Yılmaz Hoca mı, Muharrem Hoca mı?

MÜZİK
◊ Muharrem Hoca: Seçim otobüsünden yaptığı dans, Lvbel C5 ve Uzi isimli rap’çilerin “Arabada Gaz Pedal” şarkısıyla editlenerek viral oldu. Şarkı, elektronik tınıları da olan bir drill. Drill, 2000’lerin sonlarında Chicago’da ortaya çıkan bir hip hop müziği alt türü.
(Puanı: 7.0)
◊ Yılmaz Hoca: Görüntüler bir zumba etkinliğinden. Zumba, Latin esintili müziklerle dans ve sporun birleştiği bir egzersiz. Koreografisinde hip hop, samba, salsa, merenge, mambo, kumbiya ve bir kısım Bollywood dans hareketleri bir arada kullanılıyor. (Puanı: 6.9)
KOREOGRAFİ
◊ Muharrem Hoca: Seçim otobüsünün merdivenlerinde dans ediyor. “Gelinim oynayamaz, bahanesi yerim dar” denir ya, hakikaten yeri dar. Belki de koreografisi onun için biraz içe kapanık: Yumrukları yum, olduğun yerde sağa-sola yaylan. Avantajı: Kolay öğreniliyor olması. (Puanı: 6.8)
◊ Yılmaz Hoca: Geniş bir sahnede olmanın avantajından faydalanıyor, hareketler sağa sola yaygın ve daha çeşitli. Etrafındaki diğer dansçılarla birlikte daha zengin bir görsellik sunuyor. Araya oyun havası figürleri katması sempatik. Yüzündeki tebessüm belirgin. (Puanı: 7.2)

ETKİ
◊ Muharrem Hoca:
Figürlerin kolay kapılmasından dolayı gençler arasında kısa sürede akım haline geldi; evde, sokakta, okulda üçer beşer toplanıp Muharrem İnce dansı yapıyorlar. Hatta Memleket Partisi önünde toplanıp, bu dans eşliğinde Z Kuşağı mitingi yaptılar. (Puanı: 7.3)
◊ Yılmaz Hoca: Bir kereliğine yapılmış bir etkinlikti, o sırada salon coştu ama devamı gelmedi maalesef. İnternette arattığınız zaman 5-10 video ancak çıkıyor karşınıza. Hakeza sosyal medyada akım haline gelmedi, Yılmaz Hoca’yı bir fenomen olarak tartarsak etkileşimi düşük.
(Puanı: 6.7)
ZAMANLAMA
◊ Muharrem Hoca: Bu akım canlı yayında kendisine gösterilince mest oldu. Gençleri parti genel merkezinin önüne davet etti, sonra da şarkıyı son ses açıp eğlenmeleri çağrısı yaptı. Depremin acıları tazeyken yaptığı eğlence çağrısıyla eleştiri oklarının hedefinde. (Puanı: 6.8)
◊ Yılmaz Hoca: Gündem olan görüntülerin aslında 2019’daki bir Kadınlar Günü kutlamasından kalma olduğunu açıkladı: “Güzel ülkemiz deprem sonrası yaralarını sarmaya çalışırken, bu gibi etkinliklerin bu süreçte yapılması söz konusu bile olamaz.” (Puanı: 10)

Yıldız Tilbe hani çıkıyordu?

8 Mart’ta “Kadınlar Günü’ne gıcık oluyorum” diye tweet atan Yıldız Tilbe, tepkiler üzerine ikinci bir tweet’le geri vites yaptı:
“Kadınlara her gün kutlu olsun. Bir gün ne ki? Yarısı bitti bile. Hayat kutlu olsun...”
Bu neye benziyor biliyor musunuz?
Sevgililer Günü’nü unutan erkeğin “Seni bir gün değil, her gün seviyorum” demesine...
Bu neye benziyor biliyor musunuz?
Evlilik yıldönümünü unutan kocanın “Ama bizim her günümüz yıldönümü” demesine...
Bu neye benziyor biliyor musunuz?
Doğum gününü unutan adamın o saatten sonra “Hadi seni yemeğe çıkarayım” demesine...
Anneler Günü’nü unutan evladın “Bir gün ne ki? Bitti bile. Hayat kutlu olsun” demesine... Yani bu geri vites böyle de bir “eril dil” kullanıyor aynı zamanda.
Sahnedeki ışığını Twitter’da söndürdüğü kaçıncı paylaşımı Tilbe’nin...
Hani Elon Musk aldı diye Twitter’dan çıkacaktı?
4 ay oldu, uygulasa ya o kararını.

Toplanın, Merve’ye düşman arıyoruz

Merve Boluğur şuh paylaşım yapıp altına şöyle yazdı:
“Bize yeni düşmanlar lazım, eskileri hayranımız oldu...”
Ne güzel işte, hazır düşmanlar dost olmuş...
Ne diye yeni negativite ister ki insan? Bazıları gerilimden besleniyor, orası kesin.
Bir de küçük hatırlatma: Bu lafın patenti Ece Seçkin’e ait. (Kasım 2021)