Aradaki tek fark Fenerbahçe’nin üretkenliğinin fazla, Konya’nın ise az olmasıydı.
Bir detay daha, Konya bulduğu pozisyonları gole çevirmede ligin en iyisi, Fenerbahçe ise bu alanda ortalardaydı.
Dün akşamki maçta erken gelen Konyaspor golü, arkasından 5 dakikalık baskı ve sonrasında oyunun kontrolünü eline alan bir Fenerbahçe takımı gördük.
İLK POZİSYONDA GOL
Fakat Adanaspor futbolcularını bu anlamda tebrik etmek lazım.
Aslında en büyük alkışı da teknik direktörleri Engin İpekoğlu'na göndermek gerekir.
13. hafta itibarı ile takımın başına geçen Engin hocanın, getirdiği oyun anlaşıyı, takımdaki birlik ve beraberliği sağlaması, Adanaspor'un buralarda olmasının sebebiydi.
Play-off mücadelesinden uzaklaşmak istemeyen Samsunspor'a karşı Adanasporlu futbolcular, soğukkanlı tavırları ve sonucu alma adına ortaya koydukları futbol ile kazanarak yollarına devam ettiler.
Tabii ki bunları yapıp bir de sonuç alıyorsanız, hem 1 yıldır yenilmemenin özgüveni artıyor, hem de ülke puanına yapılan katkı ile güzel bir iş başarılıyor. Kadromuza baktığımızda da genç, dinamik, kaliteli ve tecrübe bakımından güzel bir karışımın olduğu bir topluluğu görüyoruz.
Sahada da bir teknik adamın kafasındaki düşünceleri, farklı oyunları yansıtabileceğiniz bir ekip açıkça görülüyor. Milli takımımızın çıkan 11'ine baktığımızda pas trafiğini iyi yapan, özellikle orta alanı iyi kapatan ve rakibi yaklaştırmayan bir düşünce ile oynadıklarını gördük. Avusturya'nın sağdan atağında bulduğu gole Hakan Çalhanoğlu'nun müthiş golüyle cevap verdik.
İkinci yarı Avusturya baskısını izlerken, baskıyı kıran isim ise kalecileri Ramazan oldu. Bu dakikadan sonra da Avusturya adına
en etkili isim olan Arnavutovic'in ataklarını gördük ama buna da millilerimiz gereken cevabı verdi.
İlk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da tempoyu çok yükseltmediğimiz, daha çok kontrollü oyunu seçtiğimiz bir anlayışımız vardı.
Şenol Hoca, yoğun tempoda rotasyonu dilediği gibi uygulayamadı.
Bu da takımda açıkça görülen bir zihinsel yorgunluğa sebep oldu.
Beşiktaş’ın karşısında ise, diri, istekli; kazanmaya gelmiş bir Antalyaspor vardı.
Buna rağmen galip gelen siyah beyazlılar için 3 puan büyük kazançtır.
Braga’nın nasıl oynayacağını iyi analiz eden bir teknik adam ve planlarını sahada iyi uygulayan futbolcular vardı...
Braga’nın yerden ve hızlı pas trafiğini bozan, özellikle ön alandaki baskısı ile rakibin en önemli noktalarını bertaraf eden bir takım vardı sahada.
Bu paslaşmaya engel olamadığı zaman da takım halinde topun arkasına geçen, alan bırakmayan ve rakibe yakın oynayan bir Fenerbahçe gördük.
Hatta ‘Alper’in şutu gol mü korner mi’ derken, Van Persie’nin attığı gole (ofsayt) baktığımızda daha iyi görünen takım Fenerbahçe’ydi.
İki takımın da kafasında sadece kazanma düşüncesinin olduğu ilk düdükten itibaren hissedildi. Trabzon bu maçı, karakterini ortaya koyabileceği bir karşılaşma olarak düşünüyordu. Beşiktaş’ın en büyük hedefi ise ‘Karadeniz seferi’ni kayıpsız bitirmekti. İlk yarı itibariyle her iki takım da gol veya goller atabilirdi. Orta sahaların devre dışı kaldığı oyunda, topu kazanan takım direkt kaleyi hedefledi. Bunun belki de en büyük sebebi, orta sahada ve hücumda kaptırılan toplar ile pas hatalarının çok olmasıydı.
CÖMERTÇE HARCADILAR
Beşiktaş’ın yakaladığı pozisyonlarda cömert hareket etmesi, Esteban ve Trabzonspor savunmasının zamanında müdahaleleri dikkat çekti. Buna karşın Trabzonspor’un da bulduğu fırsatları değerlendirememesi sonucu soyunma odasına gol atılmadan gidildi.
MAÇIN KIRILMA ANI
HAKEM Bülent Yıldırım’ın 12. dakikada üst üste iki kez penaltı olan pozisyonda çalmadığı düdük ve vermediği karar...
GOMEZ'İN ÖNEMİ TARTIŞILMAZ
Bunu gerçekleştirmesi için önce Rize maçını kazanması gerekiyordu ve dün ilk adımı attı.
Maç başladığında iki takımın da iyi hazırlandığını gördük.
İstekleri, coşkuları, tempolu bir oyunun ortaya çıkmasına sebep oldu.
Beşiktaş’ın hızlı oyununa karşı Rize de hızlı oyunla cevap vermeye çalıştı.
Trabzonspor’un, altındaki takımlarla puan mesafesini korumak istemesi, Mersin’in ise deplasmanda alanacak her puanın altın değerinde oludğunu düşünerek oynaması bizlere ilk 45 dakikada orta saha mücadelesi halinde geçen bir maç izletti.
Ümit Hoca, Lig Tv’de maç öncesi demecinde hedefinin ne olduğunu söyledi.
Buna istinaden de sahaya çıkardığı takım öncelik olarak gol yememe üzerine kurulu idi.
Orta alanı ve kendine yakın tehlikeli bölgeyi çok adamla savunarak Trabzonspor’un o bölgelerde pozisyon üretmesine izin vermedi.