Paylaş
Çevik ve yenilikçi kişiler, takımlar ve ülkeler bana her zaman çok ilham vermiştir.
Yenilikçilik (inovasyon) konsepti gibi, çevik (agile) konsepti de dijital ekonominin en temel kavramlarından.
Çevik ve yenilikçi toplumlar dijital ekonomiye büyük bir ivme ile hazırlanıyorlar.
Öyle bir ivme ki onlardan biri 806’ya varmış Türkiye hala 710,000’lerde…Neden mi bahsediyorum?
*
Çin 2011 yılında Milli Patent Geliştirme (2011-2020) stratejisini ve yol haritasını ortaya koydu. Hem genel hedefler belirlenmişti, hem de 2015 için spesifik hedefler belirlemişti.
Geçtiğimiz haftalarda OECD 2017 Dijital Ekonomi raporunu açıkladı. Bilişim ve Teknoloji (BİT) devriminin yayılma sürecinin kısa bir dilimine denk gelen 2012-2015 dönemine ait bu rapordan alınacak önemli dersler var.
Bu rapor ülkelerin BİT devrimi sürecinde ne kadar çevik ve yenilikçi oldukları konusunda bize kaliteli fikirler veriyor.
39 OECD ekonomisi arasında, Hindistan 2012 yılından 2015 yılına BİT patent sayısını ikiye katlamış.
Çin ise BİT patent sayısını yüzde 50 artırmış. 2011 yılında ortaya koydukları Milli Patent Geliştirme yol haritasında planlandıkları gibi …
*
15 Ağustos 2017 tarihli yazımdan belki hatırlayacağınız gibi son 250 yıl içinde dünyanın karşılaştığı 5 büyük ekonomik kalkınma dalgası birbirleriyle çok benzer bir S-eğrisi izliyor. İlk 25-30 yılı yeni teknolojinin kurulma aşaması. Ve son 25-30 yıl o yeni teknolojinin yayılma aşaması söz konusu oluyor.
Tüm bu kalkınma dalgalarında sürekli yenilikçi kalabilen ekonomiler öne çıkmış. Patent sayısı ülkelerin yenilik üretkenliğini ortaya koyan güçlü bir gösterge.
Bilgi ve İletişim Teknoloji (BİT) patentlerinde Türkiye’nin performansı pek iç açıcı değil. Son derece milli bir konu olan bu önemli problemi hepimizin sahiplenmesi ve çözüme odaklanmamız gerekiyor.
Türkiye’de her 710,383 kişiye bir BİT patenti düşüyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nden 25 yıl daha genç olan Kore’de her 867 kişiye bir patent düşüyor.
Uzak bir ada ülkesi olarak devletçi politikalarla 19. ve 20. yüzyıllarda hızla kalkınan Japonya’da her 1360 kişiye bir BİT patenti düşüyor.
1917 yılında kurulan Finlandiya’da yıllarca İsveç sömürüsü altında yaşamış eğitimsiz köylü bir Fin halkı vardı. 1917 Finlandiya resmi aslında, 1923 Türkiye resmine çok yakındır. Bugün Finlandiya’da her 2191 kişiye bir BİT patenti düşüyor. Eğitim konusunda Finlandiya dünyanın 1 numarası, zaten biliyorsunuz. Finlandiya son derece çevik ve yenilikçi bir şekilde hep ileriye doğru adımlar atmayı başardı.
Atatürk dönemindeki çevik, yenilikçi devlet ve büyük önem verilen ileri mühendislik ve endüstri odaklı kalkınma anlayışı Atatürk sonrasında hemen kayboldu. Ve günümüze kadar endüstri ve teknolojiyi odağı yapan bir yönetim söz konusu olamadı Türkiye’de.
Bugün geldiğimiz noktada her 710 Bin kişiden birine bir BİT patenti düşüyor.
Demek ki araştırmıyoruz, yeni bir şeyler üretmiyoruz.
Belli ki temel kültürel engeller de var aslında. Hezarfen Ahmet Çelebi’yi uçtuğu için uzaklara süren biz değil miydik?
*
OECD’nin verilerine göre bugün Türkiye’de her bin çalışandan sadece 4’ü Ar-Ge yapıyor. Kore’de bu sayı 14. Finlandiya’da 15.
Ar-Ge konusu açıldığında çalışanlardan “Bizim şirketteki Ar-Ge bölümü diğer ülkelerdeki uygun ürünleri araştırır” veya “Bizim şirkette kâğıt üzerinde görünen Ar-Ge bölümü sadece devletten hibe almak içindir, bu kişiler Ar-Ge yapmaz” şeklinde sözler duyarsınız.
Demek ki Japonya’da, Kore’de ve birçok ülkede olduğu gibi devletin ön ayak olduğu milli yol haritaları ile bu kültürün temelden değiştirilmesi gerekiyor.
TÜRKİYE’NİN SAĞLIK VE ÇEVRE PATENTLERİ
2012-2015 döneminde sağlık konusundaki patent sayısına baktığımızda Türkiye’de yaklaşık her 700 bin kişiden birine bir patent düştüğünü görüyoruz.
Aynı dönemde çevre teknolojileri konusunda Türkiye’de her 1 Milyon 700 bin kişiden birine bir patent düşüyor.
Ar-Ge kültürünün yerleşmesi için devletin yapabileceği çok şey var. Kapsamlı ve disiplinli bir milli patent ve dijital dönüşüm yol haritası geliştirilmeli ve uluslararası patent sayısını artırma yönünde spesifik hedeflerle Türk ekonomisi daha yenilikçi ve çevik hale getirilebilir.
BİR ÖRNEK: TAYVAN
Neden mi Tayvan?
Tayvan’da 806 kişiye bir patent düşüyor bugün.
Tayvan ekonomisini BİT devriminin yayılma döneminde inovasyon ekonomisine dönüştürmeyi başaran nadir ülkelerden biri. Bir şirket gibi sırasıyla:
Daha sonra Dijital Dönüşümden sorumlu bir bakan atanmış, tüm bu yol haritasını hayata geçirsin diye...
Dünya Bankasının verilerine göre bu çalışmalar pozitif sonuçlar vermiş ve 2011 yılından bu yana Tayvan inovasyon ekonomisi olarak kabul ediliyor.
Çevik ve yenilikçi bir milli duruş belki de kendi önümüze koyduğumuz kültürel engellerimizi de yıkacaktır.
Siz ne dersiniz?
Paylaş