Paylaş
İmambayıldıcılar ve karnıyarıkçılar olarak bölünüverdik yine ikiye.
Demeye kalmadan Doğukan Manço patlıcandan hastanelik oldu. Anaflaktik şok seviyesinde alerjisi varmış, solunum yolu tıkanıyormuş.
Babasının şarkısı vardı zaten “Domates, Biber, Patlıcan” diye:
“Bir anda bütün dünyam karardı...”
Bu patlıcan meselesi mühim. Kim Kardashian’la röportaj yapmıştım... Ailesi Türkiye kökenli olduğu için evlerinde patlıcana (eggplant) hâlâ patlıcan dendiğini anlatmıştı.
Oraya kadar gitmişler, kuşaklardır unutmuyorlar yani patlıcanı. Mustafa Sarıgül ise patlıcanlı bir deyimle girdi topa:
“Sevgili Vedat, bak canım kardeşim sana bir şey söyleyeyim... Senin canın can da Erzincan’ınki patlıcan mı? (Pat, elini masaya vuruyor) Bırak patlıcanı, gel can Erzincan’a da tulum peynirini gör. Cimin üzümünü gör, Kemah’ın tuzunu gör! Vedat, Vedat, Vedat (Pat, pat, pat)...”
İlahi Sarıgül!
Konuya patlıcan deyimli giriş iyi de... Yahu konuyu nereden dolaştın da patlıcandan tuza, üzüme getirdin?
Ne alakası var konuyla? Şimdi Milor da çıkıp “Mustafa, Mustafa, Mustafa... Korkma, acı patlıcanı kırağı çalmaz” diye girip konuyu uzaylılara bağlasa...
Bizim kısa devreler n’olacak?
Bu sokaktan mutlaka geçmelisiniz
Nişantaşı’ndaki Bostan Sokak rengârenk bir yer olmuş.
Elektrik direklerine kırmızı, mor, sarı gibi renklerde şirin ayıcıklar yerleştirilmiş.
Hepsinin aydınlatması, ışığı farklı renkte.
Öyle şirin ki sokaktan geçerken ister istemez gülümsüyorsunuz.
Sokağı bu hale getiren Yumoş Deterjan.
Direklerin üzerinde QR kodlar var. Bunlarla isterseniz direğin ışığını da değiştirip kendi peyzaj mimarlığınızı da yapabiliyorsunuz.
Kent hayatına hoşluk, canlılık katan bu tür çalışmalara bayılıyorum, keşke daha da çoğalsa.
Daha önce de bir apartmanı ve Galataport’u renklendirmişler böyle. Onları kaçırmıştım.
Eğer siz de bu Bostan Sokak’ı görmek isterseniz elinizi çabuk tutmanızda fayda var, çünkü bu sergi sadece 24 Eylül’e kadar sürecekmiş.
Tasma kardeşliği yayılıyor
1 ay önce Bursa-Nilüfer’de olmuştu aynısı.
Gelin, damada tasma takıp dolaştırmıştı.
Şimdi yeni bir görüntü düştü.
Nerede olduğu bilinmiyor ama gelin yine damada tasma takıp, yularından çeker gibi düğün evine sokuyor.
Gelin gülüyor, damat gülüyor, etraftakiler de alkışlıyor.
Herkes halinden memnun olduktan sonra tabii ki kimseyi ilgilendirmez bu durum ama mesajı tam çözemedim.
Evlenen erkeğin köleliğine mi vurgu var, mazoşist bir mesaj mı var ben anlamadım gitti.
Hayır bundan sonrası ne?
Mahmuz takıp üstüne binmek mi?
Neyse ki birbirlerine çok uygun bir çiftmiş bunlar.
Espri anlayışları bile aynı olduğuna göre...
Kaçıncı gün?
Semiramis Pekkan saçını haftada bir yıkadığını açıkladı, herkes şaştı kaldı.
Çünkü kullandığımız şampuan gibi bakım ürünleri, saç için gerekli yağları yok ediyormuş.
Bu açıklamayı yaparken acaba kaçıncı gününde diye geçirmedim değil içimden.
Bence biz yanlış anlıyoruz. Semiramis Pekkan saçını yıkıyor da haftada bir kez şampuan yapıyor diye umuyorum.
Altı kaval üstü şeşhane
Mahsun Kırmızıgül, Bodrum’daki konserine şort-ceket kombiniyle çıktı. Renkleri tutturmuş, ikisi de mavi ama bunu eleştirmek için de bir Hande Can olmaya gerek yok.
Üstte ceket varsa bunun altı eksik.
Sıcak diye şort giydiysen üstüne niye ceket koydun?
Tam altı kaval üstü şeşhane durumu olmuş.
Evet, altta kaval gibi baldırlar...
Paylaş