Paylaş
Tanımlanamayan uçan cisim (UFO) ve tanımlanamayan hava olayı (UAP) açıklamasının ardından Aleyna Tilki, NASA’yı toplumun bir parçası olmaya ve uzaylıları itiraf etmeye davet etti: “Bir an önce rahat rahat takılalım o ırklarla, birbirimize ihtiyacımız var...”
Valla artık gerisini NASA düşünsün, anlayana sinek saz.
“İnsan ol, sen de aramıza katıl” diyor Aleyna.
Yani niye kendini ayrıcalıklı tutup toplumdan soyutluyorsun?
O atmosfersiz ortamlarda havan kime?
Haksız mı şimdi? Devam ediyor manifestosuna Aleyna:
“Yarım yamalak bir bilgi de olmasın. Bu da toplumu algı olarak yönetmek oluyor. Net bir şekilde uzaylı kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, kankalarımızla aramızdaki o köprüyü oluşturmaya adım atın.
Kolaylaştırın biraz bu işleri!” diyor. Her kelimesine katılıyorum. Özellikle “köprü”ye. Şey değil mi o?
“Uzay Yolu”ndaki Atılgan’ın kumanda odası? O cepte.
Öyle yarım ağızla “Uçuyor, uçuyor da biz de tam anlayamadık ne olduğunu” falan gibi yuvarlak cümleler istemiyoruz.
Direkt tanıştırın:
Aha bu Aleyna, Aleyna bak, bu da Mr. Spock...
“Uzaylılarla buluşmak hakkımız, hepimiz bir bütünüz” diye haykırıyor ünlü Türk düşünürü Aleyna.
Doğru söylüyor. Hangi günlerdeyiz? Galaktik birlik ve beraberliğe en ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde...
NASA ne yapıyor? Hep bir nifak, hep bir fitne. Hep bir fesat, kıskançlık, araya girme, kendini gösterme çabası.
Ezcümle Aleyna Başkan kapak yapmış NASA’ya.
Oh olsun.
Öyle kan ter içinde uyanmışım...
Biliyorum, çok zor ama...
Şampiyonluk kupası Galatasaray’a ev sahibi olarak oynayacağı son lig müsabakası sonunda, yani pazar günü Ali Sami Yen’deki Fener derbisinden sonra verilecek.
Yutması, yutkunması, hazmetmesi zor bir durum.
Hürriyet Spor’da okudum, bizimkilerin Cimbom’u alkışlayıp alkışlamayacağı konuşuluyormuş.
GS Başkanı Dursun Özbek, Fenerbahçe centilmen bir takım olduğu için onları alkışlayacağımıza inandığını açıklamış. Rakibi alkışlamak aslında bir Premier Lig geleneği.
Gelenek, gelenek ama bizim bu kadar “İngiliz” olmamıza gerek var mı?
Düşününce, aslında keşke olsa. Galatasaray’ın şampiyonluk kutlamaları sırasında Fener forması giymiş birini havaya atıp tuttuklarını görmüştüm.
Ne güzel işte böyle olmalı futbol. Hem sonra unutmamak lazım, 2013-14’te Akhisar ve Karabük de bizi alkışlamıştı.
New York Times paylaştı Amerikalılar çılbır’dı
ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times çılbır tarifi paylaştı, beğeni yağmuruna tutuldu.
Gazetenin tarif paylaşımlarına normalde 200-300 beğeni gelirken çılbırda sayı 2 bine dayandı.
Çılbırdan “yoğurtlu Türk yumurtası” diye bahseden gazete, blogger Özlem Warren’ın tarifine yer verdi.
Çılbırı ben de çok severim ama bu canım yemeğimizin kafe ve restoranlarda neden hiç servis edilmediğini anlamam.
Menüsünde çılbır olan bir lokantaya hiç rastlamadım.
Gareziniz ne ki çılbıra?
Diva için 2 milyon çok para mı?
Pandemide konser için gittiği Kıbrıs’ta PCR testlerinin sahte çıkması nedeniyle Bülent Ersoy’un orkestrası tutuklanmış, adada 1 ay hapis yatmışlardı.
Müzisyenler Diva’nın kendilerini ihmal ettiğini, orada sahipsiz kaldıklarını söylemişlerdi.
Neyse ki geçen sene Arnavutköy’de bir yemekte bir araya gelmiş ve barışmışlardı. Hatta Bülent Ersoy bu buluşmaya “Ana kucağına dönüş” demişti.
Aradan geçen sürede her ne olduysa davulcu Ahmet İzgi Bülent Ersoy ve menajerine 101 bin liralık tazminat davası açtı.
Anlaşılan o ki Bülent Ersoy ile orkestra parada anlaşamıyor. Toplamda 21 kişiden bahsediyoruz. Eğer her birine davulcunun istediği kadar tazminat verilse 2 milyonun üzerinde para eder.
Diva için çok para mı? Yoo. Sadece yılbaşı gecesi 10 milyon kazandı.
Ama bir ara formül bulunacak herhalde. Davulcunun avukatı Ayşe Çarklı, “Anlaşmaya açığız” diyor çünkü.
Paylaş