Ferrari süren çocuk

Zayn acayip şirin bir çocuk.
Boyu düğmeye yetmediği için garajın kapısını sandalyeye çıkarak açıyor.
Sonra yine boyu etrafı görmeye yetmediği için, aracın üstüne kamera takıyor, etrafın görüntüsünü laptop’ına aktarıyor. Villanın bahçesinde dünyadaki en hızlı Ferrari olarak bilinen SF90 model aracı kullanıyor.
Garajdan çıkıyor, ileri-geri gidiyor, manevra yapıyor, Ferrari’yi yine yerine park ediyor. Hepsi laptop’a baka baka. Çünkü ayaklarıyla pedala bastığında boyu camdan dışarı bakmaya yetmiyor.
Hadi bu tehlikesiz bir şey. En fazla 700 bin Euro’luk Ferrari’yi duvara falan sürtecek...
Zayn’ın bir de motosiklet sürerken görüntüleri var.
Aklım çıkıyor çocuğa bir şey olacak diye.

Sanki Florence Nightingale!

Kısa süre önce annesini kaybeden Yılmaz Morgül fenalaşarak hastanelik oldu. Şarkıcıyı hastaneye yine müzisyen olan arkadaşı Pelin Suade yetiştirdi.
Pelin Suade hastaneden paylaşım yaptı: “Sabah saatlerinde hastaneye getirdim. Annesini kaybettiği için onun üzüntüsüyle kendisini yoğun çalışma temposuna verdi. O yüzden vücudu bitap düştü. Nazarlara geldi...”
O sırada Suade kendine yaldızlı pırıltı efekti yapmış.
Etrafında yıldızlar yanıp sönüyor, fonda Yılmaz Morgül yatıyor. Hastane paylaşımı yaparken niye parıltı efekti koyarsın? Florence Nightingale misin de yüzüne nur yağdı? İyice çivisi çıktı bu memleketin! Işınla beni Scotty.

Sosyalist friendly outlook

TİP Milletvekili Barış Atay’ın New York Yankees kasketi ve 15 bin liralık Apple kulaklığıyla başladı, ardından TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın Tommy Hilfiger marka, 1500 liralık kazağıyla devam ediyor.
Sosyal medyanın ağzındaki yeni sakız, kendilerini sosyalist olarak tanımlayan insanların nasıl giyinmeleri gerektiği...
Gerçekten sosyalist stili diye bir şey var mı?
İlle de Deniz Gezmiş tarzı “parka-postal” mı takılmak zorundalar?
Che Guevara’nın yıldızlı beresi “sosyalist friendly outlook”, kabul.
Peki, sosyalist Küba’nın iri çiçekli, renkli gömlekleri karşı devrimci mi?
Öyle kan ter içinde uyanmışım...

İyiliğe iman tazelemek

Bazen bir şey öğreniyorsunuz, bir şeye tanıklık ediyorsunuz; içiniz ısınıyor, hayatın güzelliğine, iyi insanlara, iyiliğe imanınız tazeleniyor.

Ünlü oyuncu Fadik Sevin Atasoy katıldığı “Bambaşka Sohbetler” programında Kenan Doğulu bursuyla okuduğunu açıkladı.
Los Angeles’ta oyuncu koçu Michelle Danner’dan burs kazanmış. Fakat ne parası varmış ne de kalacak yeri...
Kenan Doğulu’nun orada bir evi varmış. Halası ve kuzenleri kalıyormuş. “Git” demiş, “Seni de evlat edinsinler...”
Evin misafir odası Fadik Sevin Atasoy’a verilmiş. Orada kalarak okulu bitirebilmiş.
Altın Portakal dahil, yerli-yabancı bol ödüllü oyuncunun hayatında meğer böyle bir Kenan Doğulu ayrıntısı varmış.
Ne güzel değil mi?
İnsanın içinden birine durduk yere iyilik yapası geliyor.

Sektörün ayıbı ve kaybı...

Oyuncu Reşat’ı Barış Falay, Hakan Gence’yle Hürriyet Pazar için yaptığı söyleşide Türkiye’de sistemin kadın ve erkek oyunculara belli dayatmaları olduğunu söyledi:
“Kadından cam gibi bir suratla bir güzellik algısı beklenirken, erkeklerden de maço, büyük kaslara sahip yapı bekleniyor. Sistemin bu dayatması tartışmaya açılmalıdır.”
Hem doğru hem yanlış bence.
Evet, doğru ama başta kendi oynadığı işler olmak üzere bu sistematiğin dışında da işler yapılıyor.
Evet, doğru ama bütün dünyada işler biraz böyle yürüyor.
“Oyuncu oynadıkça güzelleşen bir varlıktır. O yüzden oyuncunun güzeli, çirkini, yakışıklısı, tipsizi falan olmaz” diyor Falay.
Çok haklı ama yakışıklılığından bahsedilip “Hiç jön olmak istemedin mi?” diye sorulunca da “Sektörün ayıbı ve kaybı” cevabını veriyor.