Diyelim ki iftara çok önem verdiğiniz, kalabalık bir dost topluluğunu çağırdınız.
Sabahtan, hatta bir gün önceden hazırlanmaya başlayıp güzel yemekler, birbirinden lezzetli tatlılar yaptınız onlara. İftara bir saat kala geldiler ve sabırsızlıkla iftarı beklediniz birlikte. İftara on beş dakika kadar kala hep birlikte sofraya oturdunuz ve masa başında hoş sohbetler eşliğinde, kulağınız televizyonda beklediniz iftarı. Nihayet "İstanbul için iftar vakti" yazısı ekranda yanıp sönmeye başladı. Kiminiz suyla, kiminiz zeytin ya da hurmayla açtı orucunu.
İftardan sonraki tatlı, kahve, meyve ve çay faslı da bitti. Bir daveti daha alnınızın akıyla atlatıp değer verdiğiniz insanları layıkıyla ağırladığınız için pek mutlusunuz. Ama yorgunsunuz da birazcık ve ertesi gün erken kalkıp yapmanız gereken çok iş olduğunu düşündükçe göz kapaklarınıza bir ağırlık çöküyor. Neyse ki misafirleriniz de müsade isteyip yavaş yavaş kalkıyorlar şimdi.
Peki ya kalkmasalardı? "Amman Sahrap Hanım misafir bu, iftara gelmiş olan bir misafir ne kadar oturabilir ki" demeyin sakın.
Eskiden konaklarda verilen iftar davetlerine davetli, davetsiz yaklaşık yüz kişi gelir, iftarlarını eksiksiz ettikten sonra çay, kahve faslını da tamamlar ve daha sonra da teravih namazı kılarlarmış hep birlikte. Başlarında bir imam bulunurmuş elbette. Çünkü konaklarda sadece ramazanda değil, diğer aylarda da ev ahalini namaz kıldıracak bir imam bulunurmuş. Özellikle akşam ve yatsı namazları ev halkı tarafından birlikte kılınır, böylece konakta, varsa yeni yetişen çocukların da, dini bütün olmaları sağlanırmış.
Sanmayın ki her konakta bir imam bulunduğu için teravih namazını da konak imamı kıldırıyormuş. Ramazanda konaklara cemaate teravih kıldırmak için dışarıdan özel imam ve müezzinler getirtilir, namazın daha özenli kılınması sağlanırmış. Hatta bu imamlar namazdan sonra Kur’an’dan ayetler ve ilahiler okuyarak cemaati daha fazla sevap kazanmaları için teşvik ederlermiş.
Namaz faslı da bittikten sonra sohbetler edilir çaylar, kahveler içilirmiş ve bu misafirlikler sahura kadar sürermiş. Şimdiki gibi ertesi gün erken kalkmak, işe güce koşturmaksa pek yokmuş o zaman. Sosyal hayat ve iş yaşamı ramazana uyduruluyormuş kısacası.
Yoğurtlu Ayıntab çorbası
6 kişilik
Hazırlama süresi 30 dakika
Pişirme süresi
30 dakika
Malzeme listesi
Bulgurlu köftesi için:
1 su bardağı ince bulgur
1 adet orta boy kuru soğan (rendelenmiş)
1/2 su bardağı ılık su
1 yemek kaşığı un
1 çay kaşığı tuz, karabiber
1 su bardağı yeşil mercimek (haşlanmış)
1 su bardağı erişte makarna (veya kesme aş)
1 çay kaşığı tuz, karabiber
6 su bardağı et suyu
Meyanesi için:
3 su bardağı yoğurt
1 çay kaşığı un
1 adet yumurta
1 yemek kaşığı kuru nane
Öncelikle, bulgur köftesi için, derin bir kaba bulguru koyup üzerine ılık suyu ekleyerek kabarması için 5 dakika bekleyin. Sonra, rendelenmiş soğan, un, tuz ve karabiberi ekleyerek yoğurun. Elimizi suyla ıslatarak hamurdan, fındık büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayın ve bir tabakta biriktirin. Diğer tarafta, ufak bir tencerede, yıkanmış mercimekleri haşlayın.
Şimdi de çorba tenceresinin içine et suyunu koyup, orta ateşin üzerine oturtun. Su kaynamaya başlayınca bulgur köftelerini, tuz ve karabiberi ekleyin. Mercimeği de ilave ettikten 10 dakika sonra erişteyi katın. Meyane için, bir kasede yoğurt, un ve yumurtayı çırpın, kaynayan çorbadan da bir kepçe kadar katarak meyaneyi ılıklaştırın. Çorbayı bir taraftan karıştırıp bir taraftan da meyaneyi ilave edin. 10 dakika daha pişirdikten sonra ocaktan alıp, kuru naneyle süsleyerek servise sunun.
Nohutlu basalla
8 kişilik
Hazırlama süresi 30 dakika
Pişirme süresi
60 dakika
Malzeme listesi
Basalla için:
250 gr orta yağlı köftelik kıyma
1 su bardağı köftelik ince bulgur
1 adet orta boy kuru soğan
1 tatlı kaşığı biber salçası
1 adet yumurta
1 yemek kaşığı un
1 çay kaşığı tuz, karabiber
1 kahve fincanı sıvıyağ
2 adet orta boy kuru soğan
1 yemek kaşığı domates salçası
1 su bardağı nohut
4 su bardağı sıcak su
Üzeri için:
1 yemek kaşığı sıvıyağ
1 tatlı kaşığı kuru nane, sumak
(ya da 1 çay bardağı sumak ekşisi)
Basallaları hazırlamak için; ince bulgur, rendelenmiş soğan, kıyma, salça, yumurta, un, tuz ve karabiberi derin bir kapta karıştırıp yoğurun. Köfte harcından fındık büyüklüğünde parçalar kopararak yuvarlayıp oval hale getirin. Hazırladığımız basallaları tepside biriktirin. Öte yandan; sıvıyağı orta boy bir tencerede kızdırıp incecik kıydığınız soğanı ve salçayı ekleyerek -3 dakika kavurun.
Üzerine bir gece önceden ıslatıp süzdüğünüz nohutları ekleyin. 4 su bardağı sıcak suyu da ilave edip nohutlar yumuşayıncaya kadar pişirin. (İsterseniz konserve nohut da kullanabilirsiniz. Bu durumda nohutu 5 dakika pişirmeniz yeterli olacaktır.)
Nohutlar yumuşayınca, basallaları ekleyip 10-12 dakika daha pişirdikten sonra ocaktan alın. Son olarak; sıvıyağı küçük bir tavada eritip nane ve sumağı ilave ederek bir dakika kadar pişirin. Bu karışımı çorbanın üzerine gezdirdikten sonra sıcak sıcak servise sunun. Bu çorbanın yanına turşu da çok yakışacaktır.