En çok söylediğimiz yalan: “Ben yalan söylemem”

Areda Survey, 1100 kişinin katıldığı bir araştırma yaptı: “En sık başvurduğumuz beyaz yalanlar”... İşin komik tarafı, yalancıların yalan konusunda da yalan söylemesi.

Haberin Devamı

◊ Birinci çıkan yalan, yüzde 21.1 ile “Ben asla yalan söylemem” yalanı...
Doğrudur, böyle çok tanıdığım var. En büyük savunmaları da “Bir şeyi hiç söylemezsen yalan da söylemiş sayılmazsın ki”. Çarp ağzının ortasına!

◊ İkinci en çok söylenen yalan, “Telefonum sessizdeydi” yalanıymış. Yüzde 16.5...
Galiba en tehlikelisi bu. Çünkü yalan içinde yalan barındırıyor.
Telefonu açmıyorsa o an ne yaptığı, nerede olduğu, kiminle olduğu bir külliyat halinde.
“Külliyen yalan” derler ya, tam da o.

◊ Üçüncü sırada yüzde 12.7 ile “Kullanım şartlarını okudum, kabul ediyorum” yalanı geliyormuş.
Bu da yalan mı yahu? Benim günde üç kere yaptığım oluyor. Ama en azından zararı sadece kendime. Tedbirsizlik bu, acelecilik, özensizlik. Yalan sayılmaz, bunu siliniz.

◊ Sıradaki, yüzde 10.3 ile “Söyle kızmayacağım”...
Ben galiba en çok bunu yapıyorum. “Kızmayacağım” diyorum, o anda kızmıyorum ama sonra kızmaktan beter ediyorum adamı. Siz de öyle misiniz?

◊ “Telefonu değiştirdim, numaran kayıtlı değil” ise yüzde 9.1 oranla en çok söylenen beşinci yalanmış.
Bu da yalan sayılmaz bence. Hatta dürüstlük. Çünkü artık teknik olarak mümkün değil.
Telefonu değiştirsen de numaralar bir yerde kayıtlı kalıyor. Dürüstlük, çünkü aslında “Seni aramıyorum, aradığında da açmıyorum” demenin kibarcası.

◊ Altıncı sırada yüzde 6 ile “İyi derecede İngilizce biliyorum” yalanı geliyormuş.
İnsanlar böyle bir yalan söylemek zorunda kalıyorsa eğitim sistemi utansın, milletin günahı ne? Dünyanın başka ülkelerinde liseyi bitirenler, toplama-çıkarma yapar gibi derdini anlatacak kadar yabancı dil de öğrenmiş oluyor. Bu bence bizde halkın değil, üzerine düşen vazifeyi yapmayanların bir eksikliği.
Halk ne yapsın? Gitmiş, lisesini bitirmiş. Normal koşullarda kendini iyi derecede İngilizce konuşuyor varsayıyor.

◊ Bir sonraki yalan “Üzerimde nakit yok”muş.
Yüzdesi 4.5. Kredi kartı ağırlıklı yaşadığım için ağzımdan çok çıkan bir laf. Ama hesap mı ödenecek? Kitap mı alınacak? E kartla ver. Geçmiyorsa en yakın bankamatikten çekersin. Anlamadım bunu.

◊ “Önemli olan ruh güzelliği” de ilk 10’daymış. Yüzde 4.
Bak bu tamahkârların hem kendilerini hem başkalarını kandırmak için kullandıkları çok büyük bir üfürme.
Güzellik kişiden kişiye değişir.
Ama değişmeyen bir şey var:
Hüzün de neşe de, ağlamak da gülmek de, zekâ da şapşallık da, iyi kalplilik de şeytanlık da en çok güzel bulduklarımıza yaraşır, çirkinde çirkin olan, onlara yakışır. Yapacak bir şey yok.

◊ İlk 10’a giren bir başka yalan da yüzde 2.6 ile “Önemli olan kazanmak değil, yarışmaktı” imiş.
Yok ya? Sen birinci olana kıyak olsun, başarısı daha büyük olsun, daha çok insanı geride bırakmış olsun diye mi girdin bu yarışa?
Eğer bile bile yenilmiyorsa kaybetmekten kimse keyif almaz.

◊ Yüzde 10.6 ile “Diğer yalanlar”ı saymazsak, listedeki son yalan yüzde 2.6 ile “Yok ya ben de yeni gelmiştim”...
“Eziklik” deyin, “Âşıklık” deyin, “Zavallılık” deyin... Bunu ben de söyledim. Yalan, yalan ama ‘günaası’ yok.
Onun zararı günlerce, haftalarca, aylarca kendi kendine...

Yazarın Tüm Yazıları