Demet dedi ki... Aleyna dedi ki...

Biz tam... “Aleyna, Demet’in adını bile anmadan cevap verdi, çocuk dizilerinde oynayan dünya starlarını yayımladı” derken... Biz tam... “Demet Akalın’a nasıl da hiç muhatap olmadan cevap verdi, büyük gol attı” diye düşünürken...

Haberin Devamı

Demet Akalın, bugüne kadar hep desteklediği yeni nesil ünlü popçu Aleyna Tilki’yi eleştirdi.

Kaçırdıysanız çok bir şey kaybetmediniz, hemen özetleyeyim.

Demet dedi ki:

Dünya starı olacaktı, bebe dizisinde oynuyor.

Aleyna dedi ki: 

Dünyaca ünlü ekiple çalışıyorum.

Demet dedi ki:

Kızım Hıra bile seyretmiyor.

Aleyna deki ki:

Bir şey demedi, Demet’i takipten çıkardı.

Demet dedi ki:

“Ben dünya starı olana kadar takipteyim.”

Demet Akalın sosyal medyada da gerçek hayattaki gibi, direkt biri.

Öyle zekâ gösterilerine, entelektüel şovlara hiç gerek duymuyor.

Fakat biz tam... “Aleyna, Demet’in adını bile anmadan cevap verdi, çocuk dizilerinde oynayan dünya starlarını yayımladı” derken... Biz tam... “Demet Akalın’a nasıl da hiç muhatap olmadan cevap verdi, büyük gol attı” diye düşünürken...

Haberin Devamı

Demet dedi ki:

“Ben dünya starı olana kadar takipteyim.”

Kabul edelim, çok “cool”.

Hem...

“Sen beni takipten çıkar gülüm ama benim öyle dertlerim yok” demek.

Hem...

Sen yeter ki dünya starı ol, ben seni yine izlerim, önemserim, bir gözüm hep üstünde olur” diyor.

Hem de... Kim, kimin ablası? Sosyal medyayı, günümüzün iletişim dilini bilmeyen kim?

Genç olan “takipten çıkaran kişi” konumunda.

Güya yaşlı olan “tatlış tatlış alayını edip, gülüp geçen” konumunda.

Demet Akalın’ın yeni bir sosyal medyacısı mı var, bu işlere kafası basan yeni bir arkadaş falan mı edindi, bilemem. Onu da Aleyna Tilki’nin ekibi düşünsün.

Skor mu? 3-1.

Şu biz “uzaktan çalışanlar”

İnternette, sosyal medyada geziniyorum; sanki herkes beyaz yakalı, uzaktan çalışıyor.

Yok ne kadar sıkılmışız...

Yok psikolojimiz nasıl bozulmuş...

Biz öyle yaşadığımız için herkes de öyle sanıyoruz.

Sanki fırınlarda ekmekler uzaktan yapılıyor.

Fabrikalarda arabalar...

Şehirlerde yollar, kaldırımlar...

Kâğıt-çöp toplayanlar, hastanede nöbet tutanlar, sınır uçlarındaki karakolları bekleyenler...

Sanki hepsi uzaktan yapılıyor, herkes “evden” çalışıyor!

Sonra “Vakalar artıyor, bütün şehirler turuncuya-kırmızıya döndü” diye en büyük yaygarayı da yine biz yapıyoruz.

Farkında değil miyiz, bunu yapan biziz.

Haberin Devamı

Toplumun böyle imkânı olmayan bazı dezavantajlı insanları zaten işine gücüne gitmek için tıkış tıkış minibüslere, tıklım tıklım otobüslere, metrobüslere biniyordu.

Kendilerini ve yakınlarını riske atıyordu. Normalleşme başlayıp yasaklar kalkınca bulaşmayı bu hale getiren, zorunlu olarak sokakta olanlar değil.

Senin-benim gibi, “işi olmadığı” halde sokakta olanlar. Ve yine en çok onların hayatını zorlaştıracağız.

Otomobil üretiliyor diye değil, biz sokaklarda, meydanlarda, kafe-restoranlarda sosyal mesafeye dikkat etmiyoruz diye katlanıyor sayılar.

Yeni önlemler gelirse kaldırım yapıldı, çöp toplandı diye değil, uzaktan çalışanlar “evde çok sıkıldı” diye gelecek.

Haberin Devamı

İnsan psikolojisi, elbette çok anlaşılır sosyalleşme isteği, gezip tozup biraz hava alma ihtiyacı.

Ama uzaktan çalışanlar olarak hesap etmediğimiz şu: Bu toplumun kimi kesimleri var ki sıkıldığı için değil, zorunda olduğu için dışarı çıkıyor.

Ve bizim gibi işini uzaktan yapabilenler korkup tekrar evine döndüğünde onlar yine iş için, aş için “dışarıda” olmak zorunda kalacak.

Yine aynı minibüslere sığışacak.

Ne hakkımız var?

Demet dedi ki... Aleyna dedi ki...

Biden’ın düşmesi

Birçok kötü huyumla mücadele ettim, içimde yaşayan çok şeytan öldürdüm. Hâlâ halledemediğim meselelerden biri; biri düşünce gülmek.

Eğer o kişi ciddi bir zarar görmediyse tabii.

ABD Başkanı Biden’ın uçak merdiveninde tökez üstüne tökez, paldır üstüne küldür kapaklanmasını görünce...

Sesli gülmedim tabii ama...

Haberin Devamı

Bir “Imhh” çıktı kaçtı yine ağzımdan.

Ya bir de o dizinin tozlarını silişi yok mu...

Anlamadığım şu: Biden beş-altı basamak çıkıp tökezlemeye başlıyor.

Peki o sırada aşağıda selamlaştığı o üç kişi n’apıyor?

Adam kalkıp kalkıp düşüyor.

Niye fırlayıp kaldırmıyorlar?

Çünkü hepsi selam durmuş, Başkan’a arkaları dönük.

Bravo, çok iyi koruma...

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları