Egeliler neden bu kadar mutlu?

Türkiye’nin mutluluk haritası çıkarıldı, en başı Ege çekiyor. Endorfin salgılamamıza sebep olan kalemlerse muhtelif: Cepte para bulmak, günbatımı izlemek, sabah alarmdan 1 dakika önce uyanmak, temiz çarşaf kokusuyla uyumak...

Haberin Devamı

Areda Survey’in 1137 kişiyle gerçekleştirdiği “Mutluluk” araştırmasında Türkiye’nin en mutlu bölgesi yüzde 52.5 ortalamayla Ege bölgesi çıkmış.

En mutlu onlar olmasın da kim olsun? İklim yumuşak, topraklar verimli, meyve-sebze bol. Cennet sahilleri var, Türkiye ve dünyanın her yerinden turist çekiyor.

Bizim tonla para ödeyip ancak 1 hafta tatile gidebildiğimiz yerlerde yılın 12 ayı yaşıyorlar.

Bütün bu “ılıman” koşullar bölge insanının karakterini de daha yumuşak, daha mutedil yapıyor sanki; kavgası gürültüsü daha az.

En mutsuz bölgemizse Güneydoğu Anadolu çıkmış.

E malum sebeplerden. O coğrafyada yıllardır süregelen bir huzursuzluk ortamı mevcut.

Dikkat çekense Güneydoğu’dan sonra en mutsuz bölgenin İç Anadolu olması.

Çünkü İstanbul’da yaşayan biri olarak en mutsuz ikinci bölgenin Marmara çıkmasını beklerdim. Demek bizi Trakya ve Güney Marmara kurtarıyor.

Haberin Devamı

Peki bizi neler mutlu ediyor?

En mutlu eden şey, yüzde 22.2 ile “sevdiklerimizle olmak”... Sonra sırasıyla fiziksel ve ruhsal sağlık, çocuklar, hayatın bir anlamı olduğunu hissetmek, hayalleri gerçekleştirmek, yaşam koşulları, para ve eş ile ilişki geliyor.

Mutluluk sebepleri arasında “para”nın en sonlarda yer alması şaşırtıcı. Bu zorlayıcı ekonomik koşullarda birinci sırada çıkar diye beklerdim. Ya kendimize haksızlık etmişim yahut da anket trollemeyi seven bir halkız.

Para yine de girmiş listeye.

Katılımcılara “Aşağıdakilerden hangisi sizi diğerlerinden daha çok mutlu eder?” diye sorulduğunda “Cepte para bulmak” yüzde 10.9 ile üçüncü sırada.

Yüzde 22.1 ile en mutlu eden şey günbatımı izlemek. Bu kadar romantik bir halk olduğumuzu tahmin etmezdim.

Uykuyla ilgili bir takıntımız olduğu kesin. İki madde birden girmiş listeye: Yüzde 9.4 ile “temiz çarşaf kokusu eşliğinde uyumak” ve yüzde 1.7 ile “sabah alarm çalmadan 1 dakika önce uyanmak”...

Ne dakik, ne çalışkan insanlarmışız, bak yine kendimize haksızlık ettim diyecektim ama vazgeçtim. O çalışkanlıktan değil galiba. Sabah alarm sesi hakikaten korkunç bir şey.

Fin Başbakan Sanna Marin ile Berlusconi’nin 3 farkı

Haberin Devamı

Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, arkadaşlarıyla verdiği ev partisinin kamuoyuna sızmasıyla gündemde. Başbakan’ın bu partisi ister istemez İtalya’nın eski başbakanı Berlusconi’nin villasında verdiği “bunga bunga” partilerini getiriyor akla. Ama üç farkla...

Sanna Marin genç sayılmaz, kabul. Kendisinin de söylediği gibi orta yaşlı. Ama kartlamış Berlusconi’nin ‘bunga bunga’ları 73 yaşındayken yaptığı düşünülürse genç bile sayılır, eğlenmek en çok Sanna’nın hakkı.

Sanna Marin’in partisi arkadaş arkadaşa.

Şarkı söyleyip şebeklik yapıyorlar hep birlikte.

Ortada cinsellik yok.

Oysa kartlamış Berlusconi’nin partilerine reşit olmayan kızlar çağırılıyordu, bu yüzden de mahkemelerde başı çok ağrıdı.

Haberin Devamı

Berlusconi’nin bunga bunga skandalı İtalya’da “Se Non Ora Quando? / Şimdi değilse ne zaman?” protestolarını tetikledi. 1 milyon insan sokağa döküldü.

Finlandiya’daysa protesto yok, hatta Sanna sempatisini bile artırmış olabilir.

Biyolojik ebeveyn mi biyolojik kardeş mi?

Biyolojik anne ve biyolojik baba genelde negatif anlamda kullanılan terimler. “O kişi benim sadece biyolojik babam, benim gerçek babam, beni büyüten kişidir” gibi cümlelerde duyuyoruz.

Ama iş biyolojik kardeşe gelince birden değişiveriyor.

Şarkıcı Atiye’nin Almanya’da birbirinden habersiz olarak büyüdüğü, kendisi gibi müzisyen olan bir ablası olduğu ortaya çıktı.

Abla-kardeş gibi büyümemişler, Türkçe bile bilmiyor ablası. Bir Alman gibi yetişmiş. Yani aslında Atiye’nin “biyolojik kardeş”i.

Haberin Devamı

Yıllar sonra birbirini bulan kardeşlerin hikâyesini konu alan “Neşeli Günler” filmi gibi.

Sadece kardeşleri değil, dışarıdan izleyenleri de mutlu ediyor.

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları