Sigaranın yasak olduğu her yerde yeme-içme de kısıtlansın

AVM’lerde yemek yeme görüntülerine denk geldiniz mi?
Restoranlardan sadece paket servis alınabiliyor ya... Önlerinde masa-sandalye yasak.
Millet almış paketini, yayılmış orada restoranın önüne, maskeler fora, dip dibe piknik yapıyor.
Diyelim ki evde oturmayı beceremiyorsun. İlle de çıkacaksın... Açık havada sosyal mesafeli bir sürü yer var. Ama yok, sen ille de AVM’ye gideceksin...
Hadi diyelim üç günlük yoldan aç biilaç geldin, mutlaka oradan yemek alman lazım...
Alıp paketi, açık havaya çıkıp müsait, mesafeli bir yerde yiyemiyor musun?
Zaten çoğunun önünde alışveriş torbası yok. Yani bir ihtiyacını gidermek, alışveriş için de gelmemiş.
Gezmeye gelmiş AVM’ye. Gelmişken pikniğini de içinde yapıyor. Serbest desen, salıncağını da kurar, mangalını da yakar.
Öyle bir AVM aşkı.
Tek zararı kendine olsa amenna. Sonra da otobüse, metroya, vapura biniyor.
Ulaşım araçlarında, kapalı alanlarda sigara içmek zaten yasaktı. İnsanların yoğun olduğu meydan ve caddelerde de yasaklandı. Ben içiyorum ama çok doğru bir karar:
O yoğunlukta sigara bahanesiyle kimse maskesini indirmesin.
Fakat daha önce de yazmıştım: Şu anda sigaranın yasaklı olduğu bütün kapalı ve açık alanlarda yemek yemek, bir şey içmek bahanesiyle maske indirmek de kısıtlanmalı.
Yoksa o yoğunlukta maskeyi ha sigara için indirmişsin, ha AVM’de dip dibe kumpir kaşıklayıp milkshake höpürdetmek için. Ne farkı var?

Çember gittikçe daralıyor

Salgının başında korona birçoğumuz için “bir tanıdığımızın bir tanıdığının” yakalandığı bir şeydi. Tabii herkeste farklı seyrediyordur ama benim çevremde çember gittikçe daralıyor.
Artık akrabalarım, arkadaşlarım, evime girip çıkan insanlarda bile korona vakaları var. O ay bir değil de iki kere görüşmüş olsak ben de koronaydım mesela.

Bu şovmene esnaf niye müdahale etmedi?

“Survivor” ünlüsü Taner Tolga Tarlacı... Kıbrıs olduğunu tahmin ettiğim bir yerde, sahilde güneşlenen Asyalı kadın turistlerin yanına gidiyor, “Çinlileri istemiyoruz, korona bulaştırıyorsunuz” diye bağırıyor, Türkçe-İngilizce küfür ediyor, oradan kovuyor.
Bir de almış eline telefon, bu yaptığını çekip yayınlıyor. Aklı sıra oradan tribün kasacak.
Korona diye küfrederken ağzından salya püskürtüyor ama bu yayını yaparken maskesi yok mesela.
Turist kadınları görseniz, neye uğradıklarını şaşırıyorlar, derhal toparlanıp odalarına kaçmaya çalışıyorlar.
O kadıncağızların yerinde iri kıyım sumo güreşçileri olsaydı böyle küfredebilecek miydi, orasını ayrıca merak ediyorum.
Zaten video da yabancı düşmanlığı içerdiği için yayından kaldırılmış.
Asıl tuhafıma giden, ister Çinli ister başka bir uzak Asya ülkesinden olsun, turizm için ülkemizi tercih etmiş bu insanlara civardaki esnafın niçin sahip çıkmadığı.
Bu insanlar, bu yoklukta döviz bırakmak için (ha) Türkiye’yi (ha KKTC’yi) seçmiş... Pasaport-vizesini çıkarmış, bu devletin koyduğu kurallara riayet ederek sınırlarımızdan girmiş, sağlık kontrollerinden geçmiş...
“Sen kimsin de arkadaş buradan turist kovuyorsun?” diye kimse müdahale edememiş mi? 

Kubilay ile Enes küpe olsun

Ünlü YouTuber Enes Batur, Etiler’de, güpegündüz düz yolda arabayı ağaca çarptı. Neyse ki bir şeyi yok ama 1 milyon 350 bin liralık Camaro pert.
Ünlü oyuncu Kubilay Aka, “Hızlı araç kullanır, çok kaza yaparım” demeci gazetelerde yayımlandığı gün kaza yaptı. Neyse ki bir şeyi yok ama araç şarampole yuvarlandı.
Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar. Herkes için söylüyorum, belli ki dolaşıyor.
En azından bu ara biraz dikkatli kullansanız...