Kuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolun

Bütün yaz devam eden seyahat rehberimizin son bölümüne geldik. Bu kez istikamet Kuzey Ege. Serin suyundan mı, tarihinden mi, Kaz Dağları’ndan mı yoksa zeytininden mi bahsetsem size, bilemiyorum. Bu coğrafya beni hep çok heyecanlandırıyor. O sebeple adım adım, tadını çıkararak gezelim.

Haberin Devamı

Yaz başında Akdeniz’den başladığımız, Güney Ege’yle sürdürdüğümüz turumuza şimdi Kuzey Ege’nin en güzel köşeleriyle devam ediyoruz. Ayvalık’ın sokaklarında kaybolmak, Şeytan Sofrası’nın muhteşem manzarasını izlemek, Cunda’da masmavi denizin tadını çıkarmak, Kaz Dağları’na çıkıp bol oksijenli havayı ciğerlerinize Yaz başında Akdeniz’den başladığımız, Güney Ege’yle sürdürdüğümüz turumuza şimdi Kuzey Ege’nin en güzel köşeleriyle devam ediyoruz. Ayvalık’ın sokaklarında kaybolmak, Şeytan Sofrası’nın muhteşem manzarasını izlemek, Cunda’da masmavi denizin tadını çıkarmak, Kaz Dağları’na çıkıp bol oksijenli havayı ciğerlerinize çekmek, Bozcaada’da güneşi batırmak, Troya’nın izlerini takip etmek ve Çanakkale’deki şehitlerimize bir selam durmak yapılacaklar listenizde mutlaka olsun.Kuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolun
Göç hikâyeleri
AYVALIK

Haberin Devamı

Balıkesir’in en gözde ilçesi Ayvalık’ta mübadele sonrasının izlerini sokaklarında, insanlarında, en çok da mutfağında hissediyorsunuz. Geçmişin alışkanlıkları da devam ediyor. Mübadeleyle Midilli’den gelenlere ‘Adalı’, Girit’ten gelenlere de ‘Gritikos’ deniyor. Kuzey Ege turunuza başladığınızda Ayvalık’ın sürprizlerle dolu sokaklarında kaybolmanızı tavsiye ederim. Kiliseden çevrilen Saatli Camisi’ni, 1970’ten beri kurulan perşembe ve bitpazarlarını listenize eklemeyi unutmayın. İlçede çok sayıda plaj var ama en ünlüsü Sarımsaklı. Gündüz denizin tadını çıkarıp akşam güneşini muhteşem bir manzaraya karşı batırmak isterseniz adresiniz Şeytan Sofrası olsun. Çıkacağınız tepede Ayvalık adaları, Midilli ve güzel bir esinti bekliyor sizi. Her yanına kurdelelerin bağlandığı, bir tel kafesin içinde devasa bir ayak izi göreceksiniz. Rivayete göre buraya adını veren şeytanın ayak izi bu. Popüler bir mekân olduğu için kalabalık olan Şeytan Sofrası yerine günbatımı için biraz daha sakin iki önerim daha var: Tavşan Kulakları Tepesi ve Cennet Tepesi.Ayvalık demek zeytinyağı ve onun tatlandırdığı muhteşem yemekler demek. Ünü ülke çapına yayılan zeytinyağlarını coğrafyasına borçlu. Kaz Dağları’nın bol oksijenini bereketli topraklarla buluşturan rüzgârlar sayesinde, zeytin ağaçları o kendine has aromasını kazanıyor. Mutlaka yerel üreticinin zeytinlerini ve zeytinyağlarını tadın ve sevdiklerinize de alın.Kuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolun
Mis kokulu ada
CUNDA 

Haberin Devamı

Ayvalık’a bağlı irili ufaklı 22 adadan yerleşime tek açık olan Cunda. 1973’te korumaya alındı. Türkiye’nin sit alanı ilan edilen ilk kasabası olma özelliğine sahip. Adaya giderken üzerinden geçtiğiniz köprünün Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olduğunu hatırlatayım.İstanbul’daki Boğaz Köprüsü’nden 9 sene önce yapıldı. Ayvalık ile Cunda arasındaki Lale Adası’nı Cunda’ya bağlıyor. Herodot, Cunda’dan MÖ 459’da ‘Ekatonisos’ adıyla bahsetmiş. Sonraları adanın zengin florasına atıfla ‘mis kokulu’ anlamında Moshonisia denmiş. Piri Reis ise Yunt Adaları içinde söz etmiş. Bugünkü adı Cunda ise ‘yelken açmak’ anlamına gelen İtalyanca kökenli bir denizcilik terimi. Resmi adı da Alibey Adası. Kurtuluş Savaşı’nda Yunan birliklerine karşı silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin komutanı Yarbay Ali Çetinkaya’dan geliyor.Cunda’nın bohem tarzdaki sokaklarında kaybolurken zamanın durduğunu hissedersiniz. Adada koruma altında 2 bine yakın tarihi ev var. Ayvalık’tan çıkarılan lav birikintisiyle oluşan dünyaca ünlü sarımsak taşı, bu evlerin ana malzemesi. Adadaki turunuzu tamamlamak için Tarihi Taş Kahve’ye mutlaka uğrayın. Lokma ve sakızlı kurabiye yemeden dönmeyin. Deniz keyfini de unutmayalım. Adanın en güzel plajları Çataltepe, Pateriça, Duba, Cunda ve Arkadeniz. Adanın merkezinde 1873’te yapılan Rum Ortodoks Kilisesi, o yıllarda adada yaşayan yaklaşık 10 bin kişilik cemaate hizmet vermiş. Bu neoklasik yapı, önce camiye çevrilmiş. 1944’te depremle hasar görünce terk edilmiş. Uzun yıllar bakımsızlıktan harabeye dönen yapının kaderi Koç grubunun dokunuşuyla değişti. Tam iki yıl süren başarılı bir restorasyonun ardından Ankara ve İstanbul’daki Rahmi Koç müzelerinin minyatürü sayılabilecek bir koleksiyonla Mayıs 2014’te açıldı.Kuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolun
Tabiatın en güzel hediyesi
KAZ DAĞLARI

Haberin Devamı

Troya Savaşı’nı çıkaran dünyanın ilk güzellik yarışması İda Dağları’nda yapılmış. Burada aldığınız her nefeste mitolojinin hikâyeleri doluyor içinize. Geniş bir coğrafyaya yayılan Kaz Dağları’nda görülecek pek çok şehir, kasaba ve tatil yöresi var. Deniz kenarında dinlendikten sonra dağlarda doğayla buluşmak için benim en sevdiğim durak Adatepe. Kazdağları ve Edremit Körfezi manzarasına hâkim konumdaki köyde çoğu Rumlardan kalan evlerin büyük bir kısmı restore edilmiş. Dünyanın oksijen oranı en yüksek yerinde, Zeus Altarı’ndan olağanüstü manzarayı seyredip meydandaki asırlık çınar altındaki kahvelerde nostaljiyi yaşayın. Köyün taş duvarları ve daracık yolları arasında gezinmeyi, Zeytinyağı Müzesi’ni ziyaret etmeyi, güneşi Hoca Kayası’nda batırmayı unutmayın.Kuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolunZeus Altarı’nın manzarası.

Haberin Devamı

Destanların şehri
ÇANAKKALEKuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolunÇanakkale 57. Piyade Alayı Şehitliği

Dünyanın en önemli boğazlarından biri olan Çanakkale, tüm dünyanın tarihini önce Troya, ardından da 1. Dünya Savaşı’yla değiştirmiş. İlk destanın hikâyesini İzmirli kör ozan Homeros aktarmış insanlığa. Troya Savaşı’nı anlattığı başyapıtı ‘İlyada’ Batı’da asırlar boyu kuşaktan kuşağa aktarılmış. İkinci destansa binlerce Türk askeri tarafından 18 Mart 1915’ten sonra yazılmış. Hem Troyalılar hem Türkler vatanları uğruna bu topraklarda can vermişler. Adı Yunanca ‘güzel şehir’ anlamına gelen Gelibolu Yarımadası Asya kıtasında kalan Çanakkale’yle birlikte Boğaz’ın iki yakasını oluşturuyor. Adı Batı dillerinde bölgede daha önce yaşamış bir kral dolayısıyla Dardanelles diye geçen 70 kilometrelik bu boğazda, Fatih Sultan Mehmet tarafından en dar bölgede yaptırılan Kilitbahir (Denizdeki Kilit) ve şimdi askeri müze olarak kullanılan Çimenlik kaleleri var. Bu bölgenin bu kadar önemli olması stratejik konumundan kaynaklanıyor. Mitolojiyle başlayıp gerçeğe uzanan Troya Savaşı’nın hikâyesi dünyada meşhur. Antik şehrin yerini bulup ilk kazmayı sallayansa Kaliforniya’daki ‘Altına Hücum’ döneminde zengin olan Alman kökenli Heinrich Schliemann. Schliemann, Homeros’un yazdıklarının gerçek olabileceğini düşünüp Osmanlı İmparatorluğu’na geliyor. Sultan Abdülaziz’in izniyle kazılara, daha doğrusu katliama başlıyor. Tek amacı hazineyi bulmak olduğu için de yatay kazılar yapacağına, antik şehre tabiri caizse bodoslama dalıyor ve amacına da ulaşıyor. Hazineyi bulduğu gün tüm işçilere izin veriyor ve karısı Sofia ile beraber bulduklarını önce Yunanistan’a götürüp değişik ülkelere pazarlamaya çalışıyor. Sonra Alman milliyetçiliği ağır basıyor ve elindekileri Almanya’ya veriyor. 2. Dünya Savaşı’nda kaybolan hazine 1993’te Rusya’da ortaya çıkıyor! Eserler bugün Puşkin Müzesi’nde sergileniyor. 1996 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Troya’da yapmanız gereken, hayal gücünüzü kullanmak ve baktığınız eserlerin binlerce yıldır burada olduğunu düşünmek. Dünyanın en önemli çağdaş arkeoloji müzesi örneklerinden biri olan ödüllü Troya Müzesi, 2018 Troya Yılı’nda ziyarete açıldı.Kuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolun
Athena’nın izinde
ASSOS

Haberin Devamı

Çanakkale’de neredeyse adım başı bir antik kent çıkar karşınıza. Ama Ege Denizi’nin sakinliğinde dinlenmek için Assos’a uğramanızı öneririm. Çanakkale’den gelirken doğayla uyum içindeki Selçuklu Köprüsü üzerinde, tepeye hâkim konumuyla Assos’un silüetini görürsünüz önce. Antik kente girdiğinizde adımlarınız sizi şehrin en yüksek noktasındaki Athena Tapınağı’na götürecek. Bu güzel tapınağın altında oturun ve armağan ettiği zeytin ağacıyla Atina şehrine adını veren bilgelik tanrıçasına sevgilerinizi gönderin. Günbatımında buradan, kadın şair Sappho’nun yaşadığı Midilli Adası’nı seyretmenin tadına varın.Kuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolun
Bağ ve deniz manzarası
BOZCAADA

Feribottan iner inmez solunuzda deniz restoranlarının çevrelediği şirin bir liman göreceksiniz, sağınızda da muhteşem bir kale yükseliyor. Yürümeye devam ettiğinizdeyse birkaç dakika içinde kendinizi bir Osmanlı-Rum kasabasının dar ara sokaklarında bulacaksınız. Antikçağda Leukophrys, Yunan mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Çanakkale’ye bağlı Bozcaada, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez istilaya uğramış ve el değiştirmiş. Adanın bilinen ilk sakinleri Pelasglar. Daha sonra sırasıyla Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlar, Persler, Büyük İskender, Bizanslılar, Cenevizliler, Venedikliler ve Osmanlılar adaya hâkim olmuş. Osmanlı yönetiminde geçen uzun bir dönemden sonra Balkan Savaşları sırasında 1912’de Yunanistan tarafından işgal edilen ada, 1923 Lozan Antlaşmasıyla Gökçeada ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmış. Adaya gitmişken Rüzgâr Gülleri’nde güneşi batırmadan, sokaklarını ve adayı keşfe çıkmadan, mis gibi ada kekiği kokan, bağ ve deniz manzaralı yollarında yürüyüş yapmadan ve tekneyle gezmeden dönmeyin.Kuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolunManici KasrıKuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolunManici ÇiftliğiKuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolunBertizKuzey Ege’nin muhteşem doğasında kaybolunYeşilyurt Köyü

Yazarın Tüm Yazıları