Paylaş
Efsane cuma/kara cuma olarak da bilinen indirim günlerinin şampiyonu Bülent Ersoy.
“Fiyat sormadan” alışveriş ettiği üzerine bir efsane dolaşır ya, o yüzden indirimlerden faydalandı mı bilmiyoruz.
Ama her yerde önümüze çıkan ve gına getiren indirim reklamlarından etkilendiği belli.
Ama her şey film tadında yaşanıyor. Senaryosu biraz acemice, ayaküstü yazılmış bir filmler.
Mesela daha üç gün önce Bodrum’daki evine aksesuvar almaya çıktı. 6 saatte 100 bin lira harcadığı söyleniyor. Hakikaten de Zorlu Center’ın çıkış kapısı paket, paket, paket...
“Alışveriş taksiye sığmadı” diye verildi haberler.
E sığmaz tabii, siz altı saatlik alışverişe niye taksiyle gider de özel van minibüsüyle gitmez?
Senaryoda öyle mantık hataları olabiliyor.
Önceki gün de kürk almaya gitti. Sonra yeni aldığı tilki kürkü hırkasıyla poz verdi.
Bu kürk sevdasına hayvanseverlerin tepkisi sorulunca da eski kürklerini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne (ÇYDD) bağışlayacağını açıkladı.
Bunun için bir gece düzenlenecekmiş, kürkler orada satılacakmış, epey bir para edermişmiş...
Bu senaryonun da alelacele yazıldığı belli aslında. Bir kere Bülent Ersoy bu açıklamasıyla ÇYDD’yi zora soktu bence.
Elbette ki bütün dernekler bağış temelinde faaliyet yürütür.
Fakat şimdi Bülent Ersoy’u reddetseeen... Olmaz.
Reddetmeyip onun dediği gibi kürk ticareti yapılan bir geceden bağış sağlasaaan...
O da olmaz.
Hayvensever birçok destekçisi var ÇYDD’nin. Kolay kolay kabul edeceklerini sanmam böyle bir organizasyonu.
Biz iyisi mi bunu yine bir Bülent Ersoy aforizması, Diva üfürmesi kontenjanından alıp eğlencelik kısmını çitleyelim, ciddi kısmını boş verelim.
Keşke okusa...
Mesela bu satırları okuyorsa Bülent Ersoy’a kürkle ilgili şunu söylemek isterim. Mesele sizin kürkleri elden çıkarmanız değil. Kürklerinizin çok kıymetli olması da değil. Siz zannediyorsunuz ki millet kürklerinizi kıskanıyor, elden çıkarsanız bu nazar bitecek.
Kürk ister sizde olsun ister başkasında dursun, bir kere satın alındığı zaman vitrinde onun yerine gelecek bir sonraki hayvanın canına sipariş vermiş oluyorsunuz.
Yani yenileri aldığınız sürece eski hazineyi elden çıkarmak vebali azaltmıyor.
Tamer Karadağlı’nın düşmesi
Evet, çok komiktir tabii ama düşene gülünmez, çok ayıp. Fakat kendisi de buna kahkaha attığı için hiç suçluluk duymadan başa sarıp sarıp güldüm.
Videoda evde elinle telefonla çekim yapa yapa yürüyor...
Bir anda ekrandan kayboluyor, elleri kolları havaya fırlıyor...
Çizgi film gibi!
Görüntü o sırada allak bullak, sonra tuttuğu gibi kaldırıyor telefonu, “düştüm” diyor. Meğer halıya dolanmış.
Bunu yayınlaması medeni cesaret tabii.
Bir de bu yaz, erkek adamın parmak arası terlik giymeyeceğini söylemişti. Bunu bir daha mı düşünse? Takılmaz etmez...
Turuncu elbisenin akıbeti
Modacı Rufat İsmayil bir elbisesinin kendisinden izinsiz olarak bir dizide kullanıldığı ve tasarımın aşağılandığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Bu tasarımın Fashion Week’te ünlü model Coura Sasha tarafından giyildiğini ve özel bir tasarım olduğunu ileri sürüyor.
Özel tasarım elbise oraya nasıl gitmiş olabilir ki? Elden ele satın alındıysa falan...
Artık tasarımcıyı ilgilendirir mi ki bu durum? İster kolunu söker giyer, ister eteğini kısalttırır.
Ama komik olurmuş.
LPG taktırdı diye Ferrari’nin aracını geri istediği bir Türk efsanesi vardı böyle.
Bu da biraz ona benziyor herhalde...
Paylaş