Bayramların öyle uzun tatiller oluşturmamasına en çok sevinenler aile büyükleridir herhalde.
“Tatile çıkmaya değmez” deyip ikamet ettiğimiz yerlerde kaldığımız için bayramı bayram gibi yaşıyor, bu sayede de onları ziyaret edebiliyoruz çünkü... Anneanneler-babaanneler de belki çoktandır göremedikleri torunlarını, çocuklarını görüp onları ağırlayabiliyorlar. Gerçi artık pek çok çocuk bilgisayar başında vakit geçirmeyi ya da arkadaşlarıyla dışarıya çıkmayı her şeye tercih ediyor ama bayramlar onları zorla da olsa aile büyüklerini ziyarete götürmek için fırsat tanıyor bize. Eskiden, yani aile büyükleri de evin bir parçası olarak çocuklarıyla aynı evdeyken, üç nesil bir aradaydı. Aynı evde yaşamanın bir sonucu olarak da birbirlerine bu kadar uzak değillerdi. Bazen birlikte yaşanan bir anneanne ya da babaanne evde kendinizi en yakın hissettiğiniz insan olabiliyordu. Hayat tecrübesinin ve hoşgörülü olmanın bir sonucu olarak bu aile büyükleri, sıkıntınızı, derdinizi paylaşmak için ideal insan durumundaydılar. Hatta bazen annenizin ya da babanızın hiç onaylamadığı durumlarda bile arkanızda olurlar, sizinle birlikte mücadele verirlerdi. En önemlisi neydi biliyor musunuz, onları anneanne-babaanne olmalarının yanı sıra bir şahıs olarak tanır, öyle iletişim kurardınız. Evet, yaşam şartları çok değişti. Pek çok çocuk ya da genç aile büyüklerini ayda yılda bir görüyor. Bu görüşmeler çoğunlukla “zorla” olduğu için de “bir an önce eve gidip hayatıma devam etsem” düşüncesi hakim. Oysa gerçek anlamda görüşmek, kaliteli zaman geçirmek hiç öyle bir şey değil. Bazen yapılan kısa bir telefon görüşmesi bile aynı ortamda saatlerce kalmanın yerini tutabiliyor. Onlara arkadaş gibi davranmak çok hoşlarına gidiyor. Hele bir de en çok sevdiği şeyi, örneğin ak saçlarını tepesinde toplayabileceği küçük bir tokayı alıp gittiniz mi, ondan daha mutlusu olmuyor. Diyeceğim o ki, anneanne, babaanne ve dedelerimiz bizim kıymetlilerimiz. Gelin bu bayram onları sadece ziyaret etmeyi değil, onlarla gerçekten iletişim kurmayı deneyelim. Belki onun en çok hoşlanacağı hediyeyi de bu iletişim sırasında öğrenebiliriz. Ne dersiniz?
Bayram kavurması
6 kişilik Hazırlama süresi: 15 dakika Pişme süresi: 45 dakika
MALZEME LİSTESİ * 1 kg. kuzu kuşbaşı eti * 1 tatlı kaşığı tuz, karabiber * 1 yemek kaşığı kuru kekik * 5-6 adet yeşil soğan * 1 yemek kaşığı margarin (tereyağı da kullanabilirsiniz)
YAPILIŞI Kuzu etlerini iyice yıkayıp süzün. Etleri bakır bir tencere içinde sacın üzerine koyup üzerine margarini ekleyin. Orta ısılı ateşte, karıştırarak etler suyunu bırakıp tekrar çekinceye kadar, 8-10 dakika pişirin. Etler suyunu çekince, tuz, karabiber, kekik ve iri iri kıydığınız yeşil soğanları ilave edin. Sık sık karıştırarak etler iyice yumuşayıncaya kadar kavurun. Hiç su katmadan etleri pişirip sıcak sıcak servise sunun. ısterseniz üzerine pul biber de serpiştirebilirsiniz.