’Aşırı’ zararlı olabilir

Bazı yiyecekler var, yararlı olduklarını biliyoruz ve ülkemizde de bol miktarda yetiştiriliyor onlar.

Hatta o şeyi ’dünyada en çok üreten ve ihraç eden ülkelerden biri’ oluyoruz ama biz yeterince tüketmiyoruz. Sonra bir kampanya başlatılıyor, medyanın ve reklam sektörünün de katıldığı bir kampanya. Zaten bildiğimiz gerçekler vurgulanıyor bu kampanyalarda ve birdenbire o yiyeceğin tüketimi artıveriyor. Hem de örneğin bir yıl öncesine göre iki ya da üç kat.

Fındık, yağ, protein, karbonhidrat, açısından zengin bir kuruyemiş. Günde 100 gram fındık tüketen biri günlük protein ihtiyacının yaklaşık yüzde 20’sini karşılamış oluyor. Ayrıca vücut tarafından üretilemeyen ve ancak dışarıdan alınabilen bazı doymamış yağ asitlerini de fındıktan karşılayabiliyoruz. Bu mucizevi yiyecek ayrıca kandaki kolesterol seviyesini düşürüyor ve tansiyonu kontrol altına alıyor. B1 ve B6 vitaminleri bakımından zengin olan fındık, kalp krizi riskini aza indiriyor, hipertansiyonu ve kanseri önlemeye yardımcı oluyor. Fındığın kozmetik gibi gıda sektörü dışındaki kullanımlarına ise bu yazıda hiç değinmiyoruz.

Fındığın yararlarını zaten biliyorduk, siz ülkemizde yetişen fındığın bu yararlı özelliklere sahip olup olmadığını söyleyin, derseniz; yapılan çeşitli araştırmalar, ülkemizde yetişen fındığın genel olarak besin değeri yüksek olduğunu gösteriyor.

Yazının başında bahsettiğimiz duruma gelince, fındık tartışmasız yararlı bir besin ve herkesin mutlaka fındık tüketmesi gerekiyor. Ama araştırmalar bazı fındık türlerinde bulunan selenyum miktarının ’vücutta toksik etki yapabilecek’ kadar çok olduğunu göstermiştir. Bu bahsedilen durum ancak aşırı tüketimlerde ortaya çıkabileceğinden, örneğin günde 100 gram fındık tüketen birinin endişe etmesine gerek yoktur ve dediğimiz gibi, araştırmalar ’bazı fındık türleri’ demektedir.

Diyeceğimiz o ki, evet, fındık yararları yadsınamaz bir yiyecektir ve mutlaka tüketilmelidir ama medyada yürütülen kampanyaların etkisiyle aşırı tüketiminden kaçınılması gerekir aynı zamanda. Yani, en yararlı yiyecek bile olsa söz konusu olan aşırı tüketmeyelim.

ALTUN’UN TAVUKLU MISIR ÇORBASI

Malzeme listesi

á 2 adet tavuk budu

á 1 su bardağı haşlanmış mısır yarması (ya da tane mısır)

á 4-5 su bardağı su

Meyanesi için;

á 1 su bardağı yoğurt

á 2 su bardağı ılık su

á 1 yemek kaşığı mısır unu

á 2 yemek kaşığı un

á 1 çay kaşığı tuz, karabiber

á 1 yemek kaşığı kuru dağ soğanı

6 kişilik

Hazırlama süresi 20 dakika

Pişirme süresi

25 dakika


Öncelikle, tavuk butlarını 4-5 su bardağı suyla haşlanmaya bırakın. Tavuk haşlanırken üzerinde biriken köpüğü el kevgiriyle almayı ihmal etmeyin. Ocaktan alıp suyun süzdükten sonra butları kemiklerinden ayıklayarak iri iri doğrayın. Diğer taraftan; tavuk suyunu tekrar tencereye alıp üzerine didiklediğiniz tavuk etlerini ilave ettikten sonra orta ısılı ateşte kaynamaya bırakın. Önceden haşladığınız mısır yarmasını ya da haşladığınız tane mısırı da aktarın.

Diğer taraftan; yoğurdu 2 su bardağı ılık suyla çırpıp üzerine mısır unu ve beyaz unu aktardıktan sonra tel çırpacak yardımıyla çırpın. Kaynamakta olan çorbanın suyundan bir kepçe kadar alarak unlu karışıma ekleyip karışımın ılınmasını sağlayın. Bir yandan çorbayı karıştırmaya devam ederken bir yandan da ılık hale gelen karışımı tencereye aktarın. Sürekli karıştırarak koyu ayran kıvamına gelmesini bekleyip 10 dakika daha pişirdikten sonra ocaktan alın. İsterseniz 2 tatlı kaşığı tereyağıyla kavurduğunuz kırmızı pul biberi üzerinde gezdirebilirsiniz.

Ya da Tokat yöresinde yapıldığı gibi ince kıyılmış dağ soğanı ekleyerek sıcak sıcak servise sunabilirsiniz. Çorbanın kıvamını tutturabilmek için biraz daha ılık tavuk suyu ilave edebilirsiniz.

ASTIRMALI BEYKOZ YAHNİSİ

Malzeme listesi

á 15-20 dilim pastırma

á 6 yemek kaşığı zeytinyağı

á 2 adet orta boy kuru soğan

á 1-2 adet taze yeşil biber

á 4 adet orta boy patates

á 1 su bardağı konserve mısır

á 3 adet orta boy domates

á 1 çay kaşığı tuz, karabiber



6 kişilik

Hazırlama süresi 15 dakika

Pişirme süresi

30 dakika


Zeytinyağını orta boy bir tencerede kızdırdıktan sonra pastırmaları kızgın yağda, tahta bir kaşıkla karıştırarak 1 dakika kadar kavurun. Pastırmaları tencereden alıp incecik kıyılmış soğanları aynı tencereye aktarın. Üzerine incecik dilimlediğiniz yeşil biberleri de ekleyip karıştırarak orta ısılı ateşte 2 dakika kadar kavurun. Kabuklarını soyduğunuz domatesleri tavla zarı formunda doğrayıp tencereye aktarın. Patatesleri soyup kuşbaşı et formunda dilimleyerek yemeğe katın. Tuz ve karabiberi serpip yaklaşık 2 su bardağı sıcak suyu da tencereye ilave edin.

Tencerenin kapağını kapatıp orta ısılı ateşte, kaynayıncaya kadar pişirin. Tencerenin kapağını açıp suyu süzülmüş konserve mısırları ve hafif kızartılmış pastırmaları ekleyin. Ocağın altını biraz daha kısıp patatesler iyice yumuşayıncaya kadar pişirmeye devam edin. İsterseniz kırmızı toz biber serpiştirerek ve sıcak sıcak servise sunun.
Yazarın Tüm Yazıları