Pandemi günlüğü... Sakın ola ki bu yazıya güvenip memurlarla falan tartışmayın
Tam kapanma sona erdi. Yine, yeni, yeniden, yepisyeni bir “normal”e döndük. “Gündelik hayatın anayasası” iki haftada bir değişiyor.
Dükkânlar açık ama...
Paket servis var.
Sokağa çıkmak serbest ama...
21.00’den sonra yasak.
65 yaş üstü artık “hürgeneral” ama...
10.00-14.00 arası.
Birbirimize göz koymak serbest ama... Nikâh için 1 Haziran’ı beklemek lazım. Yok, 1 Temmuz!
Pardon, tekrar baktım: 1 Haziran’mış.
Bir şehirden bir başkasına gidebiliyoruz ama...
Yasaksız gün ve saatlerde.
Yani hafta içi ve 21.00’e kadar ama... Toplu taşıma yasak.
Toplu taşıma yasak ama..
Sadece 18 yaş altı ve 65 üstüne... Aşı vurulanlar şu saatte serbest ama... İkinci dozu vurulmayanlar şu saatlerde.
Sakın ola ki bu yazıya güvenip memurlarla falan tartışmaya kalkmayın.
“Gündelik hayatın anayasası” iki haftada bir değişiyor.
Artık hangi saatte, hangi gün, kime, hangi yaş grubuna, hangi aşıya...
Ne yasak, ne serbest...
Ne akılda tutmak mümkün, ne ezberlemek.
Güya kolejde okudum, yabancı dilde master yaptım, benim aklım ermiyor.
Okuma yazması olmayan amcalar, teyzecikler ne yapsın?
Bittim, bıktım, yıldım.
Vakti gelir gelmez aşınızı olun da bitsin artık şu meret.
Sen babasın baba
Oyuncu Pelin Akil ile Anıl Altan tanıdığım en komik çiftlerden. Anıl Altan’ın güzel bir vücudu var. Kaslı, baklavalı falan. Maşallah.
Ergen body’ci gibi...
Durup durup kendini üstsüz falan paylaşmadan edemiyor.
Pelin Akil de ifrit oluyor.
Anıl, daha önce araba yıkarken köpüklü möpüklü pozunu yüklemişti Instagram’a.
Görseniz değme starlara taş çıkarır. Pelin tehdit etti:
“Sen babasın, baba! Eğer o pozları silmezsen şimdi ben de kendimi şöyle koyacağım.”
Bu arada aynı evdeler ha! Biri bahçede, öbürü mutfakta...
Anıl en son dayanamadı, tekrar yaptı.
Yine kaslı-seksi bir pozunu koydu sosyal medyaya.
Bu fantazideyse bahçede masa-sandalye vernikliyor...
Yine biri bahçede, öbürü mutfakta.
Pelin yazıyor:
“Şimdi bir şey diyeceğim: Burada amaç, ‘Bakın sandalye ve masamız da güzel verniklendi şükürler olsun’ mu? Nedir yani? Gel bana bir anlat, mutfaktayım...”
Anıl da sosyal medyadan cevap veriyor:
“Pelincim, işim başımdan aşkın... (Yalan)
Bahçede ahşaplarla uğraşıyorum. (Yalan)
Müsait olunca gel, iki medeni insan, anne ve baba olarak konuşalım. Saygılar.” (Büyük yalan!)
Ne güzel insanlar, ne mutlu bir aile, ne güzel küçük kıskançlıklar bunlar...
Allah bozmasın, kahkahalarla takip ediyoruz.
Okut, öğret ve nihayet: Gazeteci Nagehan Alçı öğretmenlere çattı:
“Hani neredesiniz öğretmenler? Okullar açılsın diye ses çıkardığınızı duyamadık bugüne kadar...”
Bu öğretmen düşmanlığı nedir, anlamadım.
Dünyanın başka ülkelerinde de durum aynı. Bizimkilerin günahı ne? Acaba öğrenciyken çok mu yaramazdı? Çok mu tek ayak bekledi?
Okumayı falan mı geç söktü?
Karamürsel’in o çamurlu okulunda bana okumayı öğreten Sabahat Karanlık...
Ne hayrandım sana.
Yaşıyorsan Allah uzun ömürler versin, öldüysen ruhun şad olsun.
Var da mecalim yok...
◊ Öyle seviyorum ki: Borca battığı için Bodrum’daki evini satışa çıkaran Kibariye için yardım kampanyası başlatasım...
◊ Yunus balığı gibi hep gülüyor ya: Şeyma Subaşı’nın Mısırlı milyarder sevgilisi Mohammed Alsaloussi’yle kankito olasım...
◊ Eşi Serdar Oral vefat edince, Köyceğiz’deki evlerine bir daha adım atamayan Özgü Namal’ın bahçesini pırıl pırıl yapasım...
