Paylaş
Bazı özel insanlar var ki sadece yaşarken değil vefatlarıyla bile birleştirici rol oynuyor, toplumun bütün kesimlerini hürmet ve iyi temenniler etrafında bir araya getiriyor.
Barış Manço gibi. Kemal Sunal gibi. Zeki Müren gibi. Adile Naşit, Münir Özkul gibi.
Ne mutlu Rasim Öztekin’e. Ne güzel yarattı yine aynı iklimi. İnsanlara bunu tekrar yaşattı.
Ne mutlu bize. Böyle bir sanatçımız olmuş.
Bazı insanların görmekten yoksun kaldığı güzellik de bu işte.
Mesela Özdemir Erdoğan. Kafayı Zeki Müren’e taktı biliyorsunuz.
Çeyrek yüzyıl önce ölmüş insanı ülkemize zarar vermek için meydana getirilmiş bir proje olmakla suçladı en son.
Ona “Paşa” denmesi, askerlik yönümüzü yumuşatmak içinmiş.
Halbuki Öztekin, Sunal, Müren... Bunlar bizi zayıflatan değil, tam aksine çimentomuz olan isimler.
Yaşarken de öldükten sonra da birbirimize tutunmamızı, ortak duygular paylaşmamızı sağlayan değerler.
Pervasızca saldırdıkça sadece onlara çamur atmış olmuyorsunuz, bu duygularımızı da incitiyorsunuz.
Onları istirahatgâhlarında, bizi dünyada rahat bırakınız.
Öztekin’in “Seksenler” dizisinde canlandırdığı Fehmi Baba karakterinin meşhur lafı gibi:
“Sinirlendikçe düşünüyorum, düşündükçe sinirleniyorum, kısır döngüye giriyorum.”
Lanetli belgesel gibi
Nükhet Duru’nun geçen yıl çıkan albümü “Hikayesi Var”ın hazırlanma sürecini anlatan “Duru Olmak” belgeseliyle ilgili sular durulmuyor. Önce belgeseldeki üç şarkının izinsiz kullanılmasıyla ilgili Ali Kocatepe’yle polemik yaşandı.
Sonra yönetmen Mu Tunç (Mustafa Tunç) emekleri karşılığında bir teşekkür bile almadığını bizim Kelebek’ten Sinem Vural’a açıkladı. Nükhet Duru, tehdit edilip şantaj yapıldığını paylaştı kamuoyuyla.
Yönetmen Tunç emeklerinin tecavüze uğradığını öne sürdü.
En son PR uzmanı Senem Gürel, yönetmen Tunç’un Nükhet Duru’ya yaptıklarını kendisine de yaptığını iddia etti ve gerekirse Duru’ya hukuki süreçte destek verebileceğini duyurdu sosyal medyadan.
Bu iddiayla tam olarak ne kastediyorsunuz diye Gürel’i aradım, şunları söyledi:
”Markanın ismi bende saklı ama bir projede çalıştık, sonra bana da şantaj yaptı. Elimde belgelerim var. Başkalarına da yapmış diye duydum. Yüzüstü bıraktı, gece gece yönetmen bulmak zorunda kaldım.”
AÇIKLAMA KARNESİ
Tarkan’ın Kadınlar Günü mesajı
Kimileri “şoke eden” kimileri “göz yaşartan” diye tepki verdi Megastar’ın Dünya Kadınlar Günü için yaptığı açıklamaya.
Bunun kutlanacak bir gün olmadığını, acılarla dolu olduğunu söyledi Tarkan.
İlgili kısmı şöyle: “Bu günün kutlanması için erkek zulmüne uğramakta olan bütün kadınların acılarının dinmesi, ölüm ve şiddet riskinden kurtulmaları, çocuk gelinlerin kurtarılmaları ve bütün kadınların özgürleşmeleri gerekir...”
Tabii ki çok doğru bir yerden bakıyor ama ben katılmıyorum Tarkan’a. Yapılan etkinlikler birer kutlama değil sadece.
Senede bir kere olsun, bir araya gelip tek başınayken hep korktukları o sokakta korkmadan adım atabilmek de aynı zamanda.
Bir de uzun açıklamanın neredeyse yarısı kadın-anne vurgusu olmasaymış keşke.
◊ Vicdan: 10
◊ Tespitler: 10
◊ Anlatım: 9.5
Elizabeth kazandı kaybeden Harry
Prens Harry ve Meghan Markle’ın Oprah Winfrey’e verdikleri röportajın yankıları bütün düyada sürüyor. Gelin, kraliyet ailesini ırkçılıkla suçladı. Annesi koyu tenli olduğu için çocuğu da koyu tenli doğarsa ona prenslik ünvanı vermeyeceklerini iddia etti. Yetmedi. Prens de geçirdiği şaibeli kazayla hatırlanan annesi Prenses Diana’nın başına gelenlerin tekrarlanabileceğinden endişelendiğini açıkladı.
Birleştirici değerleri temsil etmesi gereken bir hanedanla hiç yan yana gelmemesi gereken suçlamalar: Irkçılık, cinayet.
Herkes “şirket” lakabı takılan kraliyet ailesinin bundan büyük zarar göreceğini yazıp çiziyor.
Ama hem kendi çevremde hem de sosyal medyada tam aksi bir reaksiyon gözlemliyorum.
İthamlar o kadar korkunç ki ister İngiliz olsun ister olmasın, dünyadaki herkes sarayın etrafında kenetlendi gibi.
Elizabeth kazandı. Bu işin asıl kaybedeni mi?
Elbette Prens Harry...
Paylaş