İmparator Shen Yung’dan Ahmet Yesevi’ye

Hoca Ahmet Yesevi Türkistan’da bir karyeye (köye) konuk olarak gider. Eşeğiyle çok uzun bir yol teptiği ve hava çok sıcak olduğu için haddinden fazla yorgundur.

Konuk olarak gittiği evin komşusunun karısı doğum yapmak üzeredir. Çiftçi komşu, Hoca Yesevi’nin orada olduğunu öğrenince, karısının doğumunu kolaylaştırması için Hoca’dan hayır duası ister. Ahmet Yesevi de bu isteği geri çevirmez ve hemen bir hayır duası yazıverir. Dua yazılı kağıt kadının beline bağlanır ve kadın kazasız belasız doğum yapar. Karısının doğum işini sağ salim atlattığını gören çiftçi Hoca’ya minnettarlığını ödemek için çay demleyip getirir. Ahmet Yesevi sıcak çayı içince terler ve birdenbire tüm yorgunluğu ortadan kalkar. Ve şöyle der: "Bu şifalı bir şeymiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar."

İşte kaynaklarda "çay içen ilk Türk" olarak anılan Hoca Ahmet Yesevi’nin çayla tanışma hikayesi böyle.

Bizim memleketteki hikayesi işte böyle çayın. Peki anavatanı olan Çin’de nasıl ve kim tarafından keşfedilmiş? Bir kere, bizden çok daha önce M.Ö. 2000’li yıllarda tatmışlar Çinliler çayı. Hiç şüphesiz çay kelimesinin kökeninin Çince olması da bu yüzdendir.

Çayın tadına bakma şerefine ise ilk Çin imparatorlarından biri olan Shen Yung nail olmuştur. Efsaneye göre, imparator tesadüfen çay yaprağının kaynar suya düştüğünü görmüş ve bu suyu içmeyi akıl etmiştir. Hatta o kadar etkilenir ki tadına baktığı bu sıcak içecekten; yedi yıl boyunca bölgede kalarak çay içmeye devam eder.

Evet, efsaneler ve hikayelerle doludur çayın tarihi ve kültürümüzde çayın çok büyük yeri vardır. Zaman zaman bu hikayelere ve çayın kültürümüzdeki yerine daha yakından bakmaya devam edeceğiz.

Narekşili etli patlıcan

Malzeme listesi

á 300-400 gr kuşbaşı kuzu ya da dana eti

á 1 adet orta boy kuru soğan

á 3 yemek kaşığı zeytinyağı

á 2 yemek kaşığı narekşisi

á 4 su bardağı sıcak su

á 2 çay kaşığı tuz, karabiber

á 2 çay kaşığı kuru kekik, fesleğen

á 2 adet orta boy patlıcan

Pilav için;

á 2 su bardağı pirinç

á 2 tatlı kaşığı tereyağı

á 3 su bardağı su ya da et suyu

á 1 çay kaşığı tuz, karabiber

Zeytinyağı ve yemeklik doğranmış soğanı bir tencereye aktarıp orta ısılı ateşte pişirmeye başlayın. Üzerine kuşbaşı etleri de hemen ekleyip tahta bir kaşıkla sık sık karıştırarak 8-10 dakika kavurun. Tuz, karabiber, kekik ve fesleğeni de serpip karıştırın. Narekşisi ve 4 su bardağı sıcak suyu ilave edip tencerenin kapağını kapatarak pişmeye bırakın.

Diğer taraftan, patlıcanı alacalı (çizgili) soyup bir santim eninde halkalar halinde dilimleyerek tuzlu suda 20 dakika bekletin. Acı suyu çıkan patlıcanı yıkayıp süzün. Patlıcan dilimlerini, iyice yumuşamış olan etlerin üzerine dizip kısık ateşte, en az 20 dakika daha pişirin.

Etlerin ve patlıcanların pişip pişmediğini kontrol edip ocaktan alın. Pilavı yapmak için; tereyağını pilav tenceresinde eritip üzerine 3 su bardağı suyu ya da et suyunu ilave edip tuz ve karabiberi de serpin.

Su kaynamaya başlayınca, yıkayıp süzdüğünüz pirinci ekleyin ve tencerenin kapağını kapatarak orta ısılı ateşte pişirin. Pilav suyunu iyice çekince, çok kısık ateşte 3-4 dakika daha pişirip ocaktan alın. Pilavı en az 15-20 dakika dinlendirdikten sonra karıştırarak servis tabağına aktarın (anlattığımız usul salma usulüdür, isterseniz pirinci kavurarak da yapabilirsiniz). Üzerini patlıcanlı etle süsleyerek servis yapın. İsterseniz pilavı, ince kıyılmış maydanoz, taze nane ya da taze fesleğenle de süsleyebilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları