"Sevgileri yarınlara bıraktınız/ Çekingen, tutuk, saygılı/ Bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı/ Bitmeyen işler yüzünden,/ Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi/ Kalbinizi dolduran duygular/ Kalbinizde kaldı..." Behçet Necatigil
"Başkaları için değil, kendin için yaşa." Bu sözü farklı zamanlarda, farklı insanlardan onlarca defa duymuşsunuzdur eminim. Son yüzyılın, çok çalışan, kendine zaman ayıramayan ve ekonomik özgürlüğünü kazanmış bireyleri için ve yine onlar tarafından söylenmiş bir sözdür ve kimse de yanlış olduğunu iddia edemez zaten. Ama kendim için yaşıyorum, hayatımın merkezinde yalnız ve yalnız ben varım deyip işi bencilliğe kadar götürmek de kainat açısından pek doğru gelmiyor bana.
Evet biz çok önemliyiz ve evet, biz olmadığımızda hiçbir şeyin önemi de kalmıyor hayatta. Örneğin sağlığımız bozulduğunda en yakın arkadaşımız bile olsa karşımızdaki, derdini paylaşmak gelmiyor içimizden. Ama atladığımız, üzerinde yeterince durmadığımız bir konu var.
Binlerce yıldır iyi ya da kötü dönen kocaman bir çarkın yalnızca bir halkasıyız birey olarak ve bizim mutluluğumuz biraz da kainattaki diğer insanların ve diğer canlıların mutluluğuyla anlam kazanıyor. Zaten insan olarak kendimizi fazla önemsemekle bozmadık mı dünyanın dengesini.
"Bayram bayram nereden çıktı Sahrap Hanım böyle şeyler söylemek" dediğinizi duyar gibiyim.
Ben bayramların ve diğer özel günlerin dünyada kendimizden başkalarının yaşadığını ve onlar olmazsa bizim de olamayacağımızı düşünmek için birer fırsat olarak algılanması taraftarıyım. Yani şu "başkalarını hiçbir çıkar gözetmeksizin sevindirme" meselesi için bayramlar biçilmiş kaftan bence. Mahalledeki çocuklara birer küçük hediye almak, kesenin ağzını biraz açıp ihtiyacı olanlara biraz bayram harçlığı vermek, eğer maddi durumunuz müsaitse bir çocuğa bayram kıyafetleri almak başkalarını sevindirmek için aklıma ilk gelenler.
Tabii bir de işin manevi kısmı var ki, o da en az diğeri kadar önemli. Örneğin "bitmeyen işler yüzünden" bir türlü ziyaret edemediğiniz, hatta arayamadığınız büyükanneyi bayramı vesile ederek görebilir, elinize bir buket çiçek alıp hastanede yatan arkadaşınızı ziyaret edebilir ya da size ihtiyacı olan birini arayıp "Ben burdayım ve istediğin zaman beni arayabilirsin" diyebilirsiniz.
Yoğurtlu Köroğlu çorbası
8 kişilik
Hazırlama süresi 20 dakika
Pişirme süresi
25 dakika
Malzeme listesi
2,5 su bardağı yoğurt
6 su bardağı et ya da tavuk suyu
1 yemek kaşığı nişasta
(mısır ya da buğday nişastası)
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 su bardağı aşürelik buğday (haşlanmış)
1 çay bardağı nohut (haşlanmış)
1 çay kaşığı tuz, karabiber, kırmızı pul biber
Bu çorbanın yapılış şekli size değişik gelebilir. Ancak, bu yemek son derece pratik ve lezzetlidir. Yoğurt ve et ya da tavuk suyunu tencereye aktarın. Buğday veya mısır nişastası ve zeytinyağını da ilave edip tüm malzemeler iyice karışıncıya kadar çırpın.
Haşladığınız buğday ve nohutu da ekleyerek karıştırın. Tuz, karabiber ve kırmızı pul biberi de serpiştirip orta ısılı ateşte, tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak kaynayıncaya kadar pişirin. Kaynamaya başladıktan 5-6 dakika sonra ocaktan alın. İsterseniz üzerine kızgın yağda pişirdiğiniz kırmızı pul biber gezdirerek sıcak sıcak servise sunun.
Acılı Adana kebabı
6 kişilik
Hazırlama süresi 30 dakika
Pişirme süresi
20 dakika
Malzeme listesi
1 kg orta yağlı kıyma
1 yemek kaşığı biber salçası
2 çay kaşığı kırmızı pul biber
2 çay kaşığı tuz, karabiber
Soğan salatası için;
6 adet orta boy kuru soğan
2 çay kaşığı tuz
1 demet maydanoz
3 çay kaşığı sumak
3 çay kaşığı kırmızı pul biber
2 adet limonun suyu
Orta yağlı kıymayı derin bir kaba aktarıp üzerine biber salçası, pul biber, tuz ve karabiberi ekleyin. 5-6 dakika kadar yoğurduğunuz malzemeleri top haline getirin. Top halindeki kıymayı tezgaha 15-20 kez vurun.
Elinizi arada sırada suya batırarak köfte harcından mandalina büyüklüğünde parçalar koparın. Bir elinizle kebap şişini yassı duracak şekilde tutup diğer elinizle kıymayı yassılaştırarak şişe geçirin. Şişteki köfteleri kömür ateşinde çevirerek kızartın. Diğer taraftan, salatayı hazırlamak için; kuru soğanları soyup ortadan ikiye böldükten sonra yarım ay şeklinde incecik doğrayın. Üzerine tuz, sumak ve kırmızı pul biberi serpip 1-2 dakika ovalayın.
Üzerine ince kıyılmış maydanozu ilave edip limon suyunu gezdirdikten sonra karıştırın. Domatesi, yeşil ve kırmızı biberleri de ızgarada pişirin. Acılı kebabı soğan salatası ve közlenmiş sebzelerle birlikte servise sunun.