Paylaş
Hepsi hepsi Külkedisi’nin balosu kadar. Vakit gece yarısı oldu mu müzik susacak, eğlence bitecek, herkes evlerine dağılacak.
Daha az evvel yarın yokmuşçasına çığlık atıp sirtaki yapan, dolu kadehi ağzıyla yerden kaldırdığı gibi tekrar yere fırlatıp kıran kadının camdan ayakkabısını ara ki bulasın...
Herkes bunu bildiği için saat 20.30’da masalarda çoktan yerlerini almış, Girit ezme, deniz börülcesi, Yunan usulü cacıki gibi mezelere girişmiş bile.
Burası Cihangir’deki eski Hazine.
Biraz makyajla Yunan tavernası ‘Tanisia’ oldu geçen hafta. Camlarda, masalarda Antik Yunan figürleri, etraf biraz daha beyaz, acıcık daha mavi...
Kitle, Hazine’nin kitlesi değil. Daha çok kadın kadına masa gelmiş. Girişte kafalarına çiçekten yapılmış taçlar takıyorlar. Bana mı öyle denk geldi bilmiyorum ama inanılmaz bacak dekoltesi var.
Tam bu sıralarda sohbet ettiniz ettiniz, sonra yavaş yavaş müziğin sesi yükseliyor, birbirinizi duymanız imkânsız hale geliyor. Türkçe-Yunanca ortaya karışık çalıyor. Bildiğimiz Türkçe şarkıların Yunancaları, Yunanca şarkıların Türkçeleri. Mesela Nilüfer’den dinlediğimiz ‘Haykırsam Göklere’... Yani ‘Ta Mavra Matia Sou’...
Kadın masaları çok daha eğlenceli
Arka arkaya böyle birçok şarkı dinleyince farkına varıyorsunuz. Yıllarca iki halk da ‘Yunan hafif müziği’, ‘Türkçe pop’ diye büyük kandırılmışız. Çoğu aranjman/apartma/tercüme. Yunancayı ha söktüm ha sökeceğim neredeyse.
Ara sıcakları soğutmayın ama. Yunan usulü musakka yıkılıyor mesela. Üzerinde erimiş peynir var.
Çünkü saat 22.00 dedi mi Anna Vissi’nin ‘İmesta Panomu’suyla ‘yemeği bitir’ borusu da çalmış oluyor.
Vissi, Kıbrıs Rum’u. Onların Ajda’sı. Muhteşem bir hatun. Truvalı Helen gibi bir şey: “Bu kadın için savaşılır da barışılır da.” Hemen yan masamızdaki arkadaş olup laflaştığımız Yunanlara bunu söylüyorum, gülmekten yerlere yatıyorlar.
Aslında ne kadar benziyoruz. Hayır, ‘rakı-uzo-meze’ muhabbetinden bahsetmiyorum. Aynı kemerli burunlar, aynı yapma sarı saçlar, aynı kalın kadın kolları, ‘gülşen bubik bubik’...
Hadi Yunanlar tamam da... Bütün Yunanca şarkıları ezbere bilip, bildiğini de göstermek için abartılı ağız hareketleriyle söyleyen Türk masaları göreceksiniz. Moraliniz bozulmasın. Kimse Yunan dili ve edebiyatı mezunu değil. Altı üstü üç-beş hafta sirtaki kursuna gitmiş olanlar. Böyle bir yer açıldı mı, koştura koştura ilk onlar geliyor.
Oynaklar kendilerini erken belli ediyor masalarında. Kadın masaları daha eğlenceli tabii. Mesela masada beş kadın bir erkek olsun, o erkek masayı düşürüyor. Nedense zorla getirilmiş gibi; bir hantallık, bir sıkılmışlık hali, etrafa öküzgözü bakışlar... Ve yine hayır, şaraptan bahsetmiyorum.
Bir takım tabak kırmak 96 lira
Neyse biz neşemize dönelim. Sosyal mesafeli masaların ortasını boş bırakmışlar. İsteyen kalkıp dans ediyor. Komşu Yunan masası şov yaptı tabii. Üstüne tabak kırma faslı...
Onun bile bir usulü var: Bir elinizde tabakları tutacaksınız. Diğer elinizde tek bir tabak olacak. O tek tabağı dikine tutup öbür elinizdeki tabakların tam ortasına vuracaksınız. Çat çat çat hepsini teker teker kırınca her iki elinizde de kalan son birer tabağı birbirine vurup yere atacaksınız. İşin püf noktası bu. Onu yapmadığınız sürece sabaha kadar tabak kırın, bence bir anlamı yok. Her takım tabağa 96 lira ödediğinizle kalırsınız. Bir takımda 12 tane var. Porselen falan değil tabii. Bildiğiniz beyaz ince çömlek.
Tabak-sirtakiydi, ıslık-alkıştı; eğlenceye dalıp ana yemeği unuttuk. Kimse ne karidesli linguine söyledi ne dinlendirilmiş antrikot. Ama zaten ara sıcaklarla tıka basa doyduyduk. Pandemide böyle zaten: Atıştırmalık, paylaşmalık...
Olur, böyle de olur. Sevgi ve sağlık dolu bir masada daha bile güzel olur.
Tanisia, pazar hariç haftanın altı günü açık. Yerli içki dahil fiks menü, kişi başı 280 lira. (0532) 772 10 20
BİR ÖNERİ
MEVSİME UYGUN YEREL ÜRÜN KULLANIYOR
Menderes’te Sevilen bağlarının ve zeytin ağaçlarının arasında doğayla iç içe bir mekan... Geniş avlulu ve iki katlı bir taş binada yer alan İsabey Bağevi İzmirlilerin hafta sonu buluşma noktalarından biri. Güneye arabayla gidiyorsanız rotanıza almanızı öneririz. Yerel ve mevsiminde ürün kullanıyor, Ege mutfağı ağırlıklı bir menü sunuyorlar ama ızgara etleri de çok başarılı. Dört incili...
Gölcükler Mahallesi, 901. Sokak İstasyon mevki
No: 38 Menderes-İzmir
(0232) 716 85 94
Paylaş