Paylaş
Herkes ya pizzacıdaki gizli barda ya Levent Özçelik’in özel ev partisinde. Amaç flaşlar ve şimşeklerden uzak dururken eğlenceden de geri kalmamak
İstiklal Caddesi’ndeki tarihi apartmanlardan biri. Kapıda güvenlik görevlisi. Kendinden emin ol, çak selamı, gir. Kim olduğundan şüphelenecek olursa “Levent’in partisine geldim” de. Hatta kendinden eminliği bir tık öteye taşımak istersen, “Asansör hâlâ bozuk mu?” diye sor, “Evet, maaselef” yanıtını alınca “Yaptırın artık şunu yaa” diye de bir fırça at. Asansör gerçekten bozuk. Çaresiz, beş kat merdiven tırmanacaksın. Yolda merdivenleri inip çıkan bir sürü ünlüyle karşılaşacaksın, şaşırma. En üst kata geldiğinde açık kapıdan gir, koridorun sonu salon.
Salonda üçlü koltuğun yerine küçük bir sahne, tekli koltukların yerine kolonlar konmuş... Mehmet Erdem ve orkestrası sanki koltukta zıplayan çocuklar gibi şarkı söylüyor. Salonu ve koridoru tıklım tıklım doldurmuş ahali hep bir ağızdan eşlik ediyor: “Fikrim firarda, bağlasan durmaz eyvah...”
Ev büyük ama bir ev kaç kişi alabilir ki? İçerisi balık istifi: Can Ateş her zamanki gibi sakin, arkadaşlarıyla balkonun köşesinde. Fatih Altaylı, elinde içkisi, yanında Hande Altaylı, sıradaki şarkıyı terennüm ediyor ama sözleri bilmediği ve salladığı dudak hareketlerinden belli: “Bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin...” Emre Karayel, Onur Baştürk’le koridorda tuvalet sırasında. Mehmet Erdem aynı sırada bekleyen İngiliz misafirlerini nasıl atlatırız da önce gireriz derdinde... Tuba Ünsal’ın arabeski gelmiş, Mirgün Cabas’la Ahmet Kaya’nın şarkısını söylüyor: “Şehirlere bombalar yağardı her gece, biz durmadan sevişirdik...”
Cüneyt Özdemir, Azra Akın, Ayşe Boyner, Belçim Bilgin hepsi Barış Mançocu: ‘Gibi Gibi’den sonra ‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’yı istek yapıyorlar Mehmet Erdem’den: Yaz tahtaya bir daha, tut defteri kitabı, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, bir gün öder hesabı.
Bir tarafı boydan boya kütüphane olan salonda kara tahta da var ama ne tutulacak defter, ne alınacak hesap var. Johnnie Walker’ın sponsorluğunda yapılan bu özel ev partilerinde, yiyecekler ve dünya barmen şampiyonu Tellis’in hazırladığı viski kokteylleri ikram.
Levent, ilk partisini geçen hafta vermişti. Bu ikinci partinin ardından “Bir aya kadar üçüncüyü yaparım” diyor. Bakalım bir sonraki şanslı 200 kişi kimler olacak?
5 yeni, 5 nokta, 5 benzemez
Şehrin gezme-tozma haritasında yeniden konumlanın, eğlence ayarlarınızı önümüzdeki yeni sezona göre yapın
Caz sevenlere
Beyoğlu’nda Nublu
İlhan Erşa hin’in New York bazlı caz kulübü Nublu gezmelere doyamadı, en sonunda Taksim Sıraselviler Caddesi’nde karar kıldı. Bu kez mutfağı da var. Açılış bu akşamki ‘İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions and Friends’ konserleriyle. (212) 243 46 98
Türkçe sevenlere
Kuruçeşme’de Desibel
Eskiden Türkçe müzik dinleyecek yer bulamazdık, şimdi başka bir şey bulmak imkânsız. Hiç Türkçe mekân yokmuş gibi buyurun bir yenisi: Desibel Kuruçeşme. Daha geçen cuma açıldı, boyası taze, bayramlıkları üzerinde.
(533) 596 09 09
Elektronik sevenlere
Galatasaray’da Kloster
House ailesi epeydir bu kadar önemli bir haber
almamıştı:
Beyoğlu’nda
artık 2 bin kişilik yeni bir elektronik mekânı var. Hypnos’un yerine (eski Ghetto) açılan Kloster’da yerli-yabancı DJ’ler sahne alıyor.
(533) 258 93 93
Canlı müzik sevenlere
Etiler’de My Cabaret
Cenk Eren’in BVS Group’la
ortak projesi My Cabaret bu akşam Sahne İstanbul’un hemen yanında açılıyor: ‘Sürpriz şov’ dediklerini gelin beraber tahmin
edelim: Asena ve Oya Aydoğan.
(212) 270 08 08
Sükûnet sevenlere
Florya’da
Walkin29
Aqua Florya içindeki Walkin29, Ulus29’un kardeş konsepti.
İçinde restoranı, kafesi, barı ve denize nazır terası var. “Samimi ve rahat” dediklerine bakmayın;
yine ‘elegan’, yine steril.
(212) 571 29 29
Paylaş