Paylaş
Sempatik mi, ziyadesiyle.
Geçen akşamsa Beşiktaş Çarşısı’nda yine tanımadığı insanlarla şarkıya durdu ünlü oyuncu.
Şarkı, Levent Yüksel’in “Bu Gece Son” parçası.
Kalabalık oldukları için sesleri de yüksek çıkıyordu.
Sempatik mi, ziyadesiyle.
Fakat herkes onlar kadar mutlu değildi bu şarkının gecenin bir yarısı bağıra çağıra söylenmesinden.
Önünde durdukları apartmandan su döküldü üzerlerine sussunlar diye.
Uraz o anları da paylaştı:
“Dün gece tanıştığımız arkadaşlarımla haklı bir tepki gördüğümüz o anlar...”
Gürültüden rahatsız olan kişiye hak vermesi falan...
Sempatik mi?
Yine ziyadesiyle.
Başlarından aşağı suyu döken kişi Uraz Kaygılaroğlu’nun da orada olduğunu bilse belki yapmazdı bunu.
Ama onun yaptığı da sempatik mi? O da ziyadesiyle...
Çünkü su dökmek bence yapılabilecek saldırıların en barışçısı.
Karşı tarafı madara eder, “soğuk duş etkisi” yaratıp havasını çıvasını söndürür ama kimseye ciddi bir zarar vermez.
Hele bu sıcak günlerde yarım saatte kurur gider, izi bile kalmaz.
Türk filmlerinden de aşina olduğumuz, özünde sempatik bir tepkidir su dökmek.
Çoğunlukla kızın annesi tarafından şapşal damat adaylarına dökülür.
Yahut, “Gidin, kapınızın önünde oynayın” diye kafa şişiren gürültücü çocuklara.
E Uraz da börü börü sesiyle az gürültücü sayılmaz şimdi...
50 bin dolarlık dayak
Dövüş dünyasının bir süredir yakından takip ettiği bir babalanma sonuçlandı.
Bir köşede Savaş Cebeci...
New York’ta yaşayan Türk dövüşçü ve antrenör. 1.87 boyunda, 115 kilo.
Karşı köşede Kaan Kazgan... Karışık dövüş sanatları Türkiye şampiyonu. Sadece 1.70 boyunda ve 70 kilo.
Atışma, sosyal medya üzerinden Savaş Cebeci’nin “Dünya şampiyonu bile olsa 70 kilo bir adamdan dayak yemem” demesiyle başladı.
Karşılıklı meydan okumalarla devam etti.
Sonunda 50 bin dolarlık iddiaya girdiler.
En nihayet bir araya geldiler. Ben profesyonel bir ringde falan olacak diye beklerken, bir arsada...
Ne hakem ne de ambulans...
Pata küte giriştiler birbirlerine... 70 kiloluk Kaan Yazgan, 115 kiloluk Savaş Cebeci’yi hacamat etti.
Görüntüler kanlı revanlı, çocukların yanında açmayın sakın.
Kaan Yazgan daha ilk saniyelerden itibaren yumruk, dirsek, dizle rakibinin suratını dağıtıyor.
Hatta bir sağlık tehlikesi ortaya çıkmasın diye vururken rakibinin başının altındaki taşları temizliyor.
En nihayetinde teknik, kaba kuvvete galip gelmiş oldu.
Yalnız adaşımın hali fena.
Onca köteğin üstüne bir de 50 bin vermek...
Of ki ne of!
İkinci yakışıklı politikacı
Beş sene sonra vekil olacağını açıklayan Sinan Akçıl, daha şimdiden çalışkan bir siyasetçi olacağının işaretlerini veriyor.
Program program dolaşıp özünde muhafazakâr biri olduğunu söylüyor.
Sanatçı dostlarının tırnağına sürdüğü siyah ojeyi diline dolayıp köpürtüyor.
Meslektaşlarının sahne kostümlerine “giydiriyor”.
Türk siyaseti, Mehmet Aslan’dan sonra ikinci “yakışıklı politikacı” vakasıyla karşı karşıya anladığım.
Peki doğru bir gidiş mi bu?
Siyaseten belki evet.
Şimdi ne yapacaklar?
Ermeni diasporasının baskısı sonucunda Disney+’ın çektiği “Atatürk” dizisini öngörüldüğü şekilde bütün dünyada yayınlamaktan vazgeçmesi bütün Türkiye’de tepkilere neden olmuş, birçok kullanıcı üyeliğini iptal etmişti.
Ardından Amazon Prime ve Netflix dizinin bütün haklarını satın aldıklarını ve bütün dünyada aynı anda gösterime sokacaklarını açıkladılar.
Kendilerini tebrik eder, diasporanın şimdi ne yapacağını, merak ederim.
Paylaş