Paylaş
Hande Erçel, Vogue dergisine verdiği röportajda kadın oyuncu olmanın zorluklarını dile getirdi:
“Yaptığınız işlerden çok fiziksel görüntünüzle ön planda tutuluyorsunuz. Ne giydiğiniz, kilonuz ve güzellik sırlarınız gibi konular, emeklerinizden daha çok konuşuluyor.
Kadınların yalnızca fiziksel özellikleriyle öne çıkarılıp eleştirilmesine prim verilmemeli ve herkes yeteneğiyle, emeğiyle, hayalleriyle ön planda tutulmalı...”
Ne kadar haklı tespitler, nasıl da yerinde temenniler...
Fakat bütün bunları söylerken ıskaladığı bir konu var Erçel’in:
O da güzelliğin ya da yakışıklılığın başta dizi sektörü olmak üzere, çok önemli bir geçer akçe olduğu. Hande Erçel durumdan şikâyetçi olabilir ama bunun ekmeğini en çok yiyenlerden aslında.
Eğer bugün Türkiye’nin en popüler kadın oyuncusuysa...
Eğer bütün dünyada bu kadar tanınıyor, hayranları var ve seviliyorsa...
Tiyatro eğitiminde yıllarca dirsek çürüttüğü, küçük kumpanyalarda senelerce çalıştığı ya da büyük ustalardan ders almak için kapılarında beklediği için değil...
Çok güzel bir kadın olduğu, güzellik yarışması kazandığı için hemen fark edilip basamakları üçer beşer atladığı için.
Eğer bu kadar güzel bir kadın olmasaydı, şimdi olduğu noktaya böyle hızlı gelebilir miydi?
Hande Erçel elbette ki yetenekli ve azimli. Ama onun kadar istekli, onun gibi yetenekli başka kadın oyuncu mu yok? Yüzlercesi okuyor, binlercesi mezun oyunculuk okullarından.
Erçel’i aralarından sıyıran, aslında tam da şikâyetçi olduğu bu güzellik mevzusu.
E haliyle de kitleler güzellik sırlarını, kilosunu, nasıl giyindiğini merak edecek, takip edecek, konuşacak.
Reklam teklifleri falan da bu sebeple geliyor zaten.
Eğer mesele sadece yetenek, sebat, emek olsaydı, Atasay’ın yüzü Hande Erçel değil, mesela oyunculuğun ordinaryüsü Demet Akbağ olurdu.
O yüzden çok da takılmaması lazım sektörün bu cilvelerine.
Gelin hep beraber şunu umut edelim:
Hande Erçel en yakın zamanda bir Oscar, bir Emmy alsın...
Türkiye’deki ve yurtdışındaki başarısını uluslararası saygın oyunculuk ödülleriyle taçlandırsın...
Oturup uzun uzun onları konuşalım...
Mum kokulu kadınlar
Bahar Candan, Ebru Gündeş’in Iraklı sevgilisi ile daha önce ilişki yaşadığını ve Rassan Khoshnaw’ın hastalıklı bir ruh yapısına sahip olduğunu duyurdu.
Yanan mumu elinin üstüne damlatırmış falan...
Önce yarışmacı, sonra fenomen ve nihayet sunucu olan Bahar Candan bilinçsiz açıklamalarıyla tanınıyor ama kiminle birlikte olduğunu şaşıracak kadar da şuursuz değildir herhalde...
Khoshnaw, Ebru Gündeş’i çok uzun zamandır kovalıyordu. Bütün konserlerini en ön masadan izliyordu, hatta fan club’ının falan da başkanıydı. Büyük hayranı yani.
Yine de mum ışığında romantik yemek falan... Aman diyeyim! En azından bir süre...
Ajdar düeti isteriz
Merve Boluğur, “Şşşşttt” adında bir şarkımsı yaptı, YouTube hesabından yayınladı.
Ajdar’dan beri bu kadar kötü bir şarkı dinlememiştim. Açıkçası sonunu da getiremedim.
Böyle tek tek olunca yeterince eziyet çekemiyoruz Merve. Acaba Ajdar’la bir düet falan mı patlatsanız?
PANDEMİ GÜNLÜĞÜ
Aşı karşıtları Maltepe’ye
Pandeminin en zor günlerinde aşı karşıtları Maltepe’de bir miting düzenlemiş, başka bir sürü figürle birlikte BioNTech’in sahipleri Uğur Şahin ve Özlem Türeci’yi de küresel bir komplonun maşası olmakla suçlamışlardı.
BioNTech şimdi de en tehlikeli kanser türü olan pankreas kanserine karşı aşı geliştirdi, üzerinde deneme yapılan 16 hastanın yarısında başarılı sonuç elde etti.
Ne dersiniz? Karşıtlar yine Maltepe’de toplanır mı?
Paylaş