Paylaş
Turizm gelirleri neredeyse sıfırlandı. Bu süreçte en ağır darbeyi de elbette turizm sektörü aldı.
*
Tüm dünyada her şey kötüye giderken Türk turizmcisi öyle bir refleks gösterdi ki ‘Koronavirüs bile bu işe şaşırdı’ desek yanlış olmaz.
*
Hafta ortasında Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) Yönetim Kurulu Üyesi, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Dr. Erkan Yağcı ile bir araya geldik, uzun uzun turizmi konuştuk.
*
Salgın döneminde sektörün nasıl bir strateji izlediğini detayları ile Hürriyet ana gazetede haber olarak işledim.
*
Köşe yazımda ise Antalya özelinde sürekli tartışılan her şey dahil sistemi, turizm gelirleri ve pazar çeşitliliğini mercek altına aldım.
*
Sektörün bir türlü vazgeçemediği ancak sürekli eleştirdiği bir sistemimiz var: Her şey dahil.
*
Erkan Bey’e öncelikle bu sistemin neden bu kadar tartışıldığını sordum. İşte yanıtı:
*
“Turizmi planlarken geliri de turist sayısını da düşünüyoruz. Temel unsurlarımız ürün çeşitliliği, pazar çeşitliliği ve tanıtım. Her şey dahil sistemini misafirlerimiz talep ediyor biz de uyguluyoruz. Yani bu sistemi uygulamak turizmcinin tek başına aldığı bir karar değil.
TALEP VARSA UYGULARIZ
Üstelik bu sistemi en iyi uygulayan ülkeler arasındayız. Kaldı ki uluslararası otel firmaları da her şey dahil sistemini paket olarak sunmaya başladılar. Bu dünyada var olan bir sistem. Sadece Türkiye’de uygulanmıyor. Asıl sorun sunduğunuz sistemin karşılığını alıp almadığınız. Talep olduğu sürece bu tür sistemler uygulanmaya devam eder.”
*
Erkan Bey’in sözlerini şöyle yorumluyorum: Sistemi uygulayalım mı vaz mı geçelim tartışmaları boşuna. Talep olduğu sürece her şey dahil devam edecek. Sadece sistemin sektör üzerinde bir yük olması engellenmeli. Yani sistem para kazandırmalı.
*
Sıkça gündeme gelen bir diğer konu pazar çeşitliliği. Eleştiri şu: “Rusya ve Almanya pazarına sıkıştık. Bu ülkelerle yaşanan ufacık bir gerilimde turizm sektörü krize giriyor.”
*
Bence haklı bir eleştiri. Erkan Bey, bu konuyu şöyle yorumluyor:
İNGİLTERE KAYNAK OLABİLİR
“Pazar çeşitliliği çok önemli. Sadece Rusya Almanya değil mutlaka 3’üncü kaynak pazarımız olmalı. Her ülkeye de kaynak pazar diyemeyiz. Kaynak pazardan gelecek turist sayısı mutlaka 1 milyon sınırını aşmalı. Rusya ve Almanya’da bunu başardık. Ukrayna’da da başarıyoruz. Bana göre İngiltere bizim için çok önemli bir kaynak pazar olabilir. Nasıl İspanya 15 milyon İngiliz turisti ağırlıyorsa Türkiye de bunu başarabilir.”
*
Gelelim turizm gelirlerine…
*
Bu konuda birden fazla eleştiri var. En çok dillendirileni: “Türkiye’de kişi başı turist harcaması standartların altında. Turist kalitesi düşük. Geliri düşünen yok, sadece turist sayıyoruz.”
*
Erkan Bey, bu eleştirilere rakamlarla yanıt verdi:
“Türkiye’nin çok büyük bir turizm potansiyeli var. O yüzden ürün çeşitliliğimiz fazla. ‘Sadece en yüksek gelir grubunu tatil için Türkiye’ye getireceğiz’ derseniz bu doğru olmaz. Sektör içinde her bütçeye uygun ürün oluşturulmalı.
FRANSA’YI GEÇMİŞTİK
Biz turizm konusunda çok ucuz bir ülke değiliz. Dünyada kişi başı turist harcaması ortalama 1000 dolar. Biz 2014 yılında 840 dolara kadar çıktık. Hatta o dönemde Fransa bile gerimizde kaldı. Ama 2016 sonrası yaşanan krizler bu rakamı 650 dolara kadar düşürdü.
20 MİLYONU AĞIRLARIZ
Biz Antalya’da 20 milyon turist ağırlayabileceğimizi düşünüyoruz. O yüzden olaya bütün olarak bakılmalı. Yani turist sayısı da geliri de artmalı. Bugün bu kentte günlüğü 1000 Euroya satılan tesis de var 200 Euroya satılan tesiste. Bu çok güzel bir çeşitlilik.
Şunu da çok net ifade ediyorum; Antalya Avrupa turizminin başkenti olmaya aday bir kent.”
*
“Avrupa turizminin başkenti Antalya” kulağa ne kadar hoş geliyor. Bunu başarabilir miyiz? Bence başarabiliriz. Pandemi sürecinde yakalanan başarıya baktığımızda bu sektörün sadece Avrupa’ya değil dünyaya ders verebilecek bir birikime sahip olduğunu rakamlarla görebiliyorsunuz.
*
Umarım 2022 turizm sezonu günlük, aylık, yıllık rekorları konuşarak geçer…
Paylaş