Erdil Yaşaroğlu bu işi artık hallet

Memleketin en iyi karikatürcüleri...

Olaylar, gelişmeler karşısında en inci, en nüktedan çizgileri...

Yaşadıklarımıza ve hayata bambaşka bir yerden bakıp zihin açan isimleri...

Erdil Yaşaroğlu ve çizgidaşları...

Bir süredir inanılmaz ithamlarla, sırf bir karikatürü paylaştı diye dava açtıkları öğretmenler, emekliler, sağlıkçılarla gündemde.

İddia o ki bir avukat ordusu kurulmuş ve herkesin hesaplarını tarıyorlar ve yakaladıklarına davayı yapıştırıyorlar. Sosyal medyalarında karikatür paylaştıkları, WhatsApp’a koydukları, bloglarında yayınladıkları için ilgili-ilgisiz birçok kişiye asla ödeyemeyecekleri tazminat davaları açılıyor.

Sosyal medya ve forumlar bu iddialarla yıkılıyor; “#karikaktür davaları” diye hashtag’ler açılıyor.

Erdil Yaşaroğlu iddialarla ilgili dün bir paylaşım yapıp linç yemekten ötürü duyduğu üzüntüyü diye getirmiş:

“Arkadaşlar, ben de iki karikatür için evine beş polisle baskın yapılmış bir öğretmenin çocuklarının elinden bilgisayarının alındığını okusam üzülürdüm. Haklı olduğumuz halde üzüldüğümüz için sonradan vazgeçtiğimiz siteler var. Giydirip duruyorsunuz ama bari haklı giydirin... Sadece ticari sitelerle derdimiz...”

Karikatüristler dünyanın her yerinde, her dönemde otorite figürlerle sorun, yaşadı, davalık/mahkemelik oldu.

Ama ilk defa bir karikatürist grubu, kendi ülkesinde, kendi halkıyla, kendi insanlarıyla, kendi takipçileriyle davalık oluyor.

Bu son derece vahim bir durum. Kafaya estikçe tweet dizisi atıp geçiştirilecek bir vahamet değil ki bu.

Erdil Yaşaroğlu ve arkadaşları niçin ortaya çıkıp şu bilgileri, herkesin içini rahatlatacak şekilde kamuoyuyla paylaşmıyor?

8 soruda aydınlatın, anlayalım

◊ Söylendiği gibi sırf bu davaların açılabilmesi için bir avukat ordusu kurdunuz mu?
◊ Bugüne kadar kaç kişi ya da kuruma dava açtınız?
◊ Bu davalardan kaçı sonuçlandı, kaçı sürüyor?
◊ Hak ihlali için ortalama kaç lira talep ediliyor?
◊ Davadan vazgeçmek için sonradan pazarlık yapıldığı doğru mudur?
◊ “Bazılarını affettik” diyorsunuz. Kimi, neye göre, nasıl affettiniz?
◊ Aralarında mağdur ettiğinze dair kanaatiniz oluşan insanlar var mıdır?
◊ Gönüllerini nasıl alacaksınız ve benzeri şeylerin olmaması için nasıl önlemler alıyorsunuz?

Ayrılamayanlardan gına geldi

◊ Özcan Deniz ile eski eşi Feyzan Aktan’dan: Kavgaya görümce de katıldı...
◊ Futbolcu Emre Aşık ile eski eşi Yağmur Aşık’tan: Duruşmaya sevgilisiyle gelmiş...
◊ Rafet El Roman ile eski eşi Tuğba Altıntop’tan: Eski kocasını takipten çıkarmış çünkü neler çekmiş neler...
Arkadaş, sevgili olurken fikrimizi sordunuz mu? Yok.
Evlenirken rıza mı istediniz? Yok.
Mutlu zamanlarınızı bizle mi paylaştınız, bizi mi ortak ettiniz? Yok.
E şimdi sabah-akşam niye ekranlarımızdasınız?
Ayrılma işini de kendi aranızda halledemiyor musunuz?

Bak, bu vergi. Öde, YouTuber öde

Ticari hayatın “Cin Ali”si, iş hayatının ABC’si gibi: Herhangi bir işten para kazanıyorsan, vergisini de ödeyeceksin. Nokta.
Tıpkı postacı gibi; öğretmen, hastabakıcı, bakkal, sporcu, sanatçı gibi.
Maliye Bakanlığı nihayet sosyal medya fenomenlerinin gelirlerini incelemeye almış, ardı ardına vergi cezaları bindiriyormuş.
Oh ya, içimize su serpildi.
YouTuber Ebru Yücel’e 360 bin lira kesmişler.
Düşünün: Kazanç ne, vergi kaybı ne kadar ki bu kadar ceza geliyor...
Kanalını kuralı beş sene olmuş, şimdi “Yandım Allah” diyor. “Ben ettim siz etmeyin, verginizi mutlaka ödeyin” yayınları yapıyor.
İstiyorsa yapmasın. Önünde daha ceza pazarlık ve yapılandırma süreci var.
Ha keza “Ağır Mimar” gibi birçok fenomen de inceleme, cezalandırma sürecinde.
Maliye müfettişleri bu işin peşini bırakmasın, bu saltanat son bulsun, vergisi ödenmeden cukkalanan her kuruş; bize yol, su, elektrik olarak geri dönsün.