Hafta sonuna hangi duygularla giriyoruz? Şarkıcı Nez üniversitede tez oldu da Tuğçe San’ın ne eksiği var?

Çiftlik Bank dolandırıcılığı sinema filmi oluyormuş. Böyle bir filmi, senaryo olarak yaratıcı bulmayabilirsiniz.

Haberin Devamı


Ama kabul edin, en azından garantili.
İnşaatta çamur kazan kepçelere bile, toplanıp su balesi muamelesi yapıyoruz. Seyretmelere doyamıyoruz, sanki hipnotize oluyoruz!
Kepçeyle götüren Tosuncuk’u hayda seyrederiz.
Ama ben dolandırıcılık filmi yapsam “Tosuncuk”u değil, “Selçuk Parsadan”ı çekerdim mesela.
Şimdiki gençler bilmeyebilir, bir google’lasınlar.
Aralarında senaryo olarak bile, kalibre farkı var bir kere: Parsadan “nitelikli”, Tosuncuk onun yanında “adi dolandırıcılık” kalıyor.
***
Kültür-sanat alemindeki bu önemli gelişmeden, bu kez de bilim dünyamızdaki mühim bir gelişmeye geçiyoruz.
Hayır, konumuz Aziz Sancar’ın Nobel Çevre Ödülü’ne de aday gösterileceği iddiaları değil.
Mevzu daha derin ve karmaşık: Biliyorsunuz Şarkıcı “Nez”, üniversitede “tez” oldu.
***
Bak bu, tezi yazan: Başak Ünal.
Bak bu üniversite: İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Müzik Bilimleri Anabilim Dalı.
Bak bu tezinin başlığı: Postmodern perspektifte müzik videoları ve Nez’in ‘Sakın ha’ videosunun analizi.
Bak bu da tezden bir bölüm: Nez kalçasını, bacakları iki yana hafif açık biçimde sağa ve sola titreterek sallar. Bu sallama hareketi oryantal ama sambacılar da kullanıyor...
Tez konusu üniversitede tepkilere neden olmuş.
Eğlenceli ama, değil mi?
***
Eğlenceli olabilir ama “adil” değil.
Bir kere o dönemden bir tez hazırlanacaksa, konusu kesinlikle Nez değil, Tuğçe San olmalıydı.
Bir kere çok yönlü.
Nez gibi sadece şarkısıyla müzik bilimlerine hitap etmekle kalmıyordu. Yılanı vardı, biyolojiyi falan da besler.
Ya o sözler?
“Tuğçe San geliyor... Tuğçe San geliyor!”
Gerçi sonradan gelmedi ama bizim korktuğumuz bize yeter.
Karanlık edebiyat işte: “Godot”yu bekler gibi, Tuğçe San:
“Ya evde varsan!”

Haberin Devamı

Kenan Doğulu parayı önce mi iade etti, yeni mi?

Mina Başaran’la birlikte 11 kişinin hayatını kaybettiği uçak kazası, hangi akla/vicdana sorsanız, “elde olmayan sebep” olarak kabul edilir.
Düğün saloncusu, videocusu, ışıkçısı vs... Bütün taraflar da bunu böyle kabul etmiş, iptal olan düğün için alınan kaparoları acılı aileye iade etmiş.
Belki ticari bir zorunluluk yok, belki geri isteyen de yok ama ahlâken...
Kenan Doğulu da bu düğünün şarkıcısıydı. Pazartesi günü Esin Övet aralarında bir tek Doğulu’nun parayı iade etmediğini yazdı Habertürk’teki köşesinde.
Bizim gazete dahil, bir sürü yerde çeşitli açıklamalar yayımlandı. “Para iade edildi, aileyle aramızda sorun yok” kabilinden...
Fakat sonucu bizi “doğru” ya da “yanlış”a götürecek şu şıklar açısından bir eksik var yapılan bu açıklamalarda:
A) Çıkan iddia kesinlikle yanlıştır, Kenan Doğulu parayı çok önce iade etmiştir.
B) Kendisi farkında bile değildir, bu işlere bakan yardımcısı iadeyi unutmuştur.
C) Yazı çıkınca reaksiyondan hemen konuyu halletmiştir, iade tarihini katakulliye getirmektedir.
D) Hangisi olursa olsun, bu mühim bir olay. Yardımcısı falan değil; Kenan Doğulu bizzat tatminkâr bir açıklama yapmalıdır.

Haberin Devamı

Bütün oyunları yine Kazaz bozdu!

Tuğçe Kazaz...
Epeydir acaba kıza bir şey mi oldu derken çıktı ortaya. Neyse ki iyiymiş. Tabii iyiymiş dediğim, artık olduğu kadar. Siz de öyle fazla incesine bakmayacaksınız.
Tuğçe Kazaz’ın, hayatımızı bir tur daha renklendirmeye karar vermesinin nedeni Putin. Sizce de yeri, zamanı itibariyle çok münasip ve haklı değil mi? İşte tam da bu haklılıktan güç alarak şöyle bir açıklama yapmış: “Şimdilerde müttefik olarak algıladığımız Rusya ile ilerleyen süreçte karşı karşıya gelmemiz, hatta olası bir savaşa girmemiz çok yüksek bir ihtimal...”
Gördün mü bak: İfşa etti bozdu Moskoflar’ın oyununu.
Artık bundan sonrasını Kremlin düşünsün.
O Putin de ayağını denk alacak, artık karşısında Tuğçe var, iki gözü üstünde.

Yazarın Tüm Yazıları