Paylaş
Çünkü her şey film gibiydi:
Eşinden gizli yaşanan bir yasak aşk, bu yasak aşktan doğan bir değil, ikiz kız evlatlar, yıllarca gizli gizli görüşmeler, saç teli çalınarak yapılan babalık testi, mahkeme zoruyla kabul edilen babalık...
Fakat mevzu durmak, bitmek bilmiyor. Akpınar’ın kızı Duygu Nebioğlu, bu kez “Katarsis” programına konuk oldu; annesi Sofi’yi anlattı:
“Dedem çok yakışıklı bir adam. Fakat anneannem kumarbaz. Dedemi defalarca aldatıyor. Ünlü olsun diye annesi tarafından sürekli ajanslara götürülüyor. Ünlülerle tanışmaya götürülüyor. Annem böyle büyüyor” diyor.
Anlayacağınız, hikâyedeki herkes ayrı karakter.
Film gibi demiştik ya...
Yeşilçam uyuma!
Adamın içinden damacana çıkmış
5 ayda 22 kilo veren Ata Demirer bunu glütensiz beslenip, tatlıyı, şekeri azaltıp, günde 1 saat yürüyüş yaparak başardığını açıkladı.
Meğer glütenle ilgili bir sorunu varmış ünlü komedyenin. Demek bu kadar önemli glüten meselesi...
22 kilo ne demek biliyor musunuz? Eve aldığımız 20’lik damacana sular var ya...
Adamın içinden resmen bir damacana glüten çıkmış, üstüne de 2 kilo daha vermiş.
Yılbaşı sahne ücretleri
Sanatçıların bayramda, yılbaşında aldıkları sahne ücretleri muamması devam ediyor. Birine soruyorsunuz “Abartılıyor” diyor.
Öbürü “Gerçekte daha yüksek” diye açıklama yapıyor.
En son Ajda Pekkan’ın yeni yıl konserinden 6 milyon lira alacağı iddia edildi, yeni yılı dostlarıyla Bahçeköy’deki evinde geçireceği haberi çıktı.
MASAK fenomenleri ne güzel incelemeye aldı. İşi bitince şu sanatçılara da bir el atsa.
Kim gerçekten bu paraları alıyor, kim masum, kim vergi kaçırıyor, bir güzel ortaya çıksa.
Batonuyla son derece parizyen
Yağmur Tanrısevsin’in fırından ekmek almış pozu sosyal medyanın gündeminde.
Altında siyah külotlu çorap, üstünde son dönemin trendi kısa elbise, üstünde bir ceket, siyah gözlükler...
“Fırına da böyle gidilir mi?” diye eleştirenler olmuş. Yahu ne biliyorsunuz setten, bir davetten ya da bir iş toplantısından dönüşte uğramadığını fırına?
Bana sorarsanız elinde baton ekmekle falan son derece parizyen bir görüntü.
Aleyna’nın katilleri...
Aleyna Tilki, müzik sektörünün dominant güçleri tarafından engellendiğini, bu yüzden sahne alamadığını açıkladı sinkaflı cümlelerle: “Beni öldürmek istiyorlar!” Sanatçıların bu hallerine de bayılıyorum ha. İşler tıkırında giderken rabbena amenna. Biraz tekleyince sektör tü kaka. Bir de kendilerini o kadar önemsemezler mi “Beni öldürmek istiyorlar” falan diye... Müziğin asıl ceremesini çeken emektarlar ne yapsın o zaman?
Melike Şahin’in eksiği
Melike Şahin ile İBB arasındaki Öğretmenler Günü konseri polemiği devam ediyor. İBB, Melike Şahin’i konsere çıkmayıp öğretmenleri bekletmekle suçluyor; Melike Şahin tarafı da İBB’yi fırtınadan dolayı kendisinin ve dinleyicilerin hayatını riske etmekle, iptali öğretmenlere geç duyurup bekletmekle itham ediyor.
Kafamın almadığı bir şey var: Madem LED ekranların, hoparlörlerin falan uçması, birilerine zarar verme ihtimali vardı... Sahneye çıkıp üç saattir seni bekleyen seyircine diyemiyor musun, “Fırtına yüzünden bazı riskler var. Bu konseri başka şekilde telafi edelim” diye...
O zaman kimse kızmazdı ki sana. Bunca özre ve tantanaya da gerek kalmazdı.
Gölgelerin gücü adına
Geçen hafta Modalı, çok ilginç bir sanatçıyla tanıştım: İskender Giray.
Bu heykeltıraşın özelliği, yaptığı heykellerin gölgeleri. Mesela metalden bir ağaç heykeli yapıyor ama heykele belli bir açıdan ışık verince gölgesi duvara kadın figürü olarak yansıyor. Instagram’da takibe almanızı öneririm: @iskendergiray. Mühürdar’da doğaçlama müzik dinletilerinin yapıldığı şirin mi şirin bir de kafesi var.
Paylaş