Paylaş
Yorumların çoğu Türkiye’den.
Odell’in 22 yaşındayken yazdığı ve aşk acısını anlatan “Another Love” (Bir Başka Aşk) paylaşımı için “Burada herkes dertli” yorumu yapan da var, “Sen Türkiye’yi özlemişsin, tekrar konsere gel” yazan da “Ümraniye Belediyesi çalışıyor” diyen de...
Doğruya doğru:
“Bir Başka Aşk” yazısının “Seni çöpe attım” der gibi konteynere yazılması gerçekten ironik olmuş. İnsanı ister istemez gülümsetiyor.
Ama bu, Odell’in Türkiye’den yaptığı ilk “Another Love” paylaşımı değil.
4 ay önce de okul gösterisinde şarkıyı çalıp TikTok’ta paylaşan Ege Bayram adlı öğrencinin gönderisine gülücük işareti koyarak yorum yapmıştı Odell.
Ne dersiniz, işi gücü bıraktı, sabahtan akşama kadar sosyal medyada şarkıyı mı taratıyor, yoksa hakikaten Türkiye aşkı mı depreşti Britanyalı sanatçının?
Gelse, gelse de Erkin Koray’la şöyle bir “Aşkımı Süpürmüşler” patlatsalar karşılıklı.
İmkânsız denilen ateşkes
Bir köşede “Deli Mavi” Yeşim...
Karşı köşede “Bana Bir Şey Olmaz” Gülben.
Genç kuşakların başını bile bilmedikleri kadar kadim bir savaşta...
Milattan beri kanlı bıçaklılar.
Mevzu, “koca ayartma” meselesi.
Ama iki tarafta da olayın üzerinden ikişer-üçer koca daha geçmiş.
“Deli Mavi”, en son “Yüz Yüze” programına katıldı, ateşkes ilan etti:
“Yaşamamamız gereken bir süreç yaşadık, ben hayatımdaki herkesi affettim, benim için konu kapandı. Küslük-barışıklık kavramlarını ortadan kaldıramazsak bu böyle senelerce gider. O benim düşmanım değil, dostum da olmadığı gibi. Yolu açık olsun. Ben bitirdim, umarım onlar da bitirirler.”
İnanılmaz gibi görünen bu ani “mütareke” ve sulh ilanı, içimde bir umut yeşertti:
Bir köşede “Deli Mavi” Putin...
Karşı köşede “Bana Bir Şey Olmaz” Zelenski.
Estetik-telefon ilişkisi
Estetikle ilgili bugüne kadar duyduğum en mantıklı, en ikna edici laf Hande Yener’den geldi:
“Teknoloji çıkmış kullanmayalım mı?
Cep telefonu gibi bir şey bu. Neden karşı olayım?
Çok saçma!”
Şimdiye kadar hep “doğallık-yapaylık” penceresinden bakıyordum estetik meselesine.
Kadın doğru söylüyor.
Bu kadar ulvi anlamlar yüklememek lazım.
Telefon almak gibi teknik bir şey.
İsteyen hâlâ çevirmeli telefon kullanır ki bende var... İsteyen cep telefonu, isteyen en son modelini.
Mesele özünde bundan ibaret.
Peki cep telefonu kullanmayanlar ne olacak? Onlara ne diyeceğiz?
“Romantikler” diyeceğiz herhalde.
Tıpkı Buse Varol gibi.
Ne diyor estetik konusunda?
“Ben doğallığı seviyorum. Buruşarak yaşlanmak çok güzel bence...”
Haklı mı? O da haklı.
Son kararım artık şu ki; ne biri, ne diğeri öbürüne üstün.
Dadı muhabbeti gına getirdi
Ünlülerin dadı ve yardımcı fiyatlarından yakınmasından il-llal-lah!
Üstelik insanı sinir ediyor.
Hatırlarsınız, kısa süre önce Alişan’ın iki dadı ve bir yardımcıya ayda 60 bin lira ödediği, şarkıcının buna isyan ettiği yazılıp çizilmişti.
Dolar artınca, “yatılı ve yabancı” olduklarını tahmin ettiğim dadıların da maaşları artmış.
En son Almeda Abazi-Tolgahan Sayışman cephesinden bir haber geldi.
İki çocuk için iki dadıya 2 bin dolar (37 bin lira) ödeyen çift, şimdi de 1000 dolara yardımcı bulamamaktan dert yanmış:
“Hayat çok pahalı. Dolarla birlikte dadıların maaşı artıyor, yetişemiyoruz...”
Milletle dalga falan geçiyor olmalılar.
Tolgahan Sayışman’ın da Alişan’ın da eşleri şu sıra profesyonel olarak aktif değil. Türkçesi: Evde oturuyorlar.
Hepi topu ikişer çocukları var. Bir zahmet kendi çocuklarına bakıversinler.
Hadi bir dadı tuttunuz, ikinci niye? Üçüncü ne demek?
O zaman da şikâyet etmeyeceksiniz.
Bu ülkede hem gidip başkasının çocuğuna, sonra da eve dönüp kendi çocuklarına bakan kadınlar ne yapsın?
Üstelik onlar sizin gibi bir reklam kampanyasından 3 milyon falan da indirmiyorlar.
Paylaş