Paylaş
İnsanın zaman zaman temizlik yapması, fazlalıklardan kurtulması güzel bir şey tabii.
Ama İrem Derici bundan bir ay önce de fake hesaplar açıp sevmediği insanlara yorumlar yazdığını söylemişti.
İnsan kime kıl olup yorum yazar? Fizan’dakilere değil. Alt komşusuna, rakibine, eski sevgilisine, eski sevgilisinin yeni sevgilisine...
İrem Derici paylaşımlarını sildi ama mesela açtığını söylediği fake hesapları da kapattı mı?
O hesaplardan sinir olduğu insanlara kötü yorumlar yazıyormuş.
Asıl mühim olan o.
Bilinen hesabını detoksa almak değil, bilinmeyen karanlık yönleriyle hesaplaşabildi mi?
Mesela insanın aklına geliyor o hesaplardan ayrıldığı eski sevgilisi Lider Şahin’e ve onun yeni sevgilisi model Didem Soydan’a kötü şeyler yazdı mı?
Yazdıysa silip temizledi mi?
Yeminlerini, tövbelerini tereddüt etmeden, kekelemeden, kendi kulağı işitecek şekilde cesurca telaffuz edebildi mi?
Mevzu bahis günah çıkarmaysa, kaç bin “bilinen” fotoğrafını değil, “bilinmeyen” kaç günahını temizleyebildi, önemli olan bu.
Yapabildiyse ne ala. Darısı hepimizin başına.
Yok eğer halının altındakiler dururken, masadaki tabaklara üflediysen...
Vay İrem sana, vay bizim payımıza.
Altaylı-Subaşı polemiğinde son durum
◊ Fatih Altaylı haklı çünkü: Üniversite öğrencisinin yemek kartında son 1 lira kaldığını paylaşıp intihar ettiği ülkede, İbiza’ya direkt uçuş olmadığı için çile çektiğini açıklayan Şeyma Subaşı’nın yaptığı... En hafifiyle görgüsüzlük, hadsizlik, terbiyesizliktir.
◊ Şeyma Subaşı haklı çünkü: Mesele ne olursa olsun, eleştiri yaparken bir kadın için “köy yanar kahpe taranır” sözü kullanılmamalı. Durumun Şeyma Subaşı’nın ne kadın olmasıyla ne de namusuyla uzaktan yakından alakası var... Üstelik de bir anne.
◊ Fatih Altaylı haklı çünkü: Artık insanları kışkırtacak raddeye gelmiş bu pervasızlığa hepimizin en ağır sözlerle ses yükseltmesi, sesini duyuramayan milyonların isyanını dillendirmesi, kitlelere yalnız olmadıklarını hissettirmemiz lazım.
◊ Şeyma Subaşı haklı çünkü: “Siz bile yazdığınıza göre doğru yoldayım” cevabı verdi Altaylı’ya. O davetlerin, reklamların, marka işbirliklerinin kuralı bu: Konuşulmak. Biz ciddiye aldıkça, böyle yazıp çizmeye devam ettikçe hiç akıllanmayacak, aksine doğru yolda olacak.
Öğrenci kantini Meclis restoranından pahalı olmamalı
Canının bir günlük TT olma hakkı vardı. Sibel Ünli kıydı canına...
Üniversite öğrencisiydi, yemek kartında son 1 lirası kalmıştı, yaşamaya değer bir hayatı olmadığına karar verdi, Samatya’dan soğuk sulara attı kendini.
Herkes tarafını tuttu, onun canı üzerinden siyasi pozisyonunu aldı. Bitti gitti...
Sadece 1 gün ediyordu canı, artık TT bile değil.
Sibel’i düşünürken öğrenciliğimizde ailelerimize çaktırmadan çektiğimiz güçlükler aklıma geldi.
Bence okul kantinleri TBMM’nin restoranından pahalı olmamalı.
Vekillerimize sağladığımız imkanı evlatlarımızdan esirgememeliyiz.
Çorba 1 liraymış.
Belki Sibel son 1 lirayla en azından midesinde sıcak çorbayla atlardı soğuk sulara.
Paylaş