Atilla Dorsay’la geleneğimiz

Birlikte gazetecilik yaptığımız 2000’li yılların başından bugüne sinema, edebiyat, gastronomi hep hayatımızda.

Dorsay sinema öncesi yemek yazıları yazan biriydi, bunu az kişi bilir.

Geçen hafta Beyoğlu Sineması’nda “Elveda” (The Farewell) isimli filmi birlikte seyrettik.

Filmin odağı, kanser teşhisi ve devamında gelişen olaylar, değişen hayatlar... Yönetmen Lulu Wang’in kendi hayat hikayesinden yola çıkarak yazdığı film, pek çok adaylığın yanında başrol oyuncusu Awkwafina’ya “en iyi kadın oyuncu” dalında Altın Küre kazandırdı.

Türkiye vizyonuna bu hafta giren “Elveda”, iyi bir film.

Yoldaşlık ve hayatı sorgulama öykülerini seviyorum.

Filmden sonra günün devamında da Dorsay’la bir geleneğimizi tekrarladık; film üzerine konuşarak yaptığımız yürüyüşten yemeğimizi yiyerek uzun uzun sohbet ettik.

Abdi İpekçi’nin dramatik yaşam öyküsü raflarda

Korkunç bir suikast sonucu hayatını yitiren Abdi İpekçi’nin yaşamını anlatan “Gazeteci” adlı kitabın yazarları Tufan Türenç ve Erhan Akyıldız, gazetecilik mesleğine Milliyet’te başlamış iki isim.

Erhan Akyıldız’ı geçen yıllarda kaybettik, ismi her geçtiğinde kendisini rahmetle anarız.

Abdi İpekçi, yanında yetişen ve kendisine sevgiyle, saygıyla bağlı olan bu iki gazeteciye başlangıçtan son güne dek meslek ilke ve kurallarına ödünsüz bağlı kalmalarını öğretmiş, dürüst ve titiz gazetecilik yapmalarını öğütlemiş.

İlk basımı 1986 yılında yapılan “Gazeteci” de işte bu öğüdün izinde aynı mesleki hassasiyet ve titizliğiyle hazırlanmış bir kitap.

Şimdi bu kitap yeni basımıyla yeniden raflarda.

Abdi İpekçi’yi genç nesillere anlatmak için son derece önemli bir çalışmayı tekrar okurla buluşturan Remzi Kitabevi, büyük bir boşluğu doldurdu.

Okurların ilgisi de beşinci basımı yapılan kitabın başarısını sanırım gösteriyor.

Eylem Yıldız çok katmanlı bir oyunla sahnede

Eylem Yıldız önemli filmlerde, iz bırakmış dizilerde rol almış bir isim. Aynı zamanda iyi bir tiyatrocu. Ülkenin pek çok köşesinde izledim onu.

Son olarak da Küçükçekmece Sahnesi’nde izledim performansını.

“Aziz Dostum Çehov”da oynuyor bu zamanlarda. Oyunu Zafer Algöz yönetiyor.

Eylem Yıldız’a Erdinç Gülener ve Emre Başerde eşlik ediyor.

Son derece uyumlu bir ekip oldukları her hallerinden belli.

Çehov oyunlarında oynamak ustalık ister, şaşırtmadılar beni, bütün ekip müthişti.

Kadın erkek ilişkilerini, bir toplumun ve ülkenin geçiş dönemini böylesine etkileyici sergilemek alkışı hak ediyor.

Kapadokya Film Festivali başlıyor

Dünyanın farklı coğrafyalarından özgün filmleri, birbirinden değerli sinemacıları, saygın işlere imza atmış ustaları ve farklılıkların peşinden koşan genç yetenekleri, 29 Mayıs’ta Nevşehir’de buluşturacak olan Kapadokya Film Festivali için hazırlıklar son hız sürüyor.
Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, festivali büyük bir heyecan ve özveriyle sahipleniyor. Bu açıdan Kapadokya Film Festivali’nin şanslı olduğuna inanıyorum.
Festivalin direktörlüğünü üstlenen Suat Koçer’i özellikle vurgulayarak; danışmanlarından jürisine, konuklarından kurumsal paydaşlarına kadar hemen her aşamasında niteliğin, saygınlığın ve liyakatin olmasına özen göstereceklerinin altını çizmelerini çok önemsiyorum.
Festivalin bütünüyle sinemanın ve sanatın dokusuyla işlenmesine gayret edeceklerini söyleyen ekibe şimdiden başarılar diliyorum.

Cenk Eren ne okuyor?

Cenk Eren’i geçtiğimiz günlerde Bostancı Kültür Merkezi’nde izledim. Selda Bağcan şarkılarını seslendirdi ustalıkla.
Sabahattin Ali’nin “Mapushane Türküsü”nü de müthiş okudu, ardından “Aldırma Gönül”ü hep bir ağızdan söyledik.
Cenk Eren edebiyatla, müzikle, sanatla profesyonel işinin ötesinde gönül bağı yaşayan bir isimdir. Her buluşmamızda bana okuduğu kitapları, izlediği filmleri, keşfettiği sanatçıları anlatır.
Son buluşmamızda da elinde Erol Parlak imzalı “Garip Bülbül Neşet Ertaş” kitabı vardı.
İlham veren bir hikâye olduğunu söyledi Cenk Eren, kitabı özellikle müzik kültürü meraklılarına öneriyorum ben de.

Dünyaya Nasıl Hükmedersin’in kahramanları!

İngiliz yazar Tibor Fischer uzun zamandır radarımda. “Tanrı Olmak Güzel” ve “Düşünce Çetesi” romanlarını beğenmiştim. Man Booker finalisti yazar, bu kez Göbeklitepe’nin, Cennet Bahçesi’nin, Orta Çağ Avrupası’nın başrolünde olduğu, paranın ve gücün krallarıyla dalgasını geçen bir romanla karşımızda: Dünyaya Nasıl Hükmedersin.
Dahası maceranın karakterleri arasında April Yayıncılık yayın yönetmeni Egemen İpek ve editörü Nazlı Berivan Ak da var.
Dünya çapında ilgi gören, Guardian yazarı olan Fischer’in romanını hem kara komedisi hem de dostlarımın izini sürmek için merakla okuyacağım.