Bundan yaklaşık 15 yıl önce, sadece deniz kenarında uzayan, incecik patika yolla gidebildiğimiz Koyunbaba restoranına bu kez karayolu vasıtasıyla ulaştık.
Yalıkavak’tan çıkıp Gümüşlük istikametine giderken, bir tepenin yanında incecik bir yol vardı, işte o yolu kullanarak ulaştığımız Koyunbaba tıpkı yıllar önce bıraktığımız gibiydi.
Koyunbaba’nın sahipleri Kamil Bey ve Semiha Hanım, yıllar önceki gibi, bizi zarafet ve sıcaklıkla ağırladılar. Biz kapıdan girerken, Semiha Hanım meşhur ot dolama böreğini hazırlıyordu. Oğulları Sabri ise İstanbul’da turizm okuyor. Anlayacağınız Koyunbaba tam bir aile işletmesi. Anne yemekleri yapıyor, baba ve oğul servis, masa temizliği, çay, kahve ve hesapların kesilmesi gibi işlere bakıyor. Baba aynı zamanda yiyecek alışverişini yapıyor. Koyunbaba’da yiyeceğiniz her şey ev yapımı ve malzemeler yöresel pazarlardan temin ediliyor.
Bahçeden toplanan kabak çiçeğiyle yapılan dolmaları çatallarımıza birer ikişer alırken, kaşığımızla da köpoğlu salatasına saldırıyorduk. Zeytinyağlı taze bamya, barbunya derken sonunda mezelerin şahanesi gambilya favası da önümüze geldi. Mercimek tanesi büyüklüğündeki bu sarı bakliyatla yapılan gambilya, aslında Bodrum ve çevresinde çok eskilerden beri yapılan bir yemek. Gambilya, tıpkı içbakla favası gibi yapılıyor. Tabii ki üzerine sızma zeytinyağı gezdiriliyor.
Koyunbaba’da gambilya favasının tadına bakarken, “son yıllarda yediğim en güzel mezelerden biri” diye düşünmekten alamadım kendimi. Bu sezon vereceğim davetlerin mönülerine yeni bir lezzet katmanın mutluluğunu da yaşamadım değil hani. Derhal Bodrum’a inip Bekir Çilek Bey’den tam dört kilo gambilya aldım, evdeki firik ve maş bakliyatlarının yanına yerleştirdim. Çünkü dostlarım semizotlu firik pilavıyla maş salatamı çok severler. Onlar için yaptığım gambilya favası da sohbetlerimize renk katacak, eminim. Keşke Koyunbaba gibi, yaptığı işi çok seven, gelen herkesi memnun etmeye çalışan, parada gözü olmayan “savaşçı” restoranlar varlıklarını sürdürebilseler. Bizler onları her zaman saygı ve sevgiyle destekleyeceğiz.
ZEYTİNLİ MAKARNA OMLETİ
6 Kişilik Hazırlama süresi 15 dakika Pişme süresi 15 dakika
Malzemeler * 1 paket fırın makarna (kalın, uzun boru şeklindeki makarna) * 6 yemek kaşığı zeytinyağı * 1 çay kaşığı tuz Üzeri için; * 10-15 adet siyah zeytin (çekirdekleri çıkarılmış ve dilimlenmiş olmalı) * 3 adet orta boy domates * 2 dilim dil peyniri * 3 diş sarımsak * 1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı * 1 çay kaşığı tuz * 1 çay kaşığı karabiber
YAPILIŞI
Kırarak ikiye böldüğünüz makarnayı kaynayan tuzlu suda 12 dakika kadar haşlayın. Süzüp eşit miktarda ikiye ayırın. İlk bölümü bekletmeden orta boy bir teflon tavaya bastırarak yerleştirip, üzerine zeytinyağı gezdirin. Makarnayı, omlet yapar gibi kısık ateşte, çevirerek arkalı önlü kızartın. Tabak büyüklüğünde iki parça kızarmış makarna elde edeceksiniz. Diğer taraftan sosunu hazırlamak için sızma zeytinyağı, doğranmış sarımsak, rendelenmiş domates, karabiber, tuz ve siyah zeytini tavaya koyup karıştırın. Sosu orta ısılı ateşte, karıştırarak 10 dakika kaynatın. Hazırladığınız sosu kızarttığınız makarna parçalarının üzerine gezdirin. İsterseniz üzerine dil peyniri rendeleyip taze fesleğen yapraklarıyla süsleyebilirsiniz. Ilık ya da sıcak olarak servise sunun.