Paylaş
“Hissettirilen” …
Sizde de çok anıyı canlandırdı mı?
…
İnsanları çoğunlukla işleri yormaz, çünkü iş alanı ne olursa olsun içsel ya da fiziksel olarak göreve bir ölçüde hazırlanır herkes.
Ama insanı insan öyle derinden yorar ki,
kurumlardaki birçok kırılım noktası buraya gelir sıkışır.
Yani hissedilen değil de hissettirilen mevzu oldukça mühim!
…
Bu ifadeyi çok değer verdiğim bir ekiple yaptığım toplantıda, yılların deneyimi
ile ve üstelik doğaçlama olarak bir
yönetici arkadaşım sarf etti.
Hissettirilen…
…
Toplantı içeriğinden çok sunum şeklinize odaklandınız oldu mu?
Planlamadan çok yalın olarak amacı anlatmaya çalıştığınız?
İşinizi yaparken eşlenik ekiplerle boğuştuğunuz?
Peki, aslında sadece 5 dakikalık açık iletişimle çözülebilecek bir konu için
kriz yaşadığınız?
Her şey kabul edilebilir olsa da insan etkisinden dolayı
Sabrınızın sınandığı?
Görünen doğru çok ortada iken ilerleyebilmek için prosedürlerde kaybolduğunuz?
…
Eğer sadece bir tanesine bile “evet” cevabı verdiyseniz bilin ki;
sizde “hissettirilen”
etkisine maruz kalmışsınız.
Ve bilin ki hangi alanda olursanız olun yılgınlığınızda bunun payı çok büyük.
…
Konuya hizmet alan taraftan, beyaz yakalı ya da mavi ve gri yakalı taraftan,
eşlenik çalışma alanlarından,
kuruma etkileri ve fırsat kayıplarından,
toplam maliyetten,
iş gücünün atıllaşma hallerinden vs bakabiliriz.
…
Hepsi ayrı ve değerli bir konu olabilir ama iş hayatı aktörleri iş gücünün “insan” olduğunu hatırlayıp,
hissettirilen ve gerçek iş arasındaki farka
biraz odaklansa mı?
Ne dersiniz?
…
Aksi takdirde çalışma hayatının hengamesi, küskünü, atılı,
kaybı, zararı,
israfı,
etiketi, haksızlığı
hiç bitmeyecek gibi.
ŞahapT.
Paylaş