Paylaş
“Bir kadın ve bir adam sonsuza kadar beraber kalmak istemeyebilir. Aldatma konusunun Türkiye’de bu kadar büyütülüp drama haline getirilmesi çok sinirimi bozuyor.
Bir erkek bir kadına gidip ‘Benim canım başka kadınları çekiyor, biz bunu nasıl hallederiz’ dese Türkiye’de kaç kadın ‘Gerçekten mi, ne bileyim ben şimdi’ şeklinde konuşabilir?
Konuşamadığı zaman işte aldatma, arkadan iş çevirme oluyor. (Kızımın babasıyla) berjerde oturuyoruz. Birden ‘Bir şey mi oldu, sen beni
aldatıyor musun?’ diye
sordum, ‘Evet’ dedi.
Oturup konuştuk ve boşandık. Şimdi çok tatlıyız. Dürüstçe davrandı. Konuşmak tatlı bir şey, iletişim çok önemli” diye anlatıyor Esra Dermancıoğlu.
Duygusallığa kapılmadan, mantıklı hareket etmiş ve eski eşiyle, kızının babasıyla ilişkisini kurtarabilmiş.
Birçok insan için yüzleşince altından kalkması çok zor bir durum.
Formül belli aslında:
Ayrılık da aşka dair.
AÇIKLAMA KARNESİ
◊ Mantık: 9
◊ Sükunet: 10
◊ Saygı: 9
◊ Sonuç: 10
Covid kalmadı veba verelim?
Cuma günü pandeminin dizilere hiç yansımadığından dem vurmuştuk, Orhan Pamuk yeni romanı “Veba Geceleri”nin çok güzel dizi olabileceğini açıkladı.
Teknik kısmı beni aşar ama olsa da izlesek...
◊ Aaa şurası hiç gerçekçi olmamış.
◊ Evet evet, salgının başında öyle yapmaz insan...
◊ Yalnız kız çok güzel oynuyor, en başta ben de poşetleri balkonda siliyordum.
Sen ne güzel bir insansın
◊ “Piyango çıksa bir hayvan rehabilitasyon merkezi açıp tüm hayvanların mutlu olacağı bir tatil köyü yaparım” diyen Cansel Elçin...
◊ 10 kadın işletmeciye destek olmak için kamera karşısına geçip ürettikleri ürünleri tanıtan Bergüzar Korel...
Aşkın hangi halini tadardınız
10 şarkılık yeni albümü “Başka Hikayeler”i çıkaran Buray, Kelebek’te Sinem Vural’la yaptığı söyleşide “Aşkın bütün hallerini tattım” dedi.
Aşkın kaç hali var ki?
Ateş, su, toprak...
Ha bir de tahta.
Tamam artık yaz gelsin
İstanbul ciddi bir kuraklığın kıyısından sıyrıldı. Kaleden döndük.
İSKİ’nin doluluk oranlarını yıllara göre karşılaştırmalı verdiği çok güzel bir sitesi var.
Kış boyunca girip girip ona baktım.
Doluluk oranları 9 Ocak’ta yüzde 20’nin altına düşmüştü.
Doğum günüm de oradan hatırlıyorum.
Dipteki balçık kalmış haldeydi yani.
Neyse ki sonra iki kar yağışı durumu toparladı.
Son bir haftaki yağışlarla birlikte doluluk oranı yüzde 78.
Son 10 yılda, 2011’deki rekor seviye yüzde 95’ten az ama geçen yıldan da yüzde 8 daha yüksek.
2014’teki yüzde 33’ün iki katından fazla.
Çekirge yine sıçradı, bu sene de yırttık yani.
Yeter ama bu kadar hassasiyet, kaygı...
Dolmuş işte dolacağı kadar.
Uzun bir kış oldu, yaz gelsin artık.
Paylaş