Paylaş
“Yatmak istediklerimle, ilişki yaşamak istediklerim...”
Soydan kadın hakları, ezcümle insan hakları üzerindeki hassasiyetiyle tanınan bir kadın.
Şimdi tutup ataerkilliğin “eğlenilecek kadın, evlenilecek kadın” gibi söylemlerini bu kez erkekler üzerinden yeniden üretmenin manası ne ki?
Yapma be Didem...
En çok da sana yakıştıramadım.
“3391”in gişe deparı
Sinema salonlarına iki film dört nala giriş yaptı geçen hafta. Bunlardan ilki; Şafak Sezer, Aydemir Akbaş, İbrahim Tatlıses, Serdar Ortaç, Saba Tümer ve Mehmet Ali Erbil gibi ağır topların yer aldığı “Kolpaçino 4x4’lük”...
Zaten bir devam filmi. Seyirci önceki üç filmden ne göreceğini, ne izleyeceğini biliyor.
Haliyle daha ilk hafta sonundan 441 bin gişe yaptı.
İkincisi ise adı sanı pek duyulmamış oyuncuların yer aldığı bir aşk filmi: “3391 Kilometre”. İlk hafta sonu 329 bin gişe yapmış. “Kolpaçino” kadar neredeyse! Biri İzmir’de, diğeri yurtdışında yaşayan iki gencin sosyal medyada tanışıp âşık olmasını anlatıyor.
Beyza Alkoç’un aynı isimli fenomen romanından uyarlanmış. Kitabın bütün imza günlerinde izdiham çıkmış.
İzmir’dekine 4 bin kişi katılmış mesela, 2 bin 500 kitap imzalanmış. Bağıra bağıra gelmiş de “3391 Kilometre”, biz farkına varamamışız.
İşte tam da eskiyle yeninin boy ölçüşmesidir bu.
Konvansiyonel olmuşla, sıfırdan çıkanın kapışması. Sürprizin konforla mücadelesi ve kendine yer açmaya çalışması.
Bravo “3391 Kilometre” ekibine.
Paşa ile Diva’nın bir farkı daha
Bülent Ersoy’un “Acımasız ve kıskanç biriydi” diyerek Zeki Müren hakkında başlattığı polemiği dün yazmış; iki büyük sanatçıyı, ses, teknik, diksiyon, oyunculuk, servet gibi açılardan kıyaslamıştım.
Tartışmaya Zeki Müren’in kuzeni, Onur Akay, Sacit Aslan gibi isimlerin ardından Yılmaz Morgül de katıldı. Morgül benim yazımda dün eksik bıraktığım bir hususu gündeme getirdi:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük anıtı Çanakkale Şehitliği’nin yapılması aşamasında maddi manevi en büyük emek, ücretsiz şekilde 44 konser veren Sanat Güneşi Zeki Müren’den başkasına ait değildir. Ölmüş bir insanın arkasından bu sözleri sarf ediyor. Onun bildiği tek şeyse görgüsüzce kürk, pırlanta, ev, araba...” Şimdi haklı Morgül... Kıyaslamak gerekirse bir yanda varını yoğunu askerler için seferber eden Zeki Müren... Diğer yandaysa ziyaret için gittiği Anıtkabir’de tekerlekli sandalyeyle gezen ve ıslanmasın diye başına şemsiye tutan askerin sürülmesine neden olanı Bülent Ersoy...
Hoca bırak da sevinelim
Pazar günü maçı 1-0 kaybeden Gaziantep'in teknik direktörü Şumudica gol sevinci yaşayan Fenerli futbolcular için “Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi kazanmış gibi sevindi.Onların bu maçtan korktuklarını gösteriyor. Çünkü sürekli farklı sonuçlarla galip geldikleri için Fenerbahçe’ye bugün acı çektirdik. Kolay kazanmadılar...”
Yahu ne var bunda? Futbol zaten bu rekabet için değil midir? Gol yersin üzülürsün, gol atarsın sevinirsin.
Sayın teknik direktör Fenerbahçe gol atınca hiç sevinmeseydi içerlemeliydi bence.
Ne güzel işte bak, bu kadar büyük bir takım sizi önemsiyor, galip gelince sevinç gösterisi yapıyor.
Şumudica’ya bu işlerin nasıl olduğunu anlaması/hatırlaması için kendi maçlarından bir gün önce oynanan Manchester City ile New Castle United maçını izlemesini tavsiye ederim.
Hepsine de gerek yok, ‘90 artı’da atılan golden sonra Manchester’lı oyuncuların, teknik kadronun sevincine bakması yeterli.
Rafet El Estetik
Yüzüne estetik işlem yaptırıp tanınmaz hale gelen Rafet El Roman bin pişman olduğunu açıkladı:
“Arkadaşlar botoks yaptırdım. Yaptırmaz olaydım. Bazı insanların kesinlikle botoks yaptırmaması lazım, ben de onlardan biriyim. Karizmam, yakışıklılığım resmen mahvoldu!”
Yakışıklılığı çok ön plana çıkarmasak da sadece “karizma” desek ona?
Bazı erkeklerin var böyle bir özelliği. Yakışıklı olmamalarına, hatta çirkin olmalarına rağmen başka türlü bir çekicilikleri oluyor.
Rafet El Roman da o şanslılardan biri işte.
Tuğba Altıntop, Gamze Davgana, Derya Ürkmez, Ceren Kaplakarslan, Yasemin Gergeç gibi hepsi birbirinden güzel ve yaş ortalamaları kendisinden 20 yaş küçük kadınlarla ilişkisi olabilir miydi?
55 yaşına kadar gayet iyi idare etmişsin işte. 55’inden sonra güzelleşeceksin de ne olacak?
Paylaş