Paylaş
Öğrencisini cezalandırmak için eteğini kaldırıp poposuna şaplak attığını anlatan Prof. Dr. Celal Şengör hakkında İTÜ soruşturma başlattı.
“Bunun bir cinsel taciz olduğunu düşünmüyorum. Asla bunda bir anormallik görmüyorum.
Bana gösterilen tepkilerin birçoğunu da abartılı buluyorum” diyen Şengör’ün istifa edip yurtdışına gideceği söylentisi başladı.
Peki Prof. Şengör gerçekten ülkeyi terk eder mi? Giderse nereye gider?
ABD’ye mi?
Çünkü orada Ulusal Bilimler Akademisi ve Amerikan Felsefe Topluluğu üyesi.
Rusya’ya mı?
Orada da Bilimler Akademisi üyesi. Mehmet Fuat Köprülü’den sonra bu akademiye seçilen ikinci Türk profesör.
Almanya mı?
Ülkenin Jeoloji Derneği tarafından da Gustav Steinmann Madalyası’na layık görüldü.
Fransa, İngiltere, Avusturya...
Hepsinde öğretim üyeliği yaptı. Avusturya’da Jeoloji Derneği’nin şeref üyesi...
Ne yazık, değil mi?
Alt alta yazınca aslında ne kadar büyük bir bilimsel kayıpla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Acaba hakkında açılan soruşturma nasıl sonuçlanacak?
Gerçekten Türkiye’yi terk etme olasılığı var mı?
Aslında öyle bir ihtimal yok da “Giderim ha” diye blöf mü yapıyor?
Ve asıl önemlisi:
Eğer yakasına yapışan bu meseleyle giderse bunu orada nasıl izah edecek?
Saydığım ülkeler arasında (belki biraz Rusya hariç) hiçbir yerde Türkiye’dekinden daha az bir reaksiyonla karşılaşacağını sanmıyorum.
Keşke böyle olmasaymış.
Keşke en azından hatasını kabul edip bir özür dilese.
Keşke hâlâ savunmak yerine çıkıp dese ki “Çocuğum yaşındaki bir genç kadına karşı hata yaptım. Tamamen babacan bir niyetle olsa da çok yanlış bir davranıştı. Kendisinden ve bütün toplumdan özür dilerim...”
Bak ne diyor Kavafis:
“Yeni bir ülke bulamazsın / Başka bir deniz bulamazsın
Bu şehir arkandan gelecektir / Geleceksin bu şehre sonunda
Başka bir şey umma...”
Hem tatil hem diploma
Kiralardaki fahiş artışlarla üniversite öğrencilerinin kalacak yer meselesi yine su yüzüne çıktı.
Büyük şehirlerdeki bugünkü rayiçlerle öğrencilerin bir araya gelip bir ev tutması daha da zorlaştı çünkü.
Ama öbür yandan ülkenin tatil yerlerinde ölü sezona geçiliyor; otel, motel, pansiyonlardaki binlerce yatak atıl durumda.
İnsanların kiraya vermek isteyebilecekleri yazlıkları da hakeza...
Bütün üniversiteleri aynı bölgelere toplamak yerine en azından bazı bölümler bu beldelere açılsaymış olsaydı hem öğrenciye yarayacaktı hem esnafa. En azından bundan sonra açılacak bölümler için böyle düşünmek lazım belki.
İkisi de suçlu
Bülent Serttaş’ın “İbo Show”da oryantal Didem Kınalı’yı neden protesto edip gösterisi sırasında havalara baktığı anlaşıldı.
Görünen o ki bir yanlış anlama var.
Olay şöyle gelişiyor:
Geçen yaz hem Bülent Serttaş hem de Didem Kınalı, Florya’daki bir düğünde sahne alıyor.
Dansöz Didem programa geç kalınca organizatör tarafından sahneden erken indiriliyor.
Duruma sinirlenen ünlü oryantal mekânı terk ediyor.
Tam o sırada da polis baskını olunca Didem Kınalı’dan şüpheleniliyor.
Dün, TV8’deki “2. Sayfa” programında açıklama yapan Dansöz Didem kimseyi şikâyet etmediğini, tam mekândan ayrılırken polislerin tesadüfen o anda geldiğini anlattı.
Yanlış anlaşılma var deyip dağılacağız ama...
Organizatör indirmese Didem sahnede olacaktı.
Sonra Bülent Serttaş’ın programı başlayacaktı.
Oysa ki pandemi kuralları vardı.
Sonuç: Belki ispiyon yok ama ikisi de suçlu.
Paylaş