Özelikle biz kadınlar pek severiz alışveriş yapmayı. Herkesin tutkunu olduğu bir şey vardır.
Kimi ayakkabı vitrinlerinden gözünü alamazken kimi ihtiyacı olmadığı halde çantalara bakar durur. Gerçi yaşadığımız kriz kadınların alışveriş merakını biraz frenlemiş durumda ama yine de herkesin almaktan hoşlandığı bir şey var. Hazır kriz demişken insanların daha ucuza kaliteli şeyler alabileceği yerlerden, semt pazarlarından söz açmak istiyorum. Evet, hemen her semtin haftanın bir günü kurulan bir pazarı var. Salı, çarşamba, perşembe, derken hemen her gün başka bir semtte kuruluyor bu pazarlar ve özellikle de mutfak alışverişini haftalık yapan kadınların akınına uğruyor. Ben de bir yemekçi olarak pek seviyorum semtimizin pazarından alışveriş yapmayı. Pazar yerleri, kalabalık, cıvıl cıvıl, gürültülü, insanların birbirleriyle yakın temasa geçtiği, geniş alanlardır. Kuruldukları semte de bağlı olarak ruhları vardır. Kadıköy’de kurulan Cuma pazarıyla Bostancı pazarının ruhu aynı değildir örneğin. İşte bunun içindir ki, insanların yıllardır gidip alışveriş yaptığı pazar yerlerini bir yerden başka bir yere taşırken dikkatli olmak gerekir. Son zamanlarda belediyelerce gerçekleştirilmek istenen “semt pazarlarını şehir merkezlerinden ve trafiği yoğun olan yerlerden taşıma” işinin haklı nedenleri elbette vardır. Ve elbette ki gelişmiş toplum olmanın bir şartı da düzenli şehirlere sahip olmaktır. Ancak, semt pazarını bir yerden başka bir yere taşırken ruhunu da birlikte götürmek gerekiyor kanımca. “Aman canım, ne olacak, geniş alan geniş alandır” deyip semtle hiç alakası olmayan yerlere sürgün edilen pazarlara gidenlerin sayısı giderek azalacaktır. Semt pazarının kurulduğu sokaklarda yaşayanların bu işten ne kadar şikayetçi olduğunu da biliyorum. Pazardan arta kalan dağınıklık, kırılan ağaç dalları, gürültü ve trafik derken pazar civarında oturanların birkaç günü zehir oluyor. Buna bir de insanların düşüncesiz davranışları eklenince semt pazarı, kurulduğu mahallenin insanları için işkenceye dönüşüyor. Bütün bu zorlukları göz ardı etmemek gerekiyor elbette ama dediğim gibi, insanların yıllardır gidip taze meyve - sebzeyi uygun fiyata aldıkları yerlerin alakasız yerlere taşınmasına da gönlüm razı olmuyor.
Cevizli kısır salatası
Kaç kişilik 8 Hazırlama süresi 20 dakika Pişirme süresi 15 dakika
Malzeme listesi
· 2 su bardağı ince (köftelik) bulgur · 3 adet orta boy kuru soğan · 1 su bardağı sıcak su · 1 çay bardağı zeytinyağı · 3 adet (sap) taze yeşil soğan · 1 demet maydanoz · 1 çay kaşığı tuz, karabiber, pul biber · 1 su bardağı dövülmüş ceviz içi
Yapılışı: Zeytinyağını geniş bir teflon tencerede ısıtıp üzerine rendelenmiş kuru soğanlar ve bulguru aktardıktan sonra tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak 4-5 dakika kavurun. Üzerine 1 su bardağı sıcak su ekleyip kısık ateşte, 8-10 dakika pişirdikten sonra ocaktan alın ve soğumasını bekleyin. Yeşil soğanları ve maydanozu ayıklayıp yıkadıktan sonra incecik doğrayın ve tencerede pişen bulgurun üzerine ekleyin. Tuz, karabiber ve kırmızı pul biberi serpip iyice karıştırın. Son olarak, dövülmüş ceviz içini de ilave edip tekrar karıştırın. İsterseniz üzerine bir-iki yemek kaşığı narekşisi veya limon suyu gezdirdikten sonra soğuk olarak servise sunun.
Madam Rozi’nin kurabiyeleri
Kaç kişilik 8 Hazırlama süresi 20 dakika Pişirme süresi 15 dakika
Malzeme listesi
· 250 gr tereyağı (Oda sıcaklığında iyice yumuşamış olmalı) · 1,5 su bardağı pudra şekeri · 1 adet yumurtanın sarısı · 1 paket vanilya · 1 çay kaşığı dolusu karbonat · 1 adet limon kabuğunun rendesi · 4 su bardağı dolusu un Üzeri için; · 2 adet yumurtanın sarısı · 1 su bardağı bütün ceviz içi (Fındık içi de kullanabilirsiniz.)
Yapılışı: Birkaç saat önceden buzdolabından çıkarıp oda sıcaklığında yumuşattığınız tereyağını derin bir kaba aktarın. Üzerine pudra şekeri ve vanilyayı ekledikten sonra oda sıcaklığında bekleyen yumurtanın sarısını da ilave edin. Üzerine karbonat ve rendelenmiş limon kabuğunu da ekledikten sonra unu azar azar aktarın. Harcı tüm malzemeler karışıncaya kadar yoğurun. Kulak memesiden biraz daha sert olan ve ele yapışmayan hamurdan kabuklu ceviz büyüklüğünde parçalar koparın. Hamur parçalarını avuçlarınız arasında yuvarlayıp çay bardağının ağzı büyüklüğünde açın. (Hamur parçalarını 1 santim kalınlığında açıp çay bardağı ağzı ya da şekilli kuraniye kalıplarıyla kesebilirsiniz de.) Fırın tepsisini yağlayın ya da üzerine fırın kağıdı serin. Hazırladığınız kurabiyeleri tepsiye aralıklı olarak yerleştirin. Üzerlerine fırça yardımıyla yumurta sarısı sürüp ceviz ya da fındık parçalarıyla süsleyin: Kurabiyeleri 5 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında, üzerleri hafif sararıncaya kadar, 15 dakika pişirip çıkarın. Kurabiye fırından çıktığında yumuşak olacaktır. Soğudukça sertleşen kurabiyeleri uzun süre kapalı kapta saklayabilirsiniz.