Paylaş
Reddit bütün dünyada popüler bir sosyal medya sitesi.
2017’de isteyen bütün kullanıcıların katıldığı eğlenceli bir etkinlik düzenledi: Reddit Place.
İnternet tarihinin en büyük organizasyonlarından biri olan Reddit Place aslında piksellerle tuval boyama yarışması. Yani bir dijital sanat etkinliği.
2017’deki yarışmaya 1 milyon kişi katıldı ve 3 gün sürdü.
Oluşturulan 1000x1000’lik bir tuval alanında kullanıcıların istedikleri yazı, resim ve şekilleri çizmesi isteniyor.
Yarışmada 16 renk paleti var. Bu 16 renkten birini seçerek tablo üzerindeki bir tek pikseli boyayabiliyorsunuz.
O pikselin rengi bir daha ancak 5 dakika sonra değiştirilebiliyor.
Yani her bir pikselinde emek var ama sonuçta ortaya bütün dünyadan katılımcıların oluşturduğu bir tablo çıkıyor.
Siz istediğiniz şekli ortaya çıkarmaya çalışırken başkaları da sizin çizdiklerinizi silip kendininkini oluşturmaya çalışıyor
Yarışmacılar bu süre boyunca ekran başından ayrılmıyor, 5 dakikanın dolması ve yeni piksel boyamak için bekliyor.
Reddit beş senenin ardından etkinliği bu yıl tekrarladı. Washington Post pazar akşamı katılımcı sayısının 6 milyona ulaştığını duyurdu.
Bütün dünyadan olduğu gibi Türkiye’den de katılım yoğundu.
Türk kullanıcılar Türk bayrağı, Atatürk portresi, İstanbul silüeti, Barış Manço, TB-2 Bayraktar, Anıtkabir şekilleri çizmek için uğraştı. Bu sırada bayrak savaşları çıktı.
İspanya, Cezayir, Birleşik Krallık, Ukrayna ve Kanada gibi ülkelerin bayraklarının görüldüğü yayında ülkemizin bayrağı cami motifi eşliğinde yerini almıştı. Ama Kanada’dan başlatılan bir saldırıya başka ülkelerden de destek geldi ve bayrağımızın üstü başka renklere boyanarak silinmeye başladı.
Önce silmeyi başardılar ama başta Elraenn (Tuğkan Gönültaş), Pqueen (Pelin Baynazoğlu) ve izleyicileri duruma müdahale ederek Türk bayrağını koruma altına aldı.
Bu savunma için binlerce kişi saatlerce ekran başına kilitlendi.
Üçüncü günün sonunda etkinlik dün sabah sona erdiğinde oluşturulan Reddit Place tablosunda Atatürk, Türk bayrağı, Anıtkabir, Fatih Sultan Mehmet, Türk çayı, TB-2 Bayraktar, Kaplumbağa Terbiyecisi gibi figürleri görmek mümkün.
Uykusuz kaldığınız saatler için teşekkür ve elinize sağlık çocuklar!
Lucifer’ın küpesi
Seda Sayan nişanlısı Çağlar Ökten’i dizi karakteri “Lucifer”a benzetti:
“Benim kocam ne İsmail YK ne de Burak Özçivit. O benim Lucifer’ım.”
Eğri oturalım, doğru konuşalım, Çağlar Ökten güzel adam. Yakından da gördüm, boylu boslu falan; çirkin diyeni Allah çarpar.
Hatta çok ittirip kaktırırsanız Lucifer’ı oynayan Tom Ellis’e de benzetilebilir. Sonuçta gönül gözü bu, insan sevdiğini nasıl görmek istiyorsa öyle görürmüş.
Hadi Seda Sayan böyle görüyor... Ama edilecek laf mı bu şimdi canım?
Ayrıca konu İsmail YK’ya nereden geldi?
Son zamanlarda çeşitli vesilelerle yazıp duruyorum ya: Seda Sayan bildiğimiz aşk “sarhoş”u. Ve ayılmak bilmiyor.
Yeri gelmişken... Seda Hanım siz baskın kadınsınız. Söylediğinizi karşınızdakine mutlaka yaptırırsınız.
Neticede adamı dört yıllık sevgilisinden bir gecede ayırdığınız iddia ediliyor.
Söyleseniz de o küpesini çıkarsa Çağlar Ökten. Küpe karşıtı olduğumdan falan değil. Ona yakışmıyor.
Hem bakın, Lucifer’da da yok...
Midyeci Ahmet’te neler oluyor?
Ahmet Çiçek Türkiye’nin midye imparatoru. Zaten logosu da “Lord of Mussels” (Midyenin Efendisi).
Mardinli, midyeci bir ailenin çocuğu olarak işe İstiklal Caddesi’nde seyyar midye satarak başlıyor.
Balıkpazarı’nda bir dükkân açıyor ama batıyor.
Sonra Beşiktaş’taki bilinen dükkânı gözüne kestiriyor. Eşi Deniz Hanım’ın deyişiyle “son kolyeyi satarak” buraya giriyorlar.
Karı-koca gecelerini gündüzlerine katıyorlar.
Biri midyeleri yapıyor, öbürü satıyor.
Zamanla iş büyüyor, Midyeci Ahmet’in önünde kuyruklar oluşmaya başlıyor. Sonra gelsin şubeler...
Bugün şirketin internet sitesinde Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki 23 şubenin adı var. Ahmet Bey ile Deniz Hanım bir süre önce boşanıyorlar. Beşiktaş’taki o ilk şube Deniz Hanım’a kalıyor. Buraya kadar her şey normal.
Fakat Midyeci Ahmet sosyal medyadan bir açıklama yapıyor.
Bu dükkânın kendileriyle bir alakasının kalmadığını, tam karşısına yeni bir Midyeci Ahmet açacaklarını, eski dükkândaki “ürünlerden doğacak şikâyetlerden” markanın sorumlu olmadığını duyuruyor.
Hukuken geçerli olabilir ama... Markayı birlikte yarattıkları eski eşini “rakip başka bir firma” gibi gösteren tuhaf bir durum...
Eski eş Deniz Hanım da sosyal medyada hakkını aramaya çalışıyor.
Paylaş