Paylaş
Son bomba, eski “Okan” yeni “Selin” yani Gökhan Çıra’nın müstakbel hanımı Selin Ciğerci...
Ve yine “müstakbel Bülent Ersoy” Kerimcan Durmaz...
Ve yine “çoklu organ yetmezliğinin” pençesinden, modern tıbbın imkânlarıyla zor alınan fenomen Caner Çalışır...
Veee yine bir başka internet fenomeni, Barbie’nin sevgilisi Ken’e benzeyebilmek için altı estetik ameliyata bir spor araba parası yatıran Samet Liçina...
İnternette hep beraber bir lifestyle programa hazırlanıyorlar: The Big 4. Türkçesi Kare As.
Daha ortada fol yok yumurta yok.
Youtube’da lüks arabalar, helikopterler falan kullanılan tanıtım fragmanı 363 bin görüntülenmiş. Instagram hesabının 25 bin takipçisi var.
Soru şu...
Sen bunlara ne vakit bu kadar düşkün oldun ey yalnız ve güzel ülke?
Candan Erçetin, Garo Mafyan’ın bitmek tükenmek bilmez enerjisini hesaba katıyor mu?X
Candan Erçetin, geçen hafta Garo Mafyan’ın 13 yıllık iktidarını devirerek MSG’nin (Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği) başkanlığına seçilmişti.
Bence ilk yapması gereken, bu tuhaf ismi değiştirmek olmalı diye düşünürken...
Damadının Çeşme’deki pizzacısı Kolburanos’ta, Mafyan’a denk geldik.
Eşi bu hezimetten pek mutlu, “Oh be kocama kavuştum” havasındaydı.
Ama Gora Mafyan sağa sola “Bu iş daha bitmedi” demeçleri veriyordu.
Acaba bir itiraz/ihtilal süreci mi yaşanacak MSG’de?
Google’ladım: 70’ine
3 kalmış Mafyan’ın.
Hem şaşırdım hem hayran kaldım.
Bu enerji be kardeşim...
Çeşme’de mahsuruz!
Shining Star Awards’tan ‘En Başarılı Festival’ ödülü almasına şaşmamalı. Instagram, Twitter hepinize gına gelmiştir zaten, bu sene iyice patladı.
Ahmet Hakan “Tanıdığım herkes Alaçatı Ot Festivali’nde” diyor ya...
Ahmetçiğim senin tanıyor olabileceğinin çok çok üstünde bir şey bu.
Koskoca THY yetişemiyor, uçaklarda yer yok, paso yedeklerdeyiz, an itibariyle (pazar akşamı) mahsur kaldık dönemiyoruz İstanbul’a.
Sadece İstanbul mu?
Kütahya, Manisa gibi civar illerden 5 bin tur otobüsü geldiği telaffuz ediliyor.
Alaçatı’nın en popüler mekânlarından Limon’un işletmecisi Serkan (Koca) “Sezonun en kalabalık döneminde, en kalabalık cumartesi günü yapmadığım ciroyu festivalde yaptım” diyor.
Tabii işin bir de böyle bir boyutu var artık: Ot mot bahane, millet sanki yazı özlemiş, eğlenmeye geliyor.
Zaten ottan çok börek ve sarma gördüm sağda solda.
Festival bu yıl itibariyle sektörün de bir nevi “sezon açılış partisi”ne dönüştü.
Oteller, barlar, kulüpler “yaza merhaba” diyor, herkes yakınını, dostunu, sanatçısını, gazetecisini davet etmiş, gazetelerin “Alaçatı büroları” kurulmuş durumda.
Hava serin olduğu için plajlar/beach’ler kapalı, akın eden bütün nüfus belde merkezinde, happy hour/gündüz partileri yapılmaya başladı, millet onlarda eğleniyor... Şimdi haber geldi yarın (pazartesi) 13.10 uçağında bir yer bulunmuş.
Bana sorsan hiç bulunmasın da... Kedim evde aç kalacak, ona yanıyorum.
Garibimin adı bile “Yazık” zaten.
Paylaş