Eşofman polemiğinde kim haklı kim haksız?

# KERİMCAN HAKLI: Demet Akalın’ın “Canıma da Değsin” albüm kapağında giydiği payetli Gucci eşofmanı sosyal medyada paylaşıp “Öğğ bunu giyen de ne bileyim yani...” yazdı.

HAKLI ÇÜNKÜ: Gucci mucci anlamam, hakikaten çok fena bir şeydi o ya...

# DEMET HAKLI: O paylaşımın kendisini hedef aldığını Akalın dahil herkes anladı. O da tuttu, Ben Fero’nun yeni şarkısıyla cevap verdi: “Çok açılma yavaş... Göt olana yok dost ya da arkadaş!”

HAKLI ÇÜNKÜ: Baktım, şarkı 6 Temmuz 2018’de çıkmış. Kerimcan’ın skandalıysa 29 Nisan 2019. Yani o sırada can ciğer kuzu sarması vaziyetteler. Madem böyle düşünüyorsun, dost musun, düşman mısın? Vaktinde uyarsana arkadaşını!

# KERİMCAN HAKLI: Amerikalıların “freak” dediği, “acayiplik” kontenjanından bir anda aldı yürüdü, sonra tuvaletten yaptığı bir paylaşımla yine aniden tepetaklak oldu; feleği şaştı; memleketi terk etmek zorunda kaldı.

HAKLI ÇÜNKÜ: Gösterişli dünyasının başına yıkıldığı, bu kadar kötü bir döneminde arkadaşını yanında görememenin hırsını yaşıyor olabilir.

# DEMET HAKLI: Video ortaya çıkınca “Kocamdan utandım” diyerek arkadaşlığını da biletini de kesti Kerimcan Durmaz’ın.

HAKLI ÇÜNKÜ: Her doğru hamlenin bir getirisi olduğu gibi, her hatanın da bir bedeli var. O bedel bazen maddi, bazen manevi, bazen de bir arkadaş olabiliyor.

# KERİMCAN HAKLI: Yazıyı yazmadan bir daha baktım da eşofmana... Döndük başa: Hakikaten çok fena bir şeydi o ya...

 Nezihleştirme karşıtlığı

GECE HAYATI - KENT - TREND

Gentrification (Türkçede “soylulaştırma” deniyor ama bence “nezihleştirme” daha doğru) kentin sosyal çöküntü alanlarının elden geçirilip daha yaşanabilir yerler haline getirilmesine deniyor. E ne güzel işte, pırıl pırıl yerler ortaya çıkıyor diye düşünüyor insan. Ama dünyanın birçok yerinde karşı çıkanların sesi gürleşiyor.

Bu koronun en kalabalık olduğu yerlerin başında Londra geliyor.

Gurmesinden DJ’ine kiminle sohbet etseniz, konu dönüp dolaşıp “nezihleştirme”nin kötülüklerine geliyor. Kentin kimyasını bozduğundan dem vuruyorlar.

En son Financial Times’ta Tom Faber imzalı bir yazı çıktı: “Londra’nın gece kulübü hayatı tehdit altında mı?”

Özetle şehrin önemli kulüplerinin bir bir kapandığını, bunun altında da nezihleştirmenin yattığını savunuyor.

Koca bir kültürün yok olduğunu, devletin tıpkı operayı, baleyi desteklediği gibi gece kulüplerini de koruma altına alması gerektiğini söylüyor. Türkiye’ye ne kadar uzak bir tartışma değil mi?

Ama işte bu yüzden operada, balede olduğu gibi gece hayatında da bizden fersah fersah uzaktalar.