Paylaş
Daha önce “kadınlar tayt giymesin” demişti. Şimdi de “metroda öpüşen görürsem müdahale ederim” diyor.
Bakın bu bir moda.
Hayır, bu ipe sapa gelmez laflarla insanı öyle bir hale getiriyorlar, öyle bir yere itiyorlar ki...
Sanki hepimiz “metroda öpüşelim” diye yanıp tutuşuyoruz.
Tek derdimiz bu.
Demet Akalın’ın tepki gösterdiği gibi:
“Gördüğüm yerde yapışacağım Okan’ın (eşi) dudaklarına...”
Arkadaş...
Biz sanatçının el ele tutuşan, gençlik romantizmi yaşayan gençlere müdahale edenini değil...
Kadına taciz, çocuk istismarı gibi korkunç meselelerde öne çıkan, göğsünü gerip topluma önderlik edenini severiz.
Boyun yetiyorsa gücünü, delikanlılığını, ahlak bekçiliğini asıl bu konularda göster.
Hele binlerce insanı mağdur eden Çiftlik Bank reklamında nasıl oynadın...
Ballandıra ballandıra halka nasıl anlattın...
Bundan hiç nedamet duyuyor musun...
Önce onu bir açıkla.
Tribünlere oynayan bu saçma sapan çıkışlarda Atatürk’ün ismini, Cumhuriyet’in kanunlarını da ağzına alma...
Bir delinin hatıra defteri
Gogol tarafından 1842’de yazıldı.
Dönemin insanını ve gündelik hayatın sıkıcılığını konu alıyor “Bir Delinin Hatıra Defteri”.
Tek kişilik, tek perdelik bir oyun.
İzlemiş olabilirsiniz, Türkiye’de de defaatle sergilendi.
Merve Boluğur’un hayatı, daha doğrusu Instagram’ı gibi.
Kızıyorduk: Murat Dalkılıç’tan ayrıldıktan sonra saçma sapan aşklar uyduruyor diye...
Kızıyorduk: Bir de çıkmış, kel başa şimşir tarak, YouTube’da ilişki tavsiyeleri veriyor diye...
Kızıyorduk: Pandeminin en zorlu zamanlarında ısrarla maske takmıyor, kötü örnek oluyor diye...
Meğer cezai ehliyeti yokmuş.
En son, tulumunun fermuarını açtığı bir paylaşım yaptı. “+18” ibaresiyle.
Sosyal medyada gündem oldukça da iyi bir şey yaptığını sanıyor galiba.
Yazıp çizerek, konuşup paylaşarak bir insana kötülük ettiğimizin, onu teşvik ettiğimizin farkında mıyız?
Görmesek mi, duymasak mı, bilmesek mi acaba?
Paylaş