miras adına komiteler var; değerli hocalarımız görev yapıyor. Bu karar tasarısının kapsamı ve Türkiye adına haklarının korunmasına yönelik olarak yapılabilecekler; hazırlanacak başvurular için bir şeyler yapılmasını bekliyoruz. Hiçbir ülkenin Türkiye kadar Akdeniz Mutfağını oluşturan bitki, yağ ve yemek çeşidi olduğunu düşünmüyorum. Geçen hafta gazetelerde Türkiye mutfağının lezzetlerini marka haline getirmek amacıyla ekonomik ve sektörel performansı sağlayacak bir derneğin yurtdışında TOBB Başkanı Sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun önerisi üzerine kurulduğu haberi yer aldı. Sayın Başkanın bu girişiminin yurtdışında yaşanılan dağınıklığın toparlanması anlamında çok yerinde olduğunu düşünüyorum. Ancak bu tür projelerin oluşacağı yerin TOBB bünyesinde yeniden oluşturulmasına çalışılan Türkiye Turizm Meclisi olduğu görüşündeyim. Bu dernekle beraber asıl önemlisi Aşçılık Dernek ve Federasyonlarının görüş ve teşebbüsleri yanında sağlayacakları destek önemlidir.
Dünya yeni turizm anlayışı inşa ediyor
Akdeniz Tarzı Tatil’i tüm unsurları ile beraber kullanabilirsek yeni bir Çatı Marka faktörü yakalamış olabileceğiz. “Konukseverliği” bir fuar adı olarak terk ettikten sonra bir başka çatı marka değerini de yitirmemek gerekli. Akdeniz Tatili Konseptinin taklit olmayan bir çatı marka değeri olarak geliştirilmesi için işletmelerimize ve TÜROFED olarak bize de görevler düşüyor. Herşey Dahil de dahil olmak üzere mutfakların Akdeniz/Ege tarzı beslenmeye yönelik yeni bir anlayışla ele alınması, AB gıda güvenliği esaslarının uygulanması ve bunların turizm dünyasına duyurulması elimizden alınmaya çalışılan değerlerin korunması için gerekli görünüyor. Adımıza kaydedilmiş somut ve somut olmayan kültürel miras değerlerimiz; kişiler adına ilan edilmiş anma yılları gibi konularda daha farklı şeyler, yenileri için de hazırlıklar yapılması, bunların tanıtma kampanyalarımızla desteklenmesi gerekiyor. Zira dünya, kültürel mirası konu alan, kültür ve yaratıcı ekonomiler üzerine yeni turizm anlayışları inşa ediyor.