Paylaş
Evet, yanlış okumadınız. Yıldızların gece boyunca seyrettiği bu romantik yemeğin adı “Ekşili Kabak”. Konyalılar armut şeklindeki uzun et kabağını pişirdikten sonra gece boyunca toprak damda, yıldızların altında demlenmeye bırakıyorlar. Çünkü bu yemek dinlendikçe lezzetine lezzet katıyor. Ertesi gün üzeri, kadife çiçeklerin yapraklarıyla süslenip, servise sunuluyor.
Anadolu’nun pek çok yöresinde su kabağı, uzun kabak olarak da bilinen bu lezzetli kabak, et, nohut ve koruk ekşisiyle pişirilir. Yiyenler, “bu muhteşem yemeğin lezzetini anlatmaya gökteki yıldızlar bile yetmez” diyorlar. Ancak bu yemeği layıkıyla hazırlamak için en iyi malzemeleri bulup, mutlaka kalaylı bir bakır kapta pişirmek gerekiyor. Bu şahane bilgileri, Konya şehrinin yemek kültür elçisi olarak gördüğüm Harun Reşit Dönmez Bey anlattı. Sahibi olduğu Lokmahane Restoran, tarih ve kültür kokan geleneksel yemekleri yiyebileceğiniz en doğru adres.
Lokmahane restoranının sahibi Harun Reşit Dönmez ile hatıra fotoğrafı çektirdik.
Özellikle Anadolu Selçuklularının yemek kültüründen kalan, yerli kayısıyla yapılan etli kayısı yahnisi ve Konya ev mutfağının vazgeçilmezi olan terhun çorbasının lezzeti mükemmeldi. Benim tatlı tercihim ise ballı, cevizli höşmerim oldu.
GEÇMİŞİ 8 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIYOR
Türkiye’nin en büyük yüzölçümüne sahip, tahıl ambarımız olarak da bilinen Konya’nın geçmişi 8 bin yıl öncesine kadar uzanıyor.
Tarihi Çatalhöyük kazılarında bulunan yemek kaplarının içindeki mercimek ve bulgur kalıntıları, muhtemelen benim çok sevdiğim tandır çorbasının Ata dedeleri olabilir.
Bütün gün tandırda ekmek pişiren kadınlar, toprak kaba mercimek, nohut, iri bulgur ve kuru fasulyeyi etle beraber koyup, tandırın közüne gömerler.
Ertesi sabaha kadar “ıpıl ıpıl” pişen bu muhteşem çorbayla kahvaltı yaparlar. Benim gibi kahvaltıda sıcak çorba severseniz, tandır çorbasının tutkunu olabilirsiniz. Sizi gözlerinizi, vücudunuzun her zerresini öyle bir açar, uyandırır ki, sanki sert bir kahveyle uykunuzdan uyanmış gibi hissedersiniz.
Bir TV çekimi için gittiğim Konya’da bu çorbayı içip, gece yarısı Kayseri’de güle oynaya çekime devam ettiğimi çok iyi anımsıyorum.
YAĞ SOMUNUNU KEŞFETTİM
Konya mutfağının efsanesi “yağ somunu”nu keşfettim. Aslında yağ somunu yıllardır Konya kahvaltılarının baş tacı lezzetlerinden.
Fırınlardan alınan sıcak somun ekmeğinin içine tereyağı ve peynir eklenerek yenilirmiş.
Tophana denilen bu yağlı ekmek, Karadeniz’de yağlı pide olarak da yapılır. Ancak 2010 yılında Hasan Şendağlı’nın buluşuyla yepyeni görüntüsüne ve muhteşem lezzetine dönüşmüş.
İnce açılan yuvarlak pide hamuru, tırnaklanmadan, üzerine serpilen çörekotu, susam ve haşhaş karışımıyla odun fırınının koltuk kısmına koyuluyor. Birkaç dakika içinde top gibi şişen, yarı pişmiş hamur hemen fırından çıkarılıyor. Üstü bıçakla kesilip 4 peynir karışımı koyulup kapatılıyor. Yağlanıp fırına atıp, birkaç dakika içinde çıkarıyorlar. Atom denilen kavurma ve pastırma da eklenebiliyor. Ancak anlattığım tüm bu aşamaları hızlandırılmış bir film şeridi gibi izliyorsunuz.
Sonuç; İtalyanların ünlü kapalı pidesi calzone’ye bin fark atacak kadar muhteşem. Aman Kadınlar Pazarı’ndaki Pideci Hasan Şendağlı’ya uğramadan sakın dönmeyin. Sevgili Fatih Şendağlı’ya çok selamlarımı söyleyin.
Paylaş