Atatürk’ün sofrası

Nasıl yaşardı, ne giyerdi, en çok ne yapmayı severdi? Hakkında merak edilenlerin listesini daha da uzatmak mümkün Atatürk’ün.

Haberin Devamı

Çok sevdiÄŸimiz, hayran olduÄŸumuz insanların günlük yaÅŸamla ilgili eylemlerini bizden daha farklı yaptıklarını sanırız ve tıpkı bizim gibi yemek yediklerini ya da uyuduklarını öğrendiÄŸimizde biraz ÅŸaşırırız.Â

Atatürk hem yaşayış tarzı hem de sevdiği yemeklerle halk gibi yaşayan devlet adamlarına verilecek en güzel örnektir.
O, öyle çok zengin sofralardan ve çeşit çeşit yemeğin olduğu ziyafetlerden pek hoşlanmıyordu. En sevdiği yemek kuru fasulye-pilavdı ve sofrada bu yemek olduğunda müthiş bir ziyafet sofrasına oturmuş kadar mutlu oluyordu.

Etli bamya ve kuşkonmaz da sofrada gördüğünde sevindiği yemekler arasındaydı.

Ete gelince... Dönemin koşulları yüzünden halkı et yiyemeyen bir liderdi o ve et yemeyi de belki bu yüzden sevmiyordu.

En sevdiği ve en çok vakit geçirdiği öğün akşam yemeğiydi ve akşam yemekleri adeta bir beyin fırtınası halinde geçiyordu. Yakın silah arkadaşları eksik olmazdı akşam sofralarından. Sofradan eksik olmayan bir başka şey de rakısıydı elbette.

Gecenin geç saatlerinde pişirilen omlet de bazen sofrada yapılan sohbete eşlik ediyordu. Rakıyı bu kadar seven biri olarak öyle çeşit çeşit meze istediğini sanmayın. Pek çok Türk insanı gibi kavun ve leblebiydi onun favori mezeleri.

Haberin Devamı

ZEYTİNYAĞLI HAVUÇLU KEREVİZ

· 4 adet iri boy kereviz
(portakal büyüklüğünde olanları tercih edin)
· 1 adet orta boy
kuru soÄŸan
· 2 adet orta boy
ince havuç
· Türk kahvesi fincanıyla 1 fincan zeytinyağı
Sosu için
· 4 çay kaşığı dolusu un
· 1 çay kaşığı tuz, karabiber
· 1 su bardağı
portakal suyu
· 1 su bardağı su

YAPILIŞI: Kerevizleri soyduktan sonra ortadan ikiye bölün. Bir kabak oyacağı ya da çay kaşığı yardımıyla içlerini, kalınlığı 1 santim olacak şekilde oyun. Kereviz çok çabuk kararan bir sebze olduğu için, içine limon suyu eklediğiniz bol suyun içinde bekletebilirsiniz.

Diğer taraftan, havuçların kabuklarını soyup yıkadıktan sonra uzunlamasına kurşun kalem kalınlığında dilimleyin. Sonra da tavla zarı formunda doğrayın. Soğanı da soyduktan sonra yemeklik incecik dilimleyip, havuçlarla karıştırdıktan sonra bir kenarda bekletin.

Zeytinyağını geniş bir tencereye (çelik tencere kullanmanızı öneririm) aktarın. Üzerine içini oyduğunuz kereviz çanaklarını, çukur kısımları yukarı bakacak şekilde yan yana dizin. Kereviz çanaklarının içine soğanlı havucu kaşıkla paylaştırın.

Sosu hazırlamak için; portakal suyu ve unu derin bir kaba koyup tel çırpıcı ya da çatal yardımıyla iyice çırpın. Tuz ve karabiberi serpip suyu ekleyerek malzemeleri iyice karıştırın. Hazırladığınız bu sosu kereviz dolmalarının üzerine gezdirip tencereyi kısık ateşin üzerine oturtun. Tencerenin kapağını kapatıp yemeği kısık ateşte, kerevizler iyice yumuşayıncaya kadar, en az 30 dakika pişirin.

Yemeği ocaktan alıp sıcakken servis tabağına yerleştirin. Böylece daha az kararacaktır. Üzerini ince kıyılmış dereotuyla süsleyip servise sunun.

NOT: Ben bu yemeği pişirirken kereviz yapraklarını da irice doğrayıp tencerenin içine koyarım. Çok hoş bir aroma katar ve çok da vitamin yüklüdür...

Yazarın Tüm Yazıları