Karısını çikolata kaplattıran bankacı

Bir çikolata duayeninin penceresinden, New York sosyetesinin adı konulmamış kuralları ve paketi açılmamış fantezileri arasında bir yolculuğa var mısınız?

Haberin Devamı

Karısını çikolata kaplattıran bankacı
Hülya Güneri

Downtown Brooklyn’deki Dumbo House, şu sıra New York’un ne havalı yeri. Öyle revaçta ki New York sosyetesinden kimse Meatpacking’deki asıl Soho House’un yüzüne bakmaz olmuş.

22 senedir bu şehirde yaşayan Türk dostumla oturmuş; muhteşem manzaraya karşı etrafın gıybetini yapıyoruz.

Hülya (Güneri; New York’ta bilinen ismiyle Julietta) yıllardır çikolata sektöründe. Öyle gofret falan değil tabii. Çikolata sihirbazı Jacques Torres’in sağ kolu. Sipariş üzerine butik çikolata yapıyorlar. Dolayısıyla da New York sosyetesini en özel anlarında göbekten tanıma fırsatı yakalıyor. Seçimi kazandığı gece Donald Trump’ın ofisine sipariş verilen çikolataları bunlar yapmış mesela.

Haberin Devamı

Karısını çikolata kaplattıran bankacı

Dumbo House genelkurmay binası gibi. Tek rütbesiz benim. Herkes bir şeyin bir şeyi; en az üç yıldız, iki pırpırlı.

“Bak” diyor Hülya, “Şu köşedeki, sana bahsettiğim o üst düzey bankacı...”

Rütbeler, unvanlar, isimler, bende hepsi birbirine karışmış halde.

“Hangisi?” diye soruyorum; “Hani şu karısını çikolata kaplattıran mı?”

Hülya, müşfik bir öğretmen edasıyla gülüyor; “Yok, o başka” diyor. Bu kadın, daha paketi açılmamış çikolata fantezilerinin kara kutusu gibi.

Kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım; çikolata konusundaki hayal gücüm, Hülya’daki gerçek hikayelerin yanına bile yaklaşamıyor. Ama bilgiyi de çikolata gibi veriyor; hep biraz daha isteyecek ama asla baymayacak kadar...

Asla “Jersey kızı” olma!

New York’ta çikolata işi, hayatı dikey kesmenize imkan veren bir meslek. En tepedekilerin bile yaşantısına en özel anında tanık olmanızı sağlıyor. Dünya başkentinin adı konulmamış kurallarını Hülya’yla konuşmak o yüzden çok zevkli.

“Mesela” diye soruyor: “İstanbul’da biri hakkında bilgi sahibi olmak için neye bakarsın?” “Bilmem, Instagram hesabına herhalde” diyorum.

Haberin Devamı

“Burada posta kodu yeterli” diyor; “O yüzden de iş görüşmelerinde mutlaka sorarlar. Oturduğun yerden karakter analizini yaparlar. Eğer posta kodun sıfır sıfır bilmem kaçtan, sıfır sıfır bilmem neye düşmüşse hemen ‘başınıza ne geldi?’ diye sorarlar. ‘Eşimden ayrıldım, hayata yeniden başladım’ gibi makul bir açıklaman olması lazım. Yoksa unut gitsin o işi. Kimse ‘Jersey kızı’ gibi görülmek istemez...

‘Jersey kızı’ da ne ola ki? New Jersey’de oturduğu halde sırf beyaz yakalı koca bulabilmek için Manhattan’da ucuza çalışan sosyal tırmanıcı demekmiş.

Kız sen İstanbul’un neresindensin?

“İstanbul’da semte göre yok mu böyle ayrımlar?” diye soruyor Hülya.

Haberin Devamı

Zor soru. Çünkü “Kız sen İstanbul’un neresindensin” diye şarkılarımız var ama biz daha başına buyruk oturuyoruz...

Zenginle fakir, elitle avam yan yana sokaklarda dip dibe yaşar bizde.

Semtine göre karakter analizi kontenjanından aklıma bir tek “Cadde kızı” geliyor: Anadolu yakasında oturur, çok bakımlıdır, çok iyi okullarda okur ama çok kısa süre çalışıp erkenden evlenip “proje anne”ye dönüşür...

Çok zorlarsan “Cihangir solcusu” gibi şeyler de çıkar ama dediğim gibi zorlama olur. Hülya’dan cevap: “Aa, sen bildiğin jungle’da (vahşi tabiat) yaşıyorsun.” İki gıdım aklım var, o da karıştı. Öyle miyiz ya hakikaten?

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları