Paylaş
İstanbul’un keşmekeşinden kaçıp çalıştığı Hayat Mecmuası’nda 1960 yılında Ankara’ya tayin oldu. Başkent’e geldiği yıllarda televizyon bile yoktu.
Yayınlanmış 15 kitabı, yayınlanmayı bekleyen onlarca projesi var. Türkiye’de yeniliklerle adını duyuran Ozan Sağdıç, Türkiye’nin ilk 45’lik ve yine ilk plak kapağını yaptı. Ayrıca yine ilk kez bir foto romanını fotoğrafladı.
Geçen yıl İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından yayınlanan ve 1973 yılında düzenlenen ilk İstanbul Festivali’nde, çektiği fotoğraflardan oluşan “Ozan Sağdıç’ın Fotoğraflarıyla 1. İstanbul Festivali” adlı albümü festivalin 40. yılında damgasını vurdu.
Hayatı ve fotoğrafları geçtiğimiz günlerde Eczacıbaşı tarafından yayınlanan “Fotoğraf Sanatçıları Dizisi”nin üçüncü kitabı “Ozan Sağdıç”ta kitapevlerinin raflarını süslüyor. Fotoğrafın Ozan’ı ile yaptığım keyifli sohbetten notları onun sözleriyle aktarıyorum.
Hayat Mecmuası’nda gördüğüm ilanla 1956 yılında foto muhabirliğine başladım. Neşriyat Müdürü (Genel Yayın Yönetmeni) Hikmet Feridun Es, fotoğraflarımı görünce, “Babı-ali tecrübesi olmayan taze bir göz arıyorduk, bulduk” dedi. Hayatın iki foto muhabirinden biri oldum. Diğeri Ara Güler’di. Hayat Mecmuası farklıydı ama bugün yerine koyabileceğim şunun gibi diyebileceğim bir örnek yok. 1960 yılına kadar İstanbul’da çalıştıktan sonra Ankaralı oldum.’’
BAMBAŞKA BİR ANKARA VARDI
İstanbul’un keşmekeşi, karmaşası beni iyiden iyiye sıkmıştı. Hayat’ın Ankara’ya bir büro açması fikri doğunca fırsat oldu benim için. Geldiğim yıllarda televizyon bile yoktu. Ama Ankara’nın entellektüel, elit bir havası vardı. Ünlü şairler, ressamlar, sanatçılar Ankara’daydı. İstanbul’da şehir tiyatrolarının 2 sahnesi vardı, bir iki özel tiyatro vardı. Ankara’daysa 6 sahne vardı. Özel tiyatrolar. İstanbul’da şehir orkestrası vardı burada Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası. Operalar, baleler Ankara farklıydı. Ankara “Kültür Başkenti’’ idi. Şimdi yaşadığım şehre başkent tanımını neye göre yaparım bilemiyorum.
KIZILAY’DA YÜRÜMEK KEYİFTİ
Ama sonradan sonraya bu çevre İstanbul’a gitti. İstanbul’un ağır elit tabakasını oluşturdu. Bıraktıkları Ankara’da Ulustan Çankaya’ya kadar keyifle yürüyebilirdiniz. At kestanelerinin süslediği pırıl pırıl bir kaldırım keyfi. Şimdiki gibi et yığını içinde çarpa çarpa gitmezdiniz. İnsanlarla selamlaşarak yürürdünüz. Ankara rafine bir şehirdi. Burada çalışmakta keyifti.
İLGİNÇ İLKLERİ
Televizyon olmadığı yıllar, fotoromanlar gözdeydi. İtalya’dan fotoğraflar gelir Türkçe metinlerle yayınlanırdı. İlk Türk fotoroman için Turgut Özakman’la hazırladık; “Cumartesi Saat Dörtte. ”Semih Sergen, Çiğdem Selışık ve Işık Yenersu başrollerini oynadı. İkinci foto romanı sonraki yıllarda Komiser Colombo’yu seslendirecek olan Savaş Başar yazdı, “Karım nerede?” Türk fotoromanları bizimle başladı ve yüzlercesiyle sürdü. Türkiye’de ilk albüm ve 45’lik kapaklarını da ben yaptım. 1964 yılında yayınlanan Alpay’ın ilk 45’liği “First Kiss”-“Weeping River”I ben hazırladım. Ayla Algan’ın şarkılarının yeraldığı “Yunus Emre” isimli long playde Türkiye’de yapılan ile kapağa sahip. Türkiye’deki ilk konut ilanını da ben çekip hazırladım.
Kitap Önerisi
“Ozan Sağdıç, Fotoğraf Sanatçıları Dizisi”
Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Yayınları, 272 sayfa.
Not: Ozan Sağdıç, 16 Şubat, Cumartesi saat 14.00’te D&R Ankara Tunalı Hilmi’de kitabını imzalayacak.
“Fotoğrafıma bakan bir kimsenin ilk bir dakikada gülmesini, ama beş dakika o fotoğrafa dikkatle baktığında içini hüzün kaplasın isterim. Çünkü hüzün ve neşe insanın yazı-tura gibi madeni paranın iki yüzüdür, birbirinin akrabasıdır bir yerde, insan o’dur…” Ozan Sağdıç
DEMİREL AİLESİ 10 NUMARADA
1965 yılında Süleyman Demirel ilk kez başbakan olunca Hayat’ta bir röportaj için evine gittim. O zaman evi Buğday sokaktaydı ve 10 numaralı dairede oturuyordu. İngiltere’nin de biliyorsunuz, 10 numarası meşhurdu. Süleyman Demirel ve Nazmiye hanımın da Ankara’daki evleri 10 numara olunca böyle bir fotoğraf çektik.
BALKON HATIRASI
Hayat Mecmuası’nın bürosu Ankara’da Rüzgar Sokak’taydı. O zamanlar Ayten Gökçer Hayat’ın bürosuna çok sık gelirdi. Bir ara balkonda fotoğrafını çektim. Ortaya bu kare çıktı.
HAVAİ FİŞEKLERLE KOCATEPE
Kocatepe’nin en iyi göründüğü nokta Cebeci de Topraklık Parkı. Kocatepe Camisi’ni tümü ile görürsünüz. Arka tarafı da Meclis’in önüne denk gelir. 23 Nisan’da havai fişeklerin atılışını böyle fotoğrafladım.
Paylaş