Ramazan sizde de bende yaptığı etkiyi mi yapıyor? ıçinden “nedir bu etki” diye geçirenler için kısaca açıklayayım efendim.
Ben ramazan geldiğinde soframa hep geleneksel tatları koymak istiyorum. Yanlış anlamayın, öyle “zor ya da zahmetli” diye çocuklarını ve sevdiklerini eski tatlardan mahrum bırakanlardan değilim. Ama yine de ramazanda olduğu kadar sık yapamıyorum geleneksel yemeklerimizi.
Geleneksel tatlar dediğimde sadece yemeklerden bahsettiğim de sanılmasın sakın. Komposto ve şerbet gibi içecekler de ramazanlarda soframdan eksik etmediğim lezzetler. Özellikle ramazan, bu seneki gibi sıcaklara denk geldiğinde iftar sofralarımın bir başka vazgeçilmezi de limonata oluyor.
Uzmanların “mutlaka tüketin” dedikleri C vitamini deposu limondan yapılan limonata, ramazan ayı boyunca sıvı açığımızı kapamak için de ideal bir içecek. Zaten bu yıl iftar daveti için gittiğim pek çok evde de limonatanın sofranın baş köşesinde durduğunu sevinerek gördüm.
Kimi evlerde ev yapımıydı bu limonatalar, kimi evlerde çeşitli markaların piyasaya yeni sürdüğü şişeler içinde. Ne olursa olsun, sofralarda gördüğüm limonatalar bana limonatanın kolalı içeceklerin yerini aldığını düşündürüp sevinmemi sağladı.
Kolay gibi görünür limonata yapmak. “Ne olacak ki, limon suyu, su ve şekeri karıştır, al sana limonata” diyenler bile vardır aranızda. Oysa limonata yapmak o kadar da basit değil. Zaten o kadar basit olsaydı, limonatasıyla meşhur yerler olmazdı değil mi?
Şimdi size benim ev yapımı limonata tarifimi vereyim diyorum. Limonun kabuklarını beyaz zara kadar rendelerim. Onu şekerle bir güzel ovarım. Üzerine limon suyunu ekler bir gece buzdolabında bekletirim. Ertesi gün ailenin damak tadına uygun miktarda şeker, su ve taze nane yaprağı koyar birkaç saat daha buzdolabına koyarım. Önemli olan şekerin limon tadını bastırmamasıdır. Evet iftar ve sahurda limonata içmek iyi bir fikir. Limonatayı kendi ellerinizle yapmak ise daha da iyi bir fikir.
Malzemeler Sütlü krema için; * 10 çay bardağı süt * 2 çay bardağı mısır nişastası * 2 çay bardağı tozşeker * 1 paket kakaolu pötibör bisküvi Oraletli krema için; * 10 çay bardağı su * 2 çay bardağı mısır nişastası * 1 çay bardağı tozşeker * 2 çay bardağı oralet (Herhangi bir toz içeceği kullanabilirsiniz ama ben portakallıyı öneririm.)
Yapılışı Sütlü kremayı hazırlamak için nişasta ve tozşekeri orta boy bir tencereye aktarın. Üzerine sütü ekleyip tel çırpıcı ya da tahta kaşık yardımıyla karıştırarak nişastayı ezin. Kremayı kısık ateşte, sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelip kaynamaya başlayıncaya kadar pişirin ve ocaktan alın. Ilık hale gelmesi için en az 10 dakika bekleyin.
Diğer taraftan orta boy ve kenarları en az 5 santim yüksekliğinde olan cam ya da porselen kalıbı suyla çalkalayın. Ilık haldeki sütlü kremayı kalıba aktarıp üzerini spatulayla düzeltin. Kakaolu bisküvileri aralarında az aralık bırakarak üzerine dizdikten sonra buzdolabında bekletin.
Oraletli kremayı hazırlamak için su ve mısır nişastasını orta boy bir tencereye aktarın. Tozşeker ve oraleti ilave edip tel çırpıcı ya da tahta kaşık yardımıyla karıştırın. Kremayı kısık ateşte, sürekli karıştırarak koyu muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirin. Kaynamaya başlayan oraletli kremayı ocaktan alın. Ilık hale gelmesi için bir kenarda en az 10-15 dakika bekletin. Arada sırada karıştırarak kabuk bağlamasını engelleyin.
Ilık haldeki kremayı yakın mesafeden bir kepçe yardımıyla bisküvilerin üzerine yavaş yavaş aktarın. Tekrar üzerini düzeltip buzdolabına koyun. En az 4-5 saat veya 1 gece buzdolabında bekletin. Servise sunmadan önce çıkarıp dilimleyin.