Paylaş
Serdar Ortaç’ın, Chloe Loughnan’ın işlerini engelleyerek eski eşinden intikam aldığı dedikoduları dolaşıyor.
İkili, 5 yıllık evliliğin ardından olaylı şekilde ayrılmış, İrlandalı model 700 bin lira nafaka ödemesine rağmen Ortaç’a haciz davası açmıştı.
Ayrılıktan sonra memleketine dönen Loughnan, ülkesinde buradaki gibi meşhur olmadığı için direksiyonu tekrar Türkiye’ye kırmış; sunuculuk, modellik, fenomenlik gibi işler yapmaya başlamıştı.
Serdar Ortaç’ınsa eski karısının ekmeğine taş koyduğu iddiaları dolaşıyor.
Tıpkı İbrahim Tatlıses’in yollarını ayırdığı dansöz Asena’ya bir dönem yaptığı ya da yaptığı iddia edildiği gibi.
İbrahim Tatlıses’in o dönem Asena’nın çıktığı/çıkacağı mekânlar üzerinde etki gücü var mıydı?
Evet, vardı.
Çünkü kendisinin de sahne aldığı bu mekânların çoğunu tanıyor, bir tanışıklık olmasa bile “ortak dostlar” üzerinden ricacı olacak pozisyona sahipti Tatlıses. Siz olsanız ne yapardınız ki:
Bir kefede Asena, diğerinde İbrahim Tatlıses.
Adamın “İmparator” olarak anıldığı günler.
Peki Serdar Ortaç’ın şu anda benzer bir “imparatorluk forsu” mevcut mu?
Uzaktan yakından alakası yok. Ne maddi ne de manevi.
Ortaç borç batağında yüzüyor, ağır bir hastalıkla mücadele ediyor.
Daha geçen akşam kulisten tekerlekli sandalyeyle çıkarıldı.
Hem devir de değişti artık.
Chloe, 179 bin takipçili Instagram hesabına reklam alacaksa buna kim engel olabilir?
Ha şunu kabul ederim bir tek:
Yaşanan süreçte, neredeyse çıktığı her konserde, verdiği her demeçte eski eşinden öyle dert yandı, öyle gündemde tuttu, öyle başlıklar sundu ki Ortaç...
Sonunda Chloe’yi antipatik bir portre haline getirmiş olabilir.
Yüzde 90’lık trafik
Neredeyse kasımı devirmemize rağmen yağmurların hâlâ başlamaması, havaların hep böyle gideceğini sanan İstanbulluları fena vurdu. Önceki gün hafif bir çiselemeyle birlikte trafik kilitlendi, mesai bitiminde yoğunluk yüzde 90’a ulaştı.
Yüzde 90 ne demek yahu? Üstelik internetten takip edip yoğunluk hafifleyene kadar trafiğe çıkmayan birçok sürücü olmasına rağmen...
Dünya nüfusu 8 milyara ulaştı ya, sanki hepsi İstanbul’a toplanmış gibi.
Tarkan’ın tek rakibi yarattığı beklenti
Tarkan’ın yeni teklisi “Son Durak” dijital raflara düştü dün.
“Geççek” ve “Yap Bi Güzellik” ile birlikte 10 ayda üçüncü single bu.
Üretken bir döneminde Megastar. Umarım vites düşürmeden bu hızda devam eder. İki hareketli şarkıdan sonra gelen bu slow, ruhuna uygun olarak arabesk tınıları da olan, çok güzel bir ayrılık şarkısı.
Ayrılık yaşayan çok insanın diline pelesenk, veda duygularına marş olacağına eminim.
Zaten Tarkan da bir “üstat” edasıyla okumuş “Son Durak”ı.
Bütün bunlar cepte.
Fakat son üç single’dır yaşadığım o duygu yine sardı beni:
Güzel, gerçekten çok güzel, kötü diyen çarpılır ama...
Beklenen Tarkan şarkısı bu mu? İşte ondan emin olamıyorum.
Tarkan’ın tek rakibi, insanları alıştırıp alıştırıp beslediği bu beklenti galiba.
“Keşke bunu Sibel Can’a falan verip yeni bir ‘Unutmamalı’, yeni bir ‘İkimizin Yerine’ patlatsa” demekten kendimi alamıyorum.
Seni yeneceğim Dortmund!
Türk erkeği parayı bulunca önce arabayı, sonra...” diye devam eden bir laf var. Almanya’da büyük ikramiyeyi kazanan Dortmundlu gurbetçi Kürşat Yıldırım bunun somutlaşmış hali gibi. 41 yaşındaki vinç operatörü 10 milyon Euro’yu bulunca ilk iş bir Ferrari ve bir Porsche aldı, sonra sevgilisinden ayrıldı.
Son olarak dudak uçuklatan stiliyle Alman medyasının gündeminde.Kürşat Yıldırım’ın “Geçmişte Dolce&Gabbana bile diyemezdim” sözlerine yer veren Bild gazetesi, 400 Euro’luk Dsquared kotu, 30 bin Euro’luk Rolex saati, 1500 Euro’luk Dior çantasıyla fotoğrafını paylaşıp 730 bin liralık bu görünümü için “Loto stili” başlığını attı.
Her şey tıpkı Türk filmlerindeki gibi seyrediyor, değil mi?
Yakında çalıştığı vinç şirketini satın alıp, patron koltuğunda, ayaklar masada poz görürsek hiç şaşırmam.
Paylaş