Paylaş
O yüzden, “Otobüste isyan var” başlıklı yazımı okuyucularımızdan gelen yorum ve şikâyetlere göre şekillendirmiştim.
*
Yazı sonrası çok sayıda mesaj ve telefon aldım.
*
Ama bir Allah’ın kulu da çıkıp “Sorunu abartmışsın arkadaş” demedi.
*
Ben de o yazıdan bir gün sonra şapkamı taktım, çantamı aldım durağın yolunu tuttum.
*
Bu yazıda toplu ulaşım araçlarında aldığım notları sizinle paylaşacağım.
İLK DURAK 100. YIL
Hedef olarak Varsak’ı seçtim.
*
Saat 15.00’te 100. Yıl Caddesi Samanyolu Pastanesi önündeki otobüs durağındaydım.
*
Durakta cep telefonları için hazırlanan karekodu kullanınca VS-18 tabelalı otobüsün yaklaşık 25 dakika sonra durakta olacağını gördüm.
*
Gerçekten de yaklaşık 25 dakika sonra beklediğim otobüs durağa yanaştı.
*
Otobüs çok kalabalık değildi ama hayli sıcaktı.
Araç içinde yerimi aldıktan sonra klimaları elimle kontrol ettim.
*
Hava akışı var ama soğutmaya yeterli değildi.
*
Zaten bu yüzden herkes oturduğu koltuk önündeki camları açmış söyleniyordu.
*
Tam otobüsün normal yolcu sayısı ile sefer yaptığını notlarım arasına yazacakken Mark Antalya durağında olanlar oldu.
*
Bir anda otobüs yolcu akınına uğradı.
*
Deyim yerindeyse nefes alacak yer kalmadı.
*
Yolcu sayısı azken bile kendine hayrı olmayan klima sistemi tümden iflas etti.
KAPI BİLE ZOR AÇILIYOR
15.43’te Kepez Belediyesi durağına ulaştık.
*
Tabii bu arada yolculardan tepkiler yükseliyordu.
*
Ama şoför ne yapsın aracın kapıları bile zor açılıp kapanıyorken klima sisteminin verimli çalışması zaten beklenemezdi.
MEDENİYETE KAVUŞTUM
16.02’de Varsak Kuzeyyaka Mahallesi trafo durağında araçtan indim.
*
Kan ter içinde tramvay hattına bağlı Süleyman Demirel durağına doğru yürümeye başladım.
*
16.05’te tramvay durağa yanaştı.
*
Kapı açılınca yüzüme vuran serinlik beni kendime getirdi.
*
Resmen kapılar medeniyete açılmıştı.
*
Klimalar çalışıyor, insanlar huzurla yolculuk yapıyordu.
*
16.49’da Eğitim Araştırma Hastanesi durağında indim.
YENİ HEDEF LARA
Amacım tramvay hattının olmadığı hatlardaki durumu gözlemlemekti.
*
O yüzden hedef olarak Lara istikametini seçtim ve LF-10 tabelalı otobüsü beklemeye başladım.
*
Durak çok yoğundu.
*
Bir otobüs bozulmuş ve durağın önüne park edilmişti.
*
16.57’de LF-10 uzaktan gözüktü.
*
Keşke gözükmeseydi!
*
Şoför yoğunluktan otobüsü zor sürüyordu.
*
Durakta kapılar açıldı ama inen olmadı.
Binmeye çalışanlar ise ön kapıya hücum etti.
*
Ben de şansımı denedim ama araca binemedim!
ŞOFÖR DAHA DERTLİ
Bu arada durağa bozulan otobüsün şoförü geldi.
*
Yolculardan bazıları şoföre dert yanmaya başladı.
*
Ama şoför daha dertliydi ve şunları söyledi:
BÖYLE KİM ÇALIŞIR?
“Herkes bizi suçluyor. Ama biz ne yapalım? Otobüs çok ama şoför yok. Otobüsler depolamada yatıyor. Mevcut şoförler olarak günde 18 saat çalışıyoruz. Gece yattığımda bana bıçak saplasanız uyanmam. Bu şartlarda kim çalışır Allah aşkına.”
*
LF-10’a binemeyince şansımı LF-09’da denedim.
*
Bu araç kısmen boştu, klimalar çalışıyor aracın içi soğuktu.
*
Yolculuk boyunca çok yoğunluk da olmadı.
NOSTALJİ ZULMÜ!
Son hedef olarak nostalji tramvayını seçtim.
*
Kalekapısı durağından bindiğim araç resmen pazar yeri gibiydi.
*
Klimalar çalışmıyordu bu yüzden de tüm camlar açıktı.
*
Klimaların neden çalışmadığını sordum ama yanıt alamadım!
Bu yolculuğumun yorumlarını, övgü ve eleştirilerimi ise yarınki yazımda sizinle paylaşacağım…
Paylaş